FP: Türkiye, Suriyeli Kürtlerin düşmanlığını değil dostluğunu kazanmalı

FP: Türkiye, Suriyeli Kürtlerin düşmanlığını değil dostluğunu kazanmalı
Suriye özelinde Türk-Amerikan ilişkilerini değerlendiren Foreign Policy dergisi muhabiri Kupchan, iki NATO müttefikinin Suriyeli Kürtler ile iyi ilişkilere neden ihtiyacı olduğunu yazdı.

ARTI GERÇEK- 7 yıldır devam edem Suriye iç savaşı ülkeyi hiç olmadığı kadar tehlikeli bir yere dönüştürdü. Bu iddianın sahibi Amerikalı dış politika dergisi Foreing Policy,  Amerika, Rusya, Türkiye, İran, İsrail, Suriye Rejimi, Özgür Suriye Ordusu ve Suriye Demokratik Güçleri'nin olduğu Suriye’nin dünyanın en tehlikeli yeri haline geldiğini yazdı. 

Son dönemde "Suriye'de çıkar çatışması" yaşadıkları için gerilen Türk-Amerikan ilişkilerini değerlendiren Charles Kupchan, hem Amerikanın hem de Türkiye'nin Suriyeli Kürtler ile diplomatik ilişki kurması gerektiğini belirtti. Kupchan'a göre sınır güvenliğini sağlamak için Türkiye'nin "Kürtlerin düşmanlığına değil, dostluğuna ihtiyacı olacak."

'İLİŞKİLER KOPMA NOKTASINA GELDİ'

‘Amerika ve Türkiye sınırdan geri adım atmalı’ başlıklı makalesinde Kupchan "Suriye’de çıkar çatışması yaşayan" Türkiye Amerikan ilişkilerinin son durumunu değerlendirdi. Kupchan, "Amerikan'ın YPG ile ilişkisi ve Türkiye'nin Afrin harekatı nedeni ile iki Nato müttefikinin ilişkileri kopma noktasına geldiğini" belirtti. 

"Amerika ve Türkiye’nin uçurumun kenarından çok geç olmadan dönmesi" gerektiğine dikkat çeken Kupchan makalesinde şu değerlendirmelerde bulunuyor: "Orta Doğu’ya istikrar getirmek için Türkiye ve Amerikan’nın birbirlerine ihtiyacı var. Cumhurbaşkanı Erdoğan döneminde anti demokratik uygulamalar nedeniyle demokrasisi zedelenmiş olan Türkiye’nin Amerika ile ilişkilerini koparması, Batı ile arasındaki "tek zayıf bağında" çok hızlı bir şekilde kopması anlamına gelir.

Türkiye ve Amerikan çıkarları Suriye söz konusu olduğunda çatışıyor bu bir sır değil. Amerika, Rakka’dan IŞİD’i çıkarmasına yardım eden YPG’nin alternatifi olabilecek bölgesel bir güç bulamaz. Bu nedenle YPG ile askeri birlikteliği sürdürmeyi istemesi anlaşılır bir durum. Ancak YPG’yi PKK’nın uzantısı olarak gören ve kendi varlığına tehdit ettiğini düşünen Türkiye'nin bu ilişkiden memnun olmadığı açık.

IŞİD tehlikesi de azaldığına göre Amerika ve Türkiye sorunlu ilişkileri düzeltmeli. Ancak tek yaptıkları zor durumu daha da kötü hale getirmek. Amerika bölgedeki ilişkilerinin geleceği ve Suriye’deki etkisini devam ettirmek için YPG ile olan desteğini artırmaya devam ediyor. Öte yandan, müttefiki Amerikan’nın YPG’ye desteğinden dolayı kendisini ihanete uğramış hisseden Türkiye, Afrin’e girdi gözünü ise Minbiç’e dikmiş durumda.

'AMERİKA VE TÜRKİYE YPG İLE İLİŞKİLERİNİ GÖZDEN GEÇİRMELİ'

Bu politikalardan bir an önce dönülmeli. IŞİD tehditinin azaldığı bir dönemde Amerika YPG ile ilişkisini gözden geçirip, Türkiye’nin önceliklerini öne alabilir. Ancak Amerika YPG’ye desteği azaltmayı göze almıyor. Bunun nedeni, Türkiye’yi memnun etmek adına YPG ile arasına mesafe koyması durumunda ihtiyacı olduğu zaman, İran ve Rusya’nın Suriye üzerindeki etkisini azaltmak için Kürtlerin desteğine ihtiyaç duyabileceği gerçeği. Amerika burada Kürtlerden ziyade aslında Ankara ile ilişkisini düzeltmesi durumunda, Rusya ve Tahran'a karşı Suriye üzerindeki etkisini sağlayabilir.

Tabi ki Amerika, Suriyeli Kürtlerden henüz uzaklaşmaya hazır değil. Çünkü bölgedeki Kürt güçleri Amerika’nın IŞİD mücadelesinde en sadık destekcisi oldular. Ancak IŞİD’in etkisinin azaldığı göz önüne alındığında Amerika, Kürt güçlerine askeri desteğinin boyutlarını gözden geçirebilir. Bununla birlikte yerel kaynaklar ile daha güçlü diplomatik ilişki kurmak uzun vadade ülke çıkarlarına uygun hizmet edecektir. 

"TÜRKİYE'NİN KÜRTLERİN DOSTLUĞUNA İHTİYACI VAR"

Eğer, Amerika YPG'ye askeri desteği azaltıp ilişkileri diplomatik seviyede tuabilirse, bunun karşılığında Türkiye’nin de Afrin'deki askeri güçlerinin geri çekmesi gerek. YPG ile askeri mücadeleden ziyade Türkiye yerel güçleri ile diplomatik ilişkilerini güçlendirerek, savaş sonrası ülkede oluşacak yeni dengelere uyumlu yeni ilişkier kurabilir. Erdoğan milliyetçi söylem yerine Kürtleri de içine alan daha kapsamlı yerel oluşumlara tahamüllü politilar geliştirebilir. Erdoğan'nın Türkiyeli "15 milyon Kürt’ bunun yanı sıra Irak ve Suriye’deki Kürtler ile gelecekteki ilişkisi, savaş politikasından ziyade diyaloga göre şekillenmeli. Çünkü savaş politikalarının kimseye kazandırmadığı ortada.

Suriyeli Kürtler ile kuracak diyaloğ hem politik hem de stratejik olarak Türkiye’ye kazandıracaktır. Ancak, bu şekilde Türkiye Suriye’de meydana getirdiği tahribatı geri döndürebilir. "Türkiye'nin YPG'ye saldırması sadace Suriyeli Kürtleti PKK’ya yakınlaştırcakatır." Erdoğan sınır güvenliği için Suriye’de istikrara ihtiyaç duymaktadır. Kürtlerin Suriye’deki kazanımları göz önü alındığında Türkiye’nin Kürtlerin düşmanlığına değil dostluğuna ihtiyaçı var."

Öne Çıkanlar