'250 sayfayı okudum, gerekçeye de gerekçe lazım'

'250 sayfayı okudum, gerekçeye de gerekçe lazım'
Habertürk yazarı Muharrem Sarıkaya, YSK'nin İstanbul seçimlerinin iptal edilmesine ilişkin gerekçeli kararını bugünkü köşesinde yorumladı.

Habertürk yazarı Muharrem Sarıkaya, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanlığı seçiminin iptal edilmesine dair kararın gerekçesini değerlendirdi.

Muharrem Sarıkaya’nın, "Gerekçeye de gerekçe lazım" başlığıyla yayımlanan yazısının bir bölümü şöyle:

"YSK’nın 7 üyesinin İstanbul seçiminin iptaline ilişkin kararının gerekçesi ile 4 üyenin karşı oy yazısı dün açıklandı. Toplamda 250 sayfa tutan gerekçeli kararda ilçe seçim kurullarından gelen bilgilere de yer vermiş" diyen Sarıkaya şöyle devam etti:
"Bu tür belgeler ve kararlar biz Ankaralı gazetecilerin genetik kodundan kaynaklansa hemen dikkatini çeker ve satır satır okur.

Buna ister sevgili arkadaşım Serdar Turgut, ‘Ankaralı gazetecilerin belge okumak gibi ruh hastalığı vardır’ yaklaşımından bakın, isterseniz olması gerekenin yapıldığı şeklinde değerlendirin.

Karar yayınlanınca oturup 250 sayfayı okudum…

Karşı oy yazılarında da vurgulandığı gibi, bugüne kadar hiç rastlanmadığı bir şekilde gerekçeli kararda kısa kararın dışına çıkılmış; karar genişletilmiş.

Oysa kısa karar hüküm niteliğinde olup, gerekçeli kararın da hükme uygun olması gerekir.

Buna rağmen oy döküm cetvellerine ilişkin iddialar da gerekçeli karara eklenmiş.

KARAR GEREKÇE OLMUŞ

Buradaki paradoks ise YSK’nın adı geçen sandıklara ilişkin 8 Nisan tarihinde karara varmış olması.

YSK o toplantıda sandık kurullarındaki durumu inceledi ve oy çokluğu ile bu iddiaları reddetti.

Örnek mi; 2216 sayılı Bağcılar İlçe Seçim Kurulu’na ilişkin itirazın reddedildiği karar.

YSK'da o gün iddiaların geçerliliğinin olmadığına karar veriliyor.

Dolayısıyla 7 üye üzerinde sonuca varılmış kararı da aksi yönde yeniden karara bağlamış.

HEPSİ YOK SAYILMIŞ

Oysa gerekçeli kararda 90’ında imzasız, 18’inde ise hiç bulunmadığı ileri sürülen döküm listelerinin hepsinin usulsüz olduğu varsayılmış.

Toplamda 108 sandıktaki 300 oydan yola çıkılıp, 30 bin 281 oya ulaşılmış ve bu rakamın İmamoğlu ile Yıldırım arasındaki 13 bin 729 oydan fazla olduğuna kanaat getirilmiş.

Yani Binali Yıldırım için bu sandıklardan çıkan oylar da usulsüz kabul edilmiş…

Sandık birleştirme tutanaklarından yola çıkarak yapılan hesaplama ise bunu vermiyor.

Nereden mi biliyorum, 250 sayfayı okudum da oradan."
 

Öne Çıkanlar