Ehmedê Xanî’den James Joyce’ya uzanan yol

Ehmedê Xanî’den James Joyce’ya uzanan yol
Kawa Nemir, Ulu Ozan Ehmedê Xanî’nin Mem ü Zin’inin tiyatro uyarlamasını yazdı; bu eser, 2014’te Diyarbakır Şehir Tiyatrosu tarafından sahnelendi.

Cihan ERDOĞAN   


Sonbaharın hafif rüzgarlı, Kürtler içinse oldukça hareketli bir günü yaşanıyordu. Shakespeare’in baş yapıtı ‘Hamlet’ Kürtçe sahneye konulacaktı. Yerli, yabancı medyanın ilgisi bu yöne kaymıştı. Afişler, el ilanları göz dolduruyordu. Yılların emektar yönetmeni Celil Toksöz’ü biliyordum. Kawa Nemir’in ismiyle ise ilk kez karşılaşıyordum. Oysa oyunu büyük emeklerle Kürtçeye uyarlayan Kawa Nemir’den başkası değildi. Cahilliğime verip susmuştum. 

Avrupa’nın sevimli, tarihi bir kentinin görkemli tiyatro salonu hınca hınç doluydu. Büyük bir kültürel açlığın veya Kürtlerin dünya klasiklerine adım atmalarının heyecanıyla; seyircilerle, oyuncular bir bütünün parçaları haline gelmişti.

Oyuncuların performansı seyirciyi alıp bambaşka diyarlara götürüyordu. 

Usta yönetmen Celil Toksöz ve Kawa Nemir’in, ulu ozan Xani’den, Dengbejlerden aldıklarına kendi hünerlerini de katarak oyunu Kürdi motiflerle, şarkılarla, süslemeleri dahiceydi.

Hamlet bitmişti. Oyundan sonra, oyunun yarattığı büyük etkiyle ardı arkası kesilmeyen iyi huylu sohbetler başlamıştı.

Hamlet’te, oyunu Kürtçeye uyarlayan Kawa Nemir’in önemli bir rolü oynadığını duyduğumda şaşırmıştım. 

 
Hamlet Oyunundan bir sahne, Kawa Nemir

Bu bana, Umut filmini seyrettikten sonra faytoncu Cabbar’ın rolünü çok iyi oynadığını anlattığında Elia Kazan’a etrafındakilerin, Cabbar’ın Yılmaz Güney olduğunu söylemelerini hatırlattı.

Geçtiğimiz aylarda Kawa Nemir, Toksöz’le birlikte, ünlü İtalyan bestekar Giacomo Puccini’nin ‘’TOSCA’’ adlı Operasını büyük bir kadroyla sahneye koydu.
Puccini’nin unutulmaz aryalarıyla ilerleyen, müthiş zenginlik içeren bir müzik şöleni … 

Bu müzikal zenginliğin ve şiirsel atmosferin hakkını layıkıyla veren orkestranın Ermeni şefi Ardeşes Agosyan onu klasik sahnelemeyle bütünleştirmiş, her üç perdede de olağanüstü bir görkeme teslim etmişti.

Rojawa’nın işgal edilmeye başlandığı günlerde oldukça güçlü ses getirdi Tosca. Avrupa metropollerini bir sıra halinde dolaşmış, medyada kendinden önemli oranda övgüyle söz ettirmişti.

Hamlet ve Tosca’nın elbette bir evveliyatı vardı.

Kawa Nemir, Ulu Ozan Ehmedê Xanî’nin Mem ü Zin’inin tiyatro uyarlamasını yazdı; bu eser, 2014’te Diyarbakır Şehir Tiyatrosu tarafından sahnelendi. Anadolu’nun  ateşler altındaki topraklarını gezinip durdu. Önemli  metropollerde ilgiyle karşılandı.   

Biz, biraz olsun başka şeylerden söz edelim şimdi.

BİR BÜYÜK KÜÇÜK ADAM OLARAK HAYATA ADIMLARINI ATAN KAWA NEMİR

Çocuk yaşlarında gittiği kolejde  Shakespeare’in sonelerini okumaya başlamış Kawa Nemir. 

Bu kadarı kesmemiş onu. Hacettepe ve İstanbul Üniversitesi’nde İngiliz Dili, Eski Yunan ve Latin Dilleri ve Edebiyatı bölümlerinde okumuşsa da, hiçbirini bitirmeye vakti olmamış. Ama ‘maya tutmuş’ birkere...

Bu yüzdendir ki, dünya klasik ve modern edebiyatını sırtlayan bir "sergüzeşt"in ayak izlerini takip etmeye başlıyoruz sonrasında.

1975, Iğdır doğumludur Kawa Nemrin. İsterseniz burada biraz duralım.

Yaşar Kemal’in ‘’Benim yazarlığımın baş kahramanı, Kürtlerin Homeros’u Evdalê  Zeynikê’dir’’ der. 
Evdalê Zeynikê’nin bir yanı Ağrı, Kars ise, öte yanı Iğdır’dır.

Serhad’ın toprağı bereketlidir. Ulu Ozan Ehmedê Xanî de Doğubayazıt’lı, yani Serhad’lıdır.

‘’Bir Ada Üçlemesi’’inde Sarıkamış’ı,  Mêrdînik’i, Altunbulak’ı, Allahuekber Dağları’nı en ince ayrıntılarına kadar anlatır Yaşar Kemal. Onun bir yanı da Serhad’a uzanır. 
Newroz romanında Kürtlerin isyanını anlatan çok yönlü sanatçı Muzaffer Oruçoğlu da (Göle) Mêrdînik’lidir.

Kısa sözün uzunu, Kawa Nemir’in kısa zamandaki uzun soluklu, bereketli yolculuğunun temel harcı sağlamdır. Daha ergen yaşlarındayken yüreğinin, beyninin kütüklüklerini yerelden evrensele edebiyatın metinleriyle doldurur.

Nemir, İngilizceden çevirmiş olduğu 7000’den fazla şiir de dahil olmak üzere, bir çok İngiliz, Amerikan, İrlandalı ve Türk şair, romancı, öykücü ve tiyatrocunun eserlerini Kürtçeye çevirmiştir. Kürtçeye 100 kitap çevirmiş olup, bugüne kadar bunların sadece 23 tanesi yayınlanabilmiştir. 

Kitap olarak da yayınlanan Kürtçe şiirler yazdı. Ödüller aldı. Şiirleri İngilizceye çevrildi.* 
 
Son derece mütevazi bir yaşam sürerken büyük işler peşinde soluksuz koşmayı da ihmal etmeyen Kawa Nemrin’in, Rojhilat’tan Rojava’ya, Başur’dan Bakur’a, ülkesinin parçalı coğrafyasını en ince ayrıntılarına kadar gezinip edebiyatını bir kuyumcu titizliğiyle gözden geçirdiği kesindir.

Kendi yaralarını daha derinlerine taşıdıkça, evrensel dünyanın edebiyat pencerelerine doğru adımlarını hızlandırmıştır.

2012’nin 16 Haziranı’nda, ‘James Joyce ve Ulysses’e Saygı Günü’ünde (Bloomsday), zorlu bir göreve soyunup, Ulysses’i Kürtçeye kazandırmak için kollarını çemremiş.

Aldığım bilgiye göre, 1000 sayfalık Ulysses’in çevirisi yayınevine teslim edilmiş. 

Bekliyoruz. Bütün arzumuz, Ulysses’in Kürtçe çevirisinin en kısa zamanda kitap olarak raflarındaki yerini almasıdır.
Bu demek oluyor ki, dünyanın en zor okunan modern romanlarından biri olan Ulysses artık Kürt diline de kazandırılmıştır.

Ulysses Türkçeye çevrildiğini öğrendiğinde, "Almanca, Fransızca olabilir, Türkçeye çevirilmesi imkansız," diye değerlendirmişti Murat Belge.

Vivet Kanetti: ‘’Ulysses’in yayınlanışı sırasında yetişmekte olan Türk edebiyatçıları için ne cesaret aşısı bu böyle. Kaç cumhuriyet neslinin üzerine çökmüş o eziklik duygusunu taşımak, ne şans ve tabii ne yeni sorumluluk. Madem ki bu çağda her yabancı dil için bir çıta olmuş Ulysses’in baştan aşağı aktarıldığı bir modern edebiyat dilinde, artık her arayış, her adım, her ufuk mümkün…’’

Orhan Pamuk: ‘’ Nihayet Ulysses Türkçede! Son üç haftadır, bu şaşırtıcı çeviriyi okuyor, okuyorum- zaman zaman özgün metne dönüp, ama bu harikulade çevirinin doğruluğunu yoklamak amacıyla değil de, Joyce’un Türkçeye çevirmeni Nevzat Erkmen’in yaratıcılığını alkışlamak için. Büyük kitapların önünde sonunda kendi büyük çevirmenlerine kavuşmaları ender bir olay sayılmaz, ancak Erkmen’le Joyce mükemmel ruh kardeşleridir..’’

Şimdi Ulysses, kaç yüz yıldır kırımlardan geçirilmiş bir halkın yok edilmeye çalışılan yetim dilinde, yani Kürtçe yayınlanırken, bir büyük devrim oluyor dersek yeri değil mi?

Kawa Nemir sadece Ulysses’i Kürtçeye kazandırmadı. Eminim ölmüş, öldürülmüş binlerce sözcüğe can suyu taşıdı. 
Ulysses’i kırk yıllık bir uğraşla çevirdiğini söylüyor Nevzat Erkmen.

Kawa Nemir’in iğneyle kuyu kazdığı kesindir. Kaç yıl emek verdiğini zamanla kendisi açıklayacaktır elbet.

    Resim Muzaffer Oruçoğlu James Joyce ve Müstakbel Okuru


   Ulysses aslında Homeros’un Odessa eserinin yansımasıdır. Zaten Odessa ile arasında karakterlerden olay         örgüsüne, günlük yaşamın basit gidişatının ayrıntılarının aktarılmasına kadar birçok paralellikler bulunur. Bu         benzerliklerden yola çıkarak, Ulysses’in zor okunabilir olduğunu neredeyse bütün yazarlar anlattılar.
   Joyce ise esrine ilişkin olarak şöyle demektedir: "İçine o kadar bilmece-bulmaca ve zeka oyunu koydum ki,           profesörler yüzyıllarca ne demek istediğimi tartışacaklar, insanın ölümsüzlüğü garantilemesinin tek yolu da           budur.’’

   Bence ateşin altında yürüyen Kürtler, Ulysses’i toyla-bayramla karşılayacaklar. 
   Rojava, Rojhilat, Başur ve Bakur’da kadınlı-erkekli gençler, ellerinde Ulysses’le gezinecekler. 

   16 Haziran’da, James Joyce ve Ulysses’e Saygı Günü’nde ( Bloomsday) Kawa Nemir’i de yanımıza alarak,         Dublin sokaklarında olalım.
   Gayda’nın yanına Eqide Cimo’nun, Feqi Teyran, Ewdale Zeynike’in, o büyük Dengbejlerin yanık seslerini             koyup Dublin sokaklarını şenlendirelim.

   Büyük prodüksiyonlara imza atmış saygın yönetmen Celil Toksöz’ün Dublinlilere, ‘James Joyce ve Ulysses’e Saygı Günü’ için hazırlayacağı sürprizleri olacaktır mutlaka. Bekleyelim…

İçinden geçtiğimiz bu karanlık günlerde Dünyayı sırtlayan Kawa Nemir’e karşı görevlerimizi ancak bu şekilde yerine getirebiliriz.
Kürtçeye hoş gelmiş Ulysses 
Selam James Joyce’ya
Selam Ulysses’e 
Selam Kawa Nemir’e..


*Kawa Nemrin’in Şiir Kitapları:
Selpakfiros (Selpakçı), Rewşen- Name Yayınları 2003 ( İkinci baskı, Lis yayınları, 2014)
Bisenga Desta Dür ( Uzak Ovanın Salkım Söğüdü), Lis Yayınları, 2006
Salname (Takvim), Lis Yayınları, 2009 
Bedengi ü Tişten Din (Sessizlik ve Diğer Şeyler ) Lis Yayınları, 2012
Keviren Bendewariye (Bekleyiş Taşları) Lis Yayınları 2015
 

Öne Çıkanlar