AB: Demirtaş'ı hâlâ muhatabımız olarak görüyoruz

AB: Demirtaş'ı hâlâ muhatabımız olarak görüyoruz
Avrupa Parlamentosu, AİHM'in Demirtaş kararıyla ilgili bir oturum düzenledi.

ARTI GERÇEK - Avrupa Parlamentosu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'la ilgili olarak verdiği hak ihlali kararıyla ilgili bir oturum düzenledi. Toplantıda konuşan Avrupa Birliği (AB) Dışişleri ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini, "Selahattin Demirtaş'ın hukuki statüsü başka bir davada istinaf mahkemesinin yakınlarda başka bir davada verdiği karar sonrası değişti. Ancak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kararına uymanın Türkiye'nin sadece sorumluluğu olduğunu değil, aynı zamanda çıkarlarına uygun olduğuna inanıyorum" dedi. 

Mogherini, "Birçoğumuz Demirtaş'ı muhatap olarak gördük ve hâlâ görüyoruz. Ben ve Avrupa Komşuluk Politikası ve Genişleme Müzakerelerinden Sorumlu Üyesi Johannes Hahn, Ankara'da sadece iki hafta önce Avrupa Birliği adına beklentimizin Türkiyeli yetkililerin AİHM kararını uygulaması olduğunu açıkça söyledik" diye konuştu.

İLGİLİ HABER: DEMİRTAŞ: ELBET BU İKTİDAR DA DEĞİŞECEK, KRALA YASLANAN DÜŞER

İLGİLİ HABER: DEMİRTAŞ: AİHM YÜZÜNDEN AZ KALSIN DIŞARIYI BOYLUYORDUK

'TÜRKİYE'DE YARGI BAĞIMSIZLIĞININ ALTI OYULUYOR'

Federica Mogherini'nin Avrupa Parlamentosu oturumunda yaptığı konuşmanın tam metni şöyle:

Selahattin Demirtaş'ın kaderinin birçoğumuzun kalbine yakın bir mesele olduğuna inanıyorum. Uzun yıllar birçok kişinin muhatabı ve Türkiye'nin demokratik ortamının kilit bir figürü oldu. Bugün sadece bir insanın kaderini değil, ki bu muhtemelen bu parlamentoda tartışılacak en önemli şeydir, Türkiye'nin demokrasisinin durumunu ve Türkiye vatandaşlarının bireysel ve kolektif haklarını da tartışıyoruz.

'TEMEL HAKLAR GÖRMEZDEN GELİNİYOR'

Geçtiğimiz iki yılda, seçilmiş politikacıların, gazetecilerin ve akademisyenlerin tutuklanmasına tanık olduk. Türkiye'nin Temmuz 2016'daki darbe girişimiyle karşılaştığı olağanüstü zorluğun hepimiz farkındayız. Ancak bugün olağanüstü hal sona erdi ve bu Türkiye'nin demokrasisini güçlendirme zamanı olmalı.

Türkiye'de yargı bağımsızlığının altı oyuluyor. Masumiyet karinesi gibi temel haklar çoğunlukla görmezden geliniyor ve ihlal ediliyor.

Demirtaş'ın davası bir taraftan bu eğilimleri yansıtıyor. Diğer taraftan bu dava emsalsiz bir dava. Demirtaş parlamento üyesi, eski cumhurbaşkanı adayı, eski eş başkan ve demokratik yollarla seçilmiş bir lider. Davası Türkiye'de çoğulculuk ve her bireyin ülkenin demokratik yaşamında özgürce yer almasıyla ilgili. 

Yine bu nedenden ötürü iki yıldan uzun süre önce tutuklanmasının ardından onun davasını takip ettik. Gözaltına alındığı gün, Avrupa Komşuluk Politikası ve Genişleme Müzakerelerinden Sorumlu Üyesi Johannes Hahn ve ben, kendisini güvenilir ve değerli bir muhatap olarak tarif ettik. Ve inanıyorum ki bu parlamentodaki birçok kişi de bu görüşleri paylaşıyor.

Bildiğiniz gibi, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'yla yaptığımız, verimli, açık ve yapıcı geçmesinden mutlu olduğum Türkiye-AB Yüksek Düzeyli Siyasi Diyalog Toplantısı'nda kendisinin davasını kamuya açık ve özel olarak gündeme getirdim.

Bu, bugün tartıştığımız Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararından sadece iki gün sonra gerçekleşti. Mahkeme, Demirtaş'ın uzun  tutukluluğunun Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ni ihlal ettiğine hükmetti. Delege Johannes Hahn ve ben Ankara'da sadece iki hafta önce şunları söyledik:

"Yargı da dahil olmak üzere Türkiyeli yetkililerin, Avrupa Konseyi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin tavsiyelerine uygun davranarak kararları uygulamasını ve Türkiye'de hukukun üstünlüğü, ve Demirtaş'ın durumu da dahil olmak üzere temel haklar  konusunda somut ilerleme görmeyi umuyoruz."

'TÜRKİYE'NİN KENDİ PRENSİP VE DEĞERLERİNİN İHLALİ'

Mahkeme Türkiye vatandaşlarının fikirlerini özgürce ifade edebilme, seçilme ve parlamentoda bulunma hakkı üzerinden Demirtaş'ın tutukluluğunu "haksız bir girişim" olarak nitelendirdi. Mahkeme, hapiste geçirdiği zamanının "makul şüphenin ötesinde", Türkiye'de çoğulculuğu ve demokrasiyi boğma amacı taşıdığına hükmetti.

Hatırlatmak isterim ki, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ne Avrupa Birliği'ne, ne de Avrupa Konseyi üyesi ülkelerden herhangi birine aittir. Bu sözleşme  Türkiye'nin onurlu kurucu üyelerinden birisi olduğu, Avrupa Konseyi'nin 1950'lerde yaptığı bir çalışmanın sonucudur. 

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Türkiye'nin iç hukukuyla da ilintilidir. Dolayısıyla bu Avrupa Birliği tarafından verilen bir tavsiyenin değil, Türkiye'nin kendi prensiplerinin ve değerlerinin bir ihlalidir.

'KARARA UYMAK TÜRKİYE'NİN ÇIKARINA'

Selahattin Demirtaş'ın hukuki statüsü başka bir davada istinaf mahkemesinin yakınlarda verdiği karar sonrası değişti. Ancak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kararına uymanın Türkiye'nin sadece sorumluluğu olduğuna değil, aynı zamanda çıkarlarına uygun olduğuna inanıyorum.

Bu sadece Türkiye'nin aday ülke statüsüyle ilgili değil.  Bu konu hakkında çok açık olmak istiyorum. İnanıyorum ki, bu Türkiye vatandaşlarının nasıl bir ülke hak ettiğiyle ilgili; daha güçlü kurumların olduğu; daha kucaklayıcı bir ülke; tüm vatandaşlarının kendilerine bir yer bulabildiği ve Türkiye toplumunun kolektif ilerlemesine katkı sunabildiği bir ülke.

Avrupa Birliği Türkiye'yi sadece bir aday ülke olarak değil, özgür, güvenli, müreffeh ve demokratik bir komşu ve partner olarak görmek istemektedir. Buna katkı sağlamak bizim ortak çıkarımızadır ve tüm Türkiye vatandaşları güvenli, demokratik özgür ve müreffeh bir Türkiye için Avrupa Birliği'nin kendi yanlarında olduğunu bilmelidir.

Teşekkür ederim.

EK SÜRE

Teşekkürler Sayın Başkan,

Zamanı yönetmek için gösterdiğiniz çabaya katkı sağlamak amacıyla, kısaca buraya gelip, son yıllarda Türkiye'de insan hakları ve demokrasi için çalışan ve çalışmaya devam edenleri savunmak adına yaptığımız işleri desteklemek için söz alan herkese teşekkür ediyorum. Bu her zaman kolay bir iş değil ama inanıyoruz ki bu Türkiye'ye karşı değil, Türkiye için, ve dediğim gibi, Türkiye'de farklı yaşam tarzlarını arzu eden tüm Türkiye vatandaşları için yaptığımız bir şey.

Dediğim gibi, birçoğumuz Demirtaş'ı muhatap olarak gördük ve hâlâ görüyoruz. Ben ve Hahn, Ankara'da sadece iki hafta önce Avrupa Birliği adına beklentimizin Türkiyeli yetkililerin AİHM kararını uygulaması olduğunu açıkça söyledik. O anki kamuoyuna açık tavrımızdan daha kesin bir duruş olamazdı ve bu parlamentoya o duruşu desteklediği için teşekkür ediyorum. Çalışma devam edecek. Hepinize çok teşekkür ediyorum. (DIŞ HABERLER SERVİSİ)
    

Öne Çıkanlar