Erol Olçok'tan Orhan Uzuner'e uzanan 15 Temmuz darbe girişimi (1)

Erol Olçok ayarında bir insan ne darbeyi merak edip, ne de vatanı kurtarmak bahanesiyle arabasına binip köprüye gitmez, hele vatan kurtarmaya giderken oğlunu yanına hiç ama hiç almaz.

Uzun zamandır 15 Temmuz darbe girişimi yazılarıma ara vermiştim. Önce Türkiye karıştı, sonra Orta-Doğu ve arkasından Suriye ve Irak Kürdistanı, derken dünya karıştı. Her şeyin dengesi değişirken dünya halkları bir denge tutturdular esasında. Türkiye Erdoğan gibi birisini seçerken, Erdoğan'ın İgilizce bileni ABD'ye başkan oldu, Rusça bileni de Rusya'ya. Fransa'da beklenmedik bir şekilde Macron cumhurbaşkanı olurken, İtalya'da da, seçime giremese de Erdoğan'ın İtalyanca bileninin partisi (Berlusconi) seçimi kazandı. Bu saydıklarıma benzer ülkeler de yok değil ama hepsiyle uğraşamayacağım şimdi. Bize karmaşa gibi gözüken bu ortam esasında sizce de dünya halklarının bir dengesi değil mi? İşte bu kadar süre ara vermemin nedeni biraz da bu.

15 Temmuz darbe girişiminin askeri yanını oldukça geniş yazmaya çalıştım. Oysa hiç konuşulmayan, hatta dava bile açılmayan kimi olaylar var ki, bunları da yazmak gerektiğine inanıyorum. Erol Olçok, AKP kurulduğundan beri reklam işlerini yapıyor ve bütün seçimlerde ciddi bir payı olan birisi. Orhan Uzuner de, bildiğiniz gibi Recep Tayyip Erdoğan'ın dünürü.

Erol Olçok ve oğlu Abdullah Tayyip Olçok 15 Temmuz darbe girişimi gecesi arabaya atlayıp Boğaz Köprüsü'ne gidiyorlar ve uzaktan atılan ateş sonucu ikisi de yaşamını yitiriyor. Olçok'un AKP'ye bağlılığı zaten oğlunun adından belli, başka nasıl ifade edilebilinir ki? Öncelikle şunu söyleyeyim, istediğiniz bilimciye sorun, bu sosyolog olabilir, psikolog yada psikiyatrist olabilir, Erol Olçok ayarında bir insan ne darbeyi merak edip, ne de vatanı kurtarmak bahanesiyle arabasına binip köprüye gitmez, hele vatan kurtarmaya giderken oğlunu yanına hiç ama hiç almaz. Şimdi kimi aklı evveller bu yazdığıma kızacaklar ama bu böyledir, en azından babalık duygusu bile buna engeldir. Böyle durumda ikinci engel de insanın eşidir ve ne kocasını ne de yanında oğlunu göndermez. Bana göre Erol Olçok oraya gönderildi ama kim tarafından, onu bilemiyorum, çünkü öldürülmesi çok ama çok karışık.

Karışık, çünkü Erol Olçok darbe olacağını önceden biliyor. Siyasi öngörüsü mü çok iyi, darbecilerden birisi mi ağzından kaçırmış yada Erdoğan'a çok yakın olduğundan mı bilemem ama Olçok olacakları adı gibi biliyor. Bunu ben nereden biliyorum, Olçok kendi yazıyor, hem de 10 Temmuz'da kendi adına değil ama "Fotoğraf & Siyaset" adı altında kurduğu Twitter hesabına yazdıklarından biliyorum. Aşağıdaki tweetler kendisine ait ve öldürüldükten 2-3 gün sonra hepsi siliniyor.

Evet, yazıları okudunuz, bu yazıları yazan bir insan, uzaktan, hem de sırtından vurularak öldürülüyor. Görgü tanıklarına göre siyah bir transit arabadan ateş açılmış, otopsi raporu da toplu bir şekilde öldürülen 27 kişi için verilmiş. Yani Erol Olçok ve oğlunu öldüren silah belli değil, çünkü raporda 3 ayrı silahla kalabalığa ateş açıldığı yazıyor. Ama Olçok'un eşi Nihal Olçok eşinin ve oğlunun keskin nişancı tarafından vurulduğunu söylüyor. 

Yazının başlığına da (1) diye numara verdim, devamını cumartesi günü yazacağım. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi