'Kürdistan' Erdoğan'a serbest HDP'lilere yasak

'Kürdistan' Erdoğan'a serbest HDP'lilere yasak
HDP'li Baydemir’e 'Kürdistan' dediği için meclis tarihinde ilk kez ceza verildi. Oysa Erdoğan, Başbakanlık döneminde 'Kürdistan' ifadesini defalarca kullanıp savunmuştu.

HABER MERKEZİ - Bugün HDP milletvekili Osman Baydemir'e 'Kürdistan' dediği için 2 gün genel kuruldan çıkarılma cezası verildi. Oysa Erdoğan, 2013 yılında Diyarbakır meydanında 'Kürdistan' demişti. Ve niye Kürdistan denilmesi gerektiğini kendi partisinin grup toplantısında ve katıldığı televizyon programlarında detaylarıyla Mustafa Kemal'i referans göstererek savunmuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan Başbakan sıfatıyla ilk kez Kürdistan kelimesini 16 Kasım 2013 tarihinde kullandı. Kürt barışı için çözüm sürecinin sürdüğü bir dönemdi. Diyarbakır’da düzenlenen mitinge Irak Kürdistan Bölgesel Başkanı Mesud Barzani, Kürt sanatçı Şivan Perwer ile Türkücü İbrahim Tatlıses de davetliydi.

Dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan mitingde yaptığı konuşmada Mesud Barzani’yi "Sizin şahsınızda Kuzey Irak Kürdistan Bölgesi’ndeki değerli kardeşlerimizi selamlıyorum" sözleriyle selamlamıştı.

19 Kasım 2013'te AKP Grup Toplantısı'nda konuşan Erdoğan, 2009'da Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi'ni başlatırken "analar ağlamasın" dediklerini belirtmiş ve "Cumartesi günü bir istisnasını gördük. Hem Diyarbakır'da hem Türkiye'de annelerin, çocukların, gençlerin gözyaşı döktüğünü gördük. Bu gözyaşları Allaha hamd olsun, sevinç gözyaşlarıydı" demişti.

Diyarbakır'da "Kürdistan" dediği için eleştirildiğini söyleyen Erdoğan, "CHP, MHP yöneticileri, Meclis kütüphanesine gittiklerinde, ilk Meclis, gizli celse zabıtları okuduğunda, bugün karşı çıktıkları şeyi görecekler" diye konuşmuştu.

Erdoğan, hem de en başta Mustafa Kemal'in nutuklarında göreceklerini ifade ederek, "Kürt kelimesini o Meclis'te görecekler. Gürcü, Laz, Arap, Boşnak kelimelerini o zabıtlarını görecekler, Kürdistan kelimesini, o Meclis zabıtlarında görecekler. Anasır-ı İslam kavramını, o zabıtlarda görecekler" demişti.

Kendi tarihini bilmeyen, kendi tarihini okumayanın, cehalet ve karanlıktan başka hiçbir şey söylemeyeceğinin altını çizip şöyle devam etmişti:

"Osmanlı'ya gittikleri zaman doğu, güneydoğunun, Kürdistan eyaleti olduğunu görecekler. Doğu Karadeniz'in Laziztan eyaleti olduğunu görecekler. Bunlar bizim tarihimizin, bize devrettiği mirastır. Bunları görmemezlikten gelemezsiniz. Bize ne diyorlar, 'şu kavramı kullan'; bölücü...Peki Mustafa Kemal de mi bölücü? 'Kürdistan' kelimesini kullanan, o zamanın bütün Meclis mebusları da mı bölücüydü?" 

Erdoğan 20 Kasım 2013 yılında katıldığı canlı yayın programında Kürdistan ifadelerini savunmayı sürdürmüş, Atatürk’ün de Kürdistan ifadelerini kullandığını hatırlatarak, "Bu ifadeleri kullanan Gazi Mustafa Kemal bölücü mü?" diye sormuştu.

AHMET YILDIRIM BU KONUŞMAYI HATIRLATTI

HDP Grup Başkanvekili Ahmet Yıldırım da Meclis'te devam eden bütçe görüşmeleri sırasında söz aldı ve Erdoğan'ın bu konuşmasını hatırlattı.

Yıldırım, şöyle konuştu: 

"Daha önce şu Genel Kurul’da 'Kürdistan' sözcüğünün kullanılmasıyla ilgili yürüyegiden bir tomar tartışma var. Ben de naçizane 21 yıl boyunca coğrafya kürsüsünde akademisyenlik yapmış ve yer adları, coğrafya adları çalışmış bir arkadaşınız olarak söylüyorum. 2013 yılının Kasım ayında Diyarbakır'da Kantar Kavşağı Meydanı'nda Sayın Erdoğan'ın yapmış olduğu konuşmada sıklıkla kullandığı Kürdistan mevzusuna girmeyeceğim. Kullanabilir. O zaman ana muhalefet ve muhalefet partileri itiraz edince çıkıp kendi grup toplantısında "Kürdistan" sözcüğünün neden kullanılması gerektiğini savunmuştur. Bakın, sadece "Kürdistan"'ı kullanmamış, neden kullanılması gerektiğini de anlatmışlardır. Aynen coğrafyacıların ve akademisyenlerin daha etraflıca açtığı üzere ne demiştir? Bunun sosyolojik, tarihsel ve coğrafik arka planını açıklamaya çalışmıştır. İsabet buyurmuştur.

Az önce Sayın Muş diyor ki: "Yasaların, Anayasa'nın tanımladığı bölgeler, iller, yerleşim birimleri vardır." Amenna. Şimdi soruyorum: Bakın, Sayın İbrahim Aydemir arkadaşımız Serhat bölgesi milletvekilidir. Yasada yeri yok. Veya bakın, şurada oturan, Trakya bölgesinden gelen milletvekili arkadaşlarımız var. Serhat bölgesi, Trakya bölgesi yasaca tanımlanmamıştır ama gücünü, bağlamını tarihten alır, sosyolojiden alır, coğrafyadan alır. Öyle tarih, coğrafya, sosyoloji eğilip bükülecek, böyle kıytırık yasalarla, İç Tüzük maddeleriyle esnetilebilecek şeyler değildir. 

İnsanların beyninde, belleğinde, yüreğinde, vicdanında, ahlakında yüz yıllar boyunca yerini edinmiştir. Bu anlamda "Trakya" gibi, "Serhat" gibi, "Lazistan" gibi, "Anadolu" gibi, "Rumeli" gibi, "Kürdistan" gibi kavramları inkâr etmek bu ülkenin kadim tarihini inkâr etmektir. Bu halkların sarsılmaz bağlarının altına dinamit koymaktır. Bu ülkenin bir bölümünün tarihine, kültürüne, coğrafyasına, kent gerçekliğine, sosyal yaşamına saygı duyarken diğerini reddetmek anlamına gelir. 

Biz "Kürdistan" derken, asla ve kata, bu ülkeyi bölmek üzerine kurgulanmış bir söylem geliştirmek üzere kullanmıyoruz, bilakis bu ülkeyi birleştirecek, gücünü tarihten alacak bir yaklaşım olarak dile getiriyoruz.

Bir diğer yandan, bu ülkeyi bütünleyen, herkesi eşitleyen, kardeşlik bağlarını güçlendiren dil ve argüman mı esas alınacak, yoksa ötekileştiren, kamplaştıran, bölen, parçalayan ve duygusal kopuşa götüren bir dil ve söylem mi esas alınacak; burada karar verilmek zorundadır. Sizden de istirham ediyorum, bu ülkenin tarihine ve geçmişine ne olursunuz hep birlikte sahip çıkan, onu güçlendiren bir tavır takınalım."

 

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar