Erdoğan Başbakan’dan çok Putin’le mi görüşüyor!

Erdoğan Başbakan’dan çok Putin’le mi görüşüyor!
Cumhurbaşkanı dün de, Afrin’e harekat için yeşil ışık yakan Putin’le, Esad güçlerinin Afrin’e girme kararı üzerine yeni bir telefon görüşmesi yaptı.

Oturup ayrıntılı bir araştırma yapmadım ama, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın en çok konuştuğu lider herhalde Başbakan Binali Yıldırım ya da Ana Muhalefet lideri Kemal Kılıçdaroğlu değil.

Hatta şu sıralar seçim ittifakı nedeniyle en yakın temasta olduğu Devlet Bahçeli bile değil.

Erdoğan en fazla Putin’le görüşüyor.

Putin neredeyse bizim yerli ve milli bir siyasetçimiz haline geldi. Erdoğan başı sıkıştıkça ya da gelişmeler içinden çıkılmaz bir hale gelince muhtemelen sesleniyor danışmanına:

"Şu Putin’i bir arayalım. Bundan sonra ne yapacaktık, bir konuşalım" diyor olmalı.

Son arama dün oldu.

Sebebini anlamak için kahin ya da CNN Türk’ün abonesi, her şeyi bilen malum strateji uzmanlarından biri olmaya hiç gerek yok.

Belli ki son görüşme, Esad güçlerinin YPG ile anlaşarak Afrin’e gireceğine ilişkin haberlerin yoğunlaşması üzerine gerçekleştirildi.

Ama Erdoğan önce Bakanlar Kurulu’nu Saray’ında topladı. Bir durum değerlendirmesi yaptılar. Sonra da Putin arandı.

"Aloo, seninkiler (Şam rejimi)  YPG-PYD, FETÖ ve DHKP-C hatta IŞİD militanlarıyla Afrin’e gireceklermiş. Şimdi ne yapacağız?"

Putin herhalde, "Sakin ol" demiştir. "Bir çaresine bakarız."

Bu arada danışmanı, Dışişleri Bakanı Mevlut Çavuşoğlu’nun konuyla ilgili açıklamasının Rusça çevirisini önüne koymuş olmalı.

Çavuşoğlu bu açıklamada, "Esad güçleri Afrin’i YPG-PYD’lilerden temizlemezlerse bizi kimse durduramaz" demişti.

Tabii böyle bir açıklamayı Saray’ın oluru olmadan yapması söz konusu olamazdı.

Telefon görüşmesinde Putin, Erdoğan’a bu açıklamayı sormuş mudur, bilemem.

Ama ortada hayli kritik bir sorun var.

AFRİN HAREKATI ZAFERE DÖNÜŞMELİ

Afrin harekatı durdurulsa bir türlü.

Erdoğan’ın, yükseldiğine ilişkin haberlerle pompalanan kamuoyu desteği maazallah düşebilir. O nedenle Afrin’de bir zafer gerekiyor ki seçim sandıkları dolup taşsın. Erdoğan’ın deyimi ile, "Sandıklar patlasın."

Gerçek zafer olmasa da elindeki medya gücü bu harekatı zafer olarak ilan edince kim bunun aksini iddia edebilir.

Harekat Esad’ın Afrin’e girmesine rağmen durdurulmazsa, daha büyük dertler çıkabilir.

Esad güçleriyle çatışmak, hatta Şam’ın destekçisi Ruslarla itişmek, karşı karşıya gelmek bile söz konusu olabilir.

O zaman Afrin harekatından beklenen fayda havaya uçar. Hatta, kimileri (Tabii Ana Muhalefet Partisi değil) bu harekatın maliyetleri konusunda hesap dahi sorabilir.

Peki ne yapmak gerekir? Afrin fiyaskosunu zafer olarak Türkiye kamuoyuna yutturmanın yolu nedir?

Yapılacak iş, daha önce çeşitli defalar yapıldığı gibi Putin’i arayıp konuşmaktır.

Nasıl Suriye’nin kuzey doğusu için, Minbiç bölgesi için ABD’nin izninin alınması gerekiyorsa Suriye’nin o bölgelerine ilişkin olarak da karar verecek olan Putin’dir.

O nedenle Putin aranmıştır.

Erdoğan’a Afrin’e girmesi için izni veren o olduğuna göre işler karışınca aranacak olan lider yine Putin’dir.

Türkiye’yi Afrin’e sokan Putin’dir. Esad’ın Afrin’e girmesine izin veren de odur.

Putin bunu niye yapmıştır? İşlerin bu kadar karmaşık hale getirilmesinde Rusya’nın ne gibi çıkarları vardır?

Tabii kafasında kuyrukları birbirine değmeden 40 tilkiyi dolaştıran Putin’in bir bildiği olmalı.

Putin bu bildiklerinin tümünü Erdoğan’la paylaşır mı? Herhalde paylaşmaz.

Fakat Türkiye kamuoyu bu konuşmaların neticesini yapılan uygulamaların sonuçları ortaya çıkınca görür.

Böylece Putin’in Türkiye siyasi yaşamında ne kadar önemli olduğu da anlaşılır.

Zaten önemli olmasa, Türkiye’nin Cumhurbaşkanı ülkenin diğer liderlerinden daha fazla Rusya’nın lideri Putin ile niye görüşsün?

 

Öne Çıkanlar