Futbol, bağımsız federasyon ve siyaset

Yaşasın tarafsızlık, yaşasın bağımsızlık, yaşasın hem tarafsızlık hem bağımsızlık.

ESER KARAKAŞ / FUTBOL


Fenerbahçe-Beşiktaş maçının ikinci yarısının başlarında çok üzücü bir olay yaşanıyor, Beşiktaş teknik direktörünün başına bir şey geliyor, yere düşüyor, yaralanıyor.

Şenol Güneş’i yerde yatarken gören hakem de maçı tatil ediyor.

Bu esnada ve hemen sonrasında da beşiktaşlı oyuncularla seyirciler arasında çirkin atışmalar yaşanıyor.

Buraya kadar olanlar çirkin, futbole asla yakışmıyor ama sahalarımızda ve başka yerlerde de bu olanlara ilk kez şahit olmuyoruz, normal demeye dilim, parmaklarım gitmiyor ama ortada olağanüstü şaşırtıcı bir durum yok.

Olağanüstü olan, şaşırtıcı olan bu aşamadan sonra başlıyor.

Fenerbahçe’nin resmi sitesine hemen bir açıklama konuyor, zehir zemberek bir açıklama, sanki bu olaylar Fenerbahçe’nin sahasında, evinde olmamış, başına sert bir cisim gelen Şenol Güneş misafir takımın teknik direktörü değilmiş gibi.

Merak ettim, maçtan hemen sonra Fenerbahçe’nin sitesine girdim ve bu açıklamayı okuduğum zaman da bir fenerbahçeli olarak çok üzüldüm.

Maç tatil edildi, hemen arkasından Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan devreye girdi, nasıl bir bilgiye sahiptir bilemiyorum ama meselenin sıradan bir asayiş meselesi olmadığını, ortada bir kumpasın olduğunu söyledi.

Bu aşamaya kadar yaşadıklarımız sahadaki Fenerbahçe-Beşiktaş maçının sıradan bir maç olmadığını gösteriyor.

Seçimlere iki aydan az bir süre kalmış iken Fenerbahçe’nin hükmen mağlup addedilerek kupadan elenmesi Sayın Cumhurbaşkanının pek kabullenebileceği bir manzara değil.

Ne de olsa Fenerbahçe Türkiye’nin en büyük camiası, 24 Haziran’a iki ay kala böyle bir riski kimse alamaz.

Bu doğrultuda da Türkiye Futbol Federasyonu ve savcılık kurumu hemen devreye giriyor, hükmen mağlubiyet kararı gündeme gelmiyor, kumpas teorisini destekleyecek gözaltılar da işin cabası.

Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım Beşiktaş’ın başarılı teknik direktörü ve Türkiye A Milli Futbol takımını dünya üçüncüsü yapmış bir futbol adamı olan Şenol Güneş için "tiyatro oynuyor" diyebiliyor, Güneş’in taktığı bordo kravattan da Trabzonspor provokasyonu üretiyor.

Aziz Yıldırım’ın bu çıkışını iyi anlıyorum, tam yirmi senedir Fenerbahçe’nin başında, müzemize bir tane dahi Avrupa futbol kupası getiremedi, Türkiye’ye Dünya üçüncülüğü getiren bir futbol adamına karşı bilinçaltı bir sorunu olabilir.

Kabul edilmesi daha zor konu bu sevimsiz ve kendi sahamızda yaşanan olaydan Aziz Yıldırım’ın hemen bambaşka çıkarsamalar yapabilmesi, bu kumpasın kendisine kurulduğunu söyleyebilmesi.

Benim aklıma bir konu geliyor, çok uzun seneler olmadı, Fenerbahçe otobüsü Ordu’dan Trabzon’a maç sonrası gelirken şoför mahalline kurşun sıkıldı, kafile Allah’tan çok ucuz atlattı bu korkunç olayı ama bilebildiğim kadarıyla bu olayın faili hala meçhul.

Bu işin en ilginç tarafı da Fenerbahçe yönetiminin, hatta devletin ilgili kurum ve birimlerinin bu işle pek ilgilenmiyor olmaları artık.

Sahi, bu kurşun meselesi ne oldu?

Fenerbahçe sen çok büyüksün, devlet yetkilileri bile seçim öncesi senden çekiniyorlar.

Bakalım bundan sonra hangi vandallık ve barbarlık karşısında TFF hükmen mağlubiyet kararı üretebilecek?

İçtihat diye, TFF kararları için de muhtemelen geçerli olan bir şey var değil mi?

Tarafsız Cumhurbaşkanı, tarafsız ve bağımsız yargı, bağımsız Türkiye Futbol Federasyonu.

Tarafsızlık ve bağımsızlık bu kurumların karakterinde vardır.

Yolumuzu, önümüzü de bu ilkeler aydınlatmaktadır.

Yaşasın tarafsızlık, yaşasın bağımsızlık, yaşasın hem tarafsızlık hem bağımsızlık (son anayasa değişikliği).

Çok önemli not: Bu yazıyı yazıp bitirdikten sonra Beşiktaş’ın TFF kararlı maça çıkmayacağı habere geldi. Beşiktaş’ı gerçekten kutluyorum, TFF kararı sonrası yapılması buydu zira futbole siyasetin, üstelik en yüksek düzeyden müdahalesi kabul edilemez bir durumdur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Eser Karakaş Arşivi