'Eğer racon kesilecekse bizzat kendim keserim'

'Eğer racon kesilecekse bizzat kendim keserim'
Erdoğan yandaş yazarlara ayar verdi, 'İstanbul'da son dönemde ortalamanın altında kalmış olmamızı doğru okumalıyız' dedi.

POLİTİKA- Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen Genişletilmiş İl Danışma Meclisi Toplantısı'na katıldı. Toplantıda bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Unutmayın İstanbul'da teklersek, Türkiye'de tökezleriz. İstanbul'da metal yorgunluğu olursa, Türkiye'de paslanırız. Buna karşılı, İstanbul'da kıpırdanırsak, Türkiye'de şahlanırız. İstanbul'u sağlam tutarsak, Türkiye'de de dünyada da Allah'ın izniyle bizi yıkacak bir güç tanımıyoruz. Bunun için 81 vilayetimizdeki teşkilatlarımızın tamamı elbette önemlidir. Ama İstanbul bir başka önemlidir. AB üyesi 28 ülkeden 20'sinden daha büyük durumda bulunan tarihi ve coğrafi konumuyla benzersiz bir şehir olan İstanbul sadece Türkiye değil, bölgemiz ve dünya için de önemlidir" dedi.  

'RACONU MAFYA BABALARI KESER' haberi için tıklayınız

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İstanbul'un büyüklüğünü anlamayan hiç kimse, İstanbul'a ve Ak Parti'ye  hizmet edemez. İstanbul'u büyük bir aşkla, tutkuyla sevmeyen hiç kimse bu şehre ve partimize gereken katkıyı sağlayamaz" şeklinde konuştu.

"İSTANBUL BİZİ BAŞINDA TAŞIR, SIRTINDA TAŞIR"

Erdoğan, "İster siyaset yapalım, ister ticaret, ister sanat-edebiyatla uğraşalım, ister sporla hiç fark etmez bu şehrin hakkını vermek zorundayız. Eğer yaptığımız işi, verdiğimiz mücadeleyi bu şehre uygun şekilde yürütmezsek hedeflerimize ulaşamayız. Şu gerçeği asla unutmayalım, çalışmamızla, fedakarlığımızla bu şehrin insanlarına kendimizi sevdirirsek, İstanbul bizi başında taşır, sırtında taşır" dedi. 

"İDAEL SİYASETÇİ OTURDUĞU KOLTUKTAN GÜÇ ALAN DEĞİLDİR, ORAYA GÜÇ KATANDIR"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Halk oylamasında malum İstanbul yüzde 48,65 oyla neticeyi verdi. Tabi biz İstanbul'u böyle görmek istemiyoruz. İstanbul, Türkiye ortalamasının altına düştüğü an buna yanarız, üzülürüz, İstanbul, Türkiye ortalamasının altına düşmemeli. Onun üstünde olmalı. Üstünde olduğu anda bir çok şey değişir. Öyleyse bir yerde yanlışımız var. Bir yerde eksiğimiz var. Eğer metal yorgunluğu diyorsak bunları oturup düşünmemiz lazım. Kimse buna üzülmeyecek. Çünkü bu hareket alışılmış bir siyasi parti hareketi değildir. Bu bir davadır, buna böyle bakacağız. Bizim İstanbul'a ihtiyacımız var. Diğer örneklere, alternatiflere baktığımız zaman görüyoruz ki İstanbul'un da bize ihtiyacı var. Öyleyse şehrin en kılcal damarlarına inerek, ayak basmadık yer, eline ve gönlüne dokunmadık insan bırakmayarak, her taşına hayran olduğumuz İstanbul'u kendimize de ram edeceğiz. Bize kibir yakışır mı? Bize gurur yakışır mı? Gurur Allah'a yakışır bize değil. O onun. Bize ne oluyor ki afra tafra yapıyoruz. Bize ne oluyor ki koltuklardan güç alma gayreti içerisine giriyoruz. İdeal siyasetçi oturduğu koltuktan güç alan değildir, oraya güç katandır" dedi. 

"İSTANBUL'UN ORTALAMANIN ALTINDA KALMASININ, BİZE VERDİĞİ MESAJI ÇOK DORĞU OKUMALIYIZ"

Erdoğan, "2019'daki seçimlere karar İstanbul'daki oy oranımızın Türkiye ortalamasının üzerine çıkması şart. Bilhassa son dönemde seçimlerde bir kaç puan da olsa İstanbul'un ortalamanın altında kalmasının, bize verdiği mesajı çok doğru okumalıyız" diye konuştu. 

"BİZİM SİYASET TERBİYEMİZDE VEFA ÇOK ÖNEMLİDİR"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz kendimizi yenilediğimiz ölçüde ülkemizin siyasetini, ekonomisini, dış politikasını, güvenliğini, yatırımlarını daha da ileriye taşıyabiliriz. Bayrak yarışı olan hizmet nöbetini İstanbul'da da yeni arkadaşlarımızla güçlendirerek sürdürmekte kararlıyız. Kongre sürecimizde gerçekleştireceğimiz bu değişim asla bir tasfiye değildir. Bizim siyaset terbiyemizde vefa çok önemlidir. Ülkesine, şehrine, partisine emeği geçmiş hiç bir arkadaşımızın, emeğini, gayretiniz, fedakarlığını unutmadık, unutmayacağız. Kendisi yolunu şaşırıp başka mecralara yönelmediği sürece, her arkadaşımızın bizim gönlümüzde ve yanımızda yeri vardır" dedi. 

"EĞER RACON KESİLECEKSE, BU RACONU BİZZAT KENDİM KESERİM"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Zaman zaman kamuoyunda, medyada, partimiz içinde kesinlikle arzu ve tasvip etmediğim tartışmaların yaşandığına şahit oluyoruz. Genellikle sosyal medya hesapları veya kimi köşe yazarları üzerinden başlatılan bu tartışmalarda, birilerinin şahsımın adına adeta racon kestiği, herkese ayar vermeye çalıştığı anlaşılıyor. Burada bir kez daha açık ve net olarak ifade ediyorum; benim, milletimle, partimle paylaşacağım bir düşüncem, bir teklifim, bir hissiyatım varsa, bunun yolları bellidir. Kimsenin racon kesmesine de ihtiyacım yoktur. Eğer racon kesilecekse, bu raconu bizzat kendim keserim. Bu da böyle bilinmeli" şeklinde konuştu.

"MİLLETİN ÖNÜNDE, DÜNYANIN ÖNÜNDE KONUŞUYORUZ" 

Erdoğan, "Parti teşkilatlarımızda yaptığımız toplantılarda, tüm milletimizin gözü önünde konuşuyor, tartışıyor, mesajlarımızı ifade ediyoruz. Aynı şekilde dünya ve ülke meseleleriyle ilgili konularda da gerektiği her durumda görüşlerimizi kamuoyuyla paylaşıyoruz. Batı'yla ne konuşmamız gerekiyorsa kapıların arkasında değil, milletin önünde, dünyanın önünde konuşuyoruz" dedi.

"ŞAHSIMIN VE SÖZCÜLERİMİN DIŞINDA YAPILAN HİÇBİR AÇIKLAMANIN BENİMLE İLGİSİ YOKTUR"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şahsımın ve sözcülerimin dışında yapılan hiçbir açıklamanın benimle ilgisi yoktur, partimle ilgisi yoktur. Şu köşe yazarı şöyle yazmış, bu köşe yazarı böyle yazmış, şu köşe yazarının Cumhurbaşkanı ile şöyle dostluğu var. Hiçbirisi beni bağlamaz. Bunlara da ihtiyacım yok. Ben zaten konuşuyorum bunları ya, bunlara gerek yok ki. Ben derdimi anlatmaktan aciz de değilim. yeri geldiği zaman bunları da anlatıyorum. Anlatmaya da devam edeceğim. Hele hele başkalarının adın açılmış sosyal medya hesapları ve köşe yazıları gibi mecraları aracı kılma gibi alışkanlığım kesinlikle bulunmuyor. Bu da böyle biline. Her halde dünyada benim kadar şeffaf olan, benim kadar açık konuşan, benim kadar görüşlerini net ifade eden bir başka lider var mıdır? Onu da pek bilmiyorum" diye konuştu. 

'OYNANAN OYUNU HERKES NET OLARAK GÖRECEKTİR'

İstihbarat paylaşımını bile tam olarak bizimle yapmadılar. Fırat Kalkanı Harekatı, batının bölgedeki oyunlarını açığa çıkardı. Başka terör örgütlerini yanlarına alarak aynı projeyi ısrarla sürdürüyorlar. Bize dost olarak görünenler, PKK ile PYD – YPG ve Suriye Demokratik Güçleri’nin aynı yapı olduklarını çok iyi bildikleri halde yalan söylüyorlar. Suriye ve Irak haritasındaki güçlerin dağılımına bakan herkes oynanan oyunun amacını açıkça görecektir. Hangi ülkenin silahları PKK’da var, hangi ülkenin silahları DEAŞ’ta var biz bunları biliyoruz.

Bugün bölgede güç gösterisi yapan herkes işine bittiğinde çekip gidecek ama biz bundan sonra da coğrafyamızda kalacağız. Sınırlarımız boyunca kurulan terör yapıları ile uzun ve kanlı mücadeleyi verecek olan bu ülkeler değil, Türkiye. Hedefleri politik olabilir bizim için mesele beka meselesidir. Bekamız söz konusu olduğunda, gözümüz kimseyi görmez, görmeyecektir. İttifakmış, müttefiklikmiş, ticaretmiş, istikbalimiz söz konusu olduğunda bunların hepsi de hükmünü yitirir bu böyle bilinmelidir.

BUNLARI TULUM İÇİNDE GÖRECEKSİNİZ

FETÖ nerede. Bir kısmı Avrupa’da, bir kısmı Pensilvanya’da. Onlar kaçacak biz kovalayacağız. Bunu böyle biliniz. Ha PKK ha FETÖ ha DEAŞ ha FETÖ. Al birini vur öbürüne. Bu ihanet çetesi Türkiye’nin geleceğine saldırmıştır. Milletimiz tek yumruk. Bu ihanet çetesine geçit vermemiştir.

Yakın zamanda bunları özel hazırlanmış tulumlar içerisinde göreceksiniz. Özel elbiselerle duruşmalara geldiğiniz göreceksiniz. İnanıyorum ki, yıl sonuna kadar da yargımız bunlarla ilgili kararları büyük ölçüde vermiş olacaktır.

SÖZDE TÜRK DİYE GEÇİNEN AHLAKSIZ...

Bütün bu adımları atarken benim sizden ricam şu: Bu yoldaki heyecanımızı, coşkumuzu asla kaybetmeyeceğiz. Almanya seçime gidiyor, 15-20 gün var. Hala bizimle uğraşıyor. Sen bizimle niye uğraşıyorsun. İşine bak ya. Bizde referandum oldu, bizimle uğraştınız. Hayır kampanyasına katıldılar. Sözde Türk diye geçinen bir ahlaksız orada bir "hayır" kampanyası yaptı. Türkiye’nin Cumhurbaşkanı’na ne yazık ki, Almanya’nın kapısını kapattılar. Merkel de dahil, muhalefet de dahil. Bunların demokrasi ile yakından uzaktan alakası yok. Söylediğimiz zaman da yalan bunlarda gani. Sen kimsin önce haddini bil. Kimsin. Senin muhatabın ben değilim, Dışişleri Bakanı.

Biz de buradan mesajımızı veriyoruz. Onlar o kampanyada Türkiye’ye böyle saldırdılar da ben oradaki vatandaşlarımıza niçin mesaj vermeyeyim. Ne diyorum; Türkiye düşmanı olan partilere sakın ha, oy vermeyiniz. Sakın. Türkiye dostu olanlarla beraber olun. Küçük partiymiş falan buna da bakmayın, onları büyütelim. Bu seçimde onların sandıkta bana göre bir tokat yemeleri lazım. Şu anda diyorlar ki, bizim demokratik mücadelemize karışıyor. Ne alakası var. Senin gibi kalkıp sizin bize yaptığınızı biz yapmıyoruz. Sadece Türkiye düşmanlarına sandıkta demokratik bir ders verin diyoruz bu kadar. Bizim yanımızda teröristler yok ama sizin yanınızda teröristler vardı.

BU SİLAHLARI NE YAPACAKSINIZ?

Tüm Türkiye’ye ve dünyaya sesleniyorum. 1000’i aşkın TIR Irak’tan geldi. Bunlar zırhlı araçlar, mühimmat. Bütün bunlar Suriye’deki terör örgütlerine teslim edildi. Sonra onlar Türkiye’ye karşı kullanılacak. Diyoruz ki, bu silahları ne yapacaksınız. G-20’de bunu Trump’a da söyledik, o da arkadaşlarına serzenişte bulundu. Geri alınmasını istiyoruz. Geri alacağız diyorlar, biz bunlara inanmıyoruz. Türkiye kimseden insaf beklemiyor. Hakkı olmayan bir şeyi de talep etmiyor. Sadece kendi varlığına, egemenliğine saygı gösterilmesini istiyor. Bu saygının gösterilmediği durumlarda da kendi başımızın çaresine bakmaktan başka bir derdimiz olamaz.

Öne Çıkanlar