Gülen okulları, imam hatipler ve seçimlere katkısı!..

Nereden çıktı bunca genç milliyetçi? Hem Fethullah Gülen'in okullarında yetişenler, hem de İmam Hatip Liseleri Türkiye'nin bu noktaya gelmesine neden oldu.

Seçim gecesi "Hava darbe kokuyor" diye bir tweet attım ve bana göre rekor bir ulaşıma neden oldu. Merak edenler de var, ne zaman diye soranlar da ama doğal olarak karşı çıkanlar da... Karşı çıkanlar her zaman olduğu gibi hakaret ve tehditlerini sıralamışlar. Bugüne değin gelen tehditleri hiç şikayet etmedim ama bir tanesi mizahi geldiği için buraya almak istedim, "Burnunu keserlerse havayı koklayamazsın, dikkat et..." Noktasına, virgülüne dokunmadım, çünkü çok düzgün bir imlayla yazılmamış, o yüzden ilk kez küfürsüz bir tehdit aldığım için sevinmeli miyim, şaşırdım kaldım.

Öncelikle şunu açıklayayım, "Hava darbe kokuyor" derken, darbe olacak anlamında yazmadım, bu seçimin bir darbe seçimi olduğunu kastettim. Geçmiş yazılarımı takip edenler, bu erken seçim kararının AKP ve Recep Tamam Erdoğan tarafından değil, Ergenekon ve Devlet Bahçeli tarafından alındığını söyledim. Çıkan sonuçlar beni doğruladı esasında, o yüzden ben MHP'nin bu kadar çok oy almasına şaşırmayanlardan biriyim.

Bu seçim bittiğinde Türkiye saatiyle 02.00'de ARTI TV'de yaptığım seçim yorumunda 1 yıl içinde erken seçimin gözüktüğüne işaret ettim. Erken seçim yerel seçimlerden sonra olacaktır ve Erdoğan bugünden itibaren yerel seçimlere göre bir politika izleyecektir. Dün de KONDA genel müdürü Bekir Ağırdır 2 yıl içinde seçim olacağını açıkladı.

Neden erken seçim olacak derseniz, bu seçimin tek kaybedeni AKP ve Recep Tamam Erdoğan olduğu için derim. Bu seçimde en ilginç olay bence hiçbir cumhurbaşkanı adayının partisinden daha fazla oy almamasıdır. Seçimlerde her seçmen sadece kendi partisine oy vermiş olsaydı ve MHP'de bir aday gösterseydi, bütün adaylar sadece partileri kadar oy vermiş olacaktı. MHP'nin ve Büyük Birlik Partisi'nin verdiği oyları çıkarttığımızda Erdoğan'ın AKP'den 2 puana yakın daha az oy aldığını görüyoruz.

Bu konuda il il analiz yapmayacağım ama size Şırnak sonuçlarındaki ilginçliği vereceğim. 1 Kasım seçimlerinde %1 alan MHP bu seçimde %4 oy almış. Oyları 2660'dan 9366'ya çıkmış. Bu şunu çok açık gösteriyor, Oraya giden erler haricindeki JAH ve PAH dedikleri Ergenekon grubu ittifakı bir kenara atmış ve oyunu MHP'ye vermiş. Bu cumhurbaşkanlığı oylarında da gözüküyor, Erdoğan ittifak oylarının %1 altında oy almış durumda. Bir başka neden de şehir yerle bir edilince oy verecek yerleri kalmayan HDP'li seçmende düşüş olmuş ve 4-0 kazanılan yer 3-1 olmuş.

Bu sonuçlara herkes çok şaşırdı, İYİ Parti'nin barajı geçmesiyle MHP'nin de 11.2 oy almasını kimse anlayamadı. Herkes birbirine "Yaa, Türkiye'de bu kadar milliyetçi var mı" diye sormaya başladı. Bu sayıya, Büyük Birlik Partisi, Vatan Partisi, CHP'nin katı Kemalistleri ve AKP içindekileri ve ufak tefek bikaç partiyi de eklersek ortaya % 35'e yakın bir sayı çıkıyor. Evet, bu kadar milliyetçi seçmen var, aralarında farklar olabilir ama sayı bu kadar kalabalık.

Bu sayıya Türkiye nasıl geldi, nereden çıktı bunca genç milliyetçi. Hem Fethullah Gülen'in okullarında yetişenler, hem de son yıllarda neredeyse bütün milli eğitimi kaplayacak olan İmam Hatip Liseleri Türkiye'nin bu noktaya gelmesine neden oldu. Eğitimde dünyanın bütün kapitalist yada geri kalmış ülkelerinde aynı sistem vardır. Amerika'da Yale'den, İngiltere'de Oxford-Cambridge'den, Fransa'da Sorbonne'dan, Tahran'da Tahran, Irak'ta Bağdat, Türkiye'de ODTÜ-İTÜ-Boğaziçi'nden mezun olursanız yönetenler sınıfına girer, diğer üniversitelerden mezun olanları yönetirsiniz. Dünyada kimi üniversiteler yönetenleri, kimileri de yönetilenleri yetiştirir.

Türkiye'de eskiden bu daha çok özel yerli ve yabancı liseler tarafından beceriliyordu. O liselerden mezunlar daha çok yönetici olunacak okulları kazanıyor, diğerleri de başka üniversitelere gidiyordu. Bu arada yer kaplamasın diye çok üniversite adı yazmadım, o yüzden kimse alınmasın.

Fethullah Gülen bu liseleri bu amaçla kurdu. ARTI GERÇEK yazarı Ayşe Çavdar'la yaptığım bir televizyon programında söylemişti, Saidi Nursi'nin temel felsefesi, ülkeyi islamla yönetmek için %60'nın eğitimli olması gerektiğiymiş. Ve daha da önemlisi Nursi dinci ama devletine de bağlı bir milliyetçi aynı zamanda. İşte Gülen okullarından yetişen gençler bu 40 yıllık süre içinde yukarıda yazdığım okullara girerek yönetici konuma gelip bürokrat oldular ve ülkeyi yönetmeye başladılar. Erdoğan'ın bana göre Gülen konusunda en dayanamadığı olay buydu.

Erdoğan bu noktaya nasıl geldi, aynı şekilde kendisi yada görüşü bu bürokratları neden yetiştiremedi? Çünkü Erdoğan belki bilgisizliğinden, belki de ona verilen görev icabı yönetilecek kesimleri yetiştirmeyi amaçladı ve İmam Hatip Liseleri'ne ağırlık verdi. 4 yıl boyunca dini ağırlıklı liseyi bitirerek ne doktor ne de mühendis olamazsınız. Vakıf üniversitelerine gider ve yönetilen olursunuz ama en önemlisi dinci ve milliyetçi bir nesil olarak yetişirsiniz.

2008 yılında türban için açılan imzaya karşı çıktığımda bunların nedenlerini yazmıştım. İmam Hatiplere kızların alınması böyle bir sonuç olsun diye yapıldı, yıllık imam, müezzin vs. gereksinimi 8-9 bin iken yüzbinler mezun etmekteki amaç, lise çağında çocukların demokrasiye ve sola karşı yetiştirilmesini sağlamaktı. Becerdiler mi derseniz, sonuç ortada ve bunu kaç yılda düzeltirler bilemem. Seçme ve seçilme yaşının 18'e düşmesi HDP ve MHP tipi partilerin işine yaradı. Çok ilginç, istatistikler 18-36 yaş grubundan en az yararlanan partinin AKP olduğunu gösteriyor.

Sonraki yazımda da Muharrem İnce'nin başarısız olduğunu yazacağım.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi