Ali'nin yaptığı Yaşar Kemal portresi...

Ali o yaşın mantığıyla tek gözü görmeyen Yaşar amcanın gözlerini resmederken nasıl bir yol izleyeceğini bilememiş ve sonunda sadece gören gözün ciddiye alınacağına karar vermiş...

Yaşamımda kimi şeylerin mutlaka arşivimde olmasını istemişimdir, bunlardan biri Ali'nin yaptığı Yaşar Kemal portresi, diğeri de Orhan Kemal'in babama yazdığı aşk mektupları. Anılar çok ilginç, kimisini anımsamasanız da etrafınızda defalarca konuşulursa yaşamış gibi hissediyorsunuz kendinizi. İşte Yaşar Kemal portresi de bunlardan birisi. Bu anıyı annem o kadar gülerek anlattı ki, kendim yaşamış gibi hissederim hep.

Ben 2, Ali de 3 yaşlarında olmalı, Erenköy'de oturuyoruz, Yaşar amcalar misafir olarak gelmiş. Ali çocukluktan beri güzel resim yapıyor, Yaşar amca da bunu duymuş ve Ali'den kendisinin resmini yapmasını istiyor. İkimiz de hiç nazlı çocuk olmadık ama Ali inatla olmazlanıyor. Yaşar amca ısrar ediyor, annem söylüyor ama Ali'nin inadını kırmak kolay değil. En sonunda babam Ali'ye Yaşar amcayı kırmamasını rica ediyor ve Ali kağıt kalemi eline alıyor. Herkeste bir merak ve sabır, resim o yaştaki çocuk için biraz uzun sürüyor, herkes birbirine bakıyor ve sonunda resim hazır.

Resme bakanın gözlerinde bir şaşkınlık, tebessüm ve gülme, sonunda Ali'nin neden yapmak istemediği anlaşılıyor, Yaşar amcanın alnının ortasında tek bir göz. Evet, Ali o yaşın mantığıyla tek gözü görmeyen Yaşar amcanın gözlerini resmederken nasıl bir yol izleyeceğini bilememiş ve sonunda sadece gören gözün ciddiye alınacağına karar vermiş ve bu resmi yapmış. İşte o resmin arşivimde yada artık Nesin Vakfı Aziz Nesin Müzesi'nde olmasını isterdim. Ama Yaşar amca resmi çok sevmiş ve almış, ayrıca hakkı da, sonuçta kendi resmi...

Arşivimde olmasını istediğim ikinci şey, Orhan Kemal'in babama yazdığı aşk mektupları. Babamın subaylığının son dönemleri olacak, dergilere şiirler gönderiyor. Ancak subay olduğundan kendi adına yayınlanması yasak, yani Türk askeri şiir yazamaz, o ciddi olmalıdır, o yüzden bir kısmını ablamla ağabeyimin adlarını bütünleştirip Oya Ateş yada eski eşi, yani ablamla ağabeyimin annesi Vedia Nesin diye yayınlatıyor.

Ve olan oluyor, şiirleri çok beğenen (O dönem şiirleri için çok emin olmamakla beraber) Orhan Kemal Vedia Nesin'e aşk mektupları yazıyor. Öyle çok değil, topu topu 4-5 şiir ama sonuçta babama yazılmış, çünkü şiirlerin sahibi o, yani Orhan Kemal Vedia Nesin'e aşk mektubu yazdığını sanarak babama yazıyor.

Aradan yıllar geçiyor, babamla Orhan Kemal arkadaş oluyorlar. Bir gece kalabalık yazar arkadaşlarıyla kafa çekiyorlar, babam bu anısını anlatıyor, "Biliyor musunuz, Orhan bana aşk mektupları yazardı"

Tahmin ettiğiniz gibi, Orhan amca hemen reddediyor ve çok kızıyor. Düşün Yayınevi'nde mektuplar dizisini yaptığım dönemde babama bu mektupları sordum, ona benzer kendisine gelen mektupları kitaplaştırmak istedim. Meğer Orhan amca çok kızınca babam onları kendisine iade etmiş. Büyük olasılıkla Orhan Kemal arşivinde vardır ama müzeye koymamışlardır.

İşte en çok arşivimde olmasını istediğim mektuplar da bunlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi