ÇHD'li avukatlar hakim karşısında: Somalı 432 yetimin adalet çığlığıyız

ÇHD'li avukatlar hakim karşısında: Somalı 432 yetimin adalet çığlığıyız
ÇHD ve HHB'li 20 avukatın yargılandığı duruşmanın ikinci gününe ilk günde olduğu gibi tutuklu avukatların savunmaları damgasını vuruyor.

ARTI GERÇEK - Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan Çağdaş Hukukçular Derneği ve Halkın Hukuk Bürosu'na üye 17'si tutuklu 20 avukatın yargılandığı davanın ikinci günü tutuklu avukatların savunmalarıyla devam ediyor. 

Bakırköy İstanbul 37’nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen ve HDP Milletvekili Mensur Işık ve CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ile ailelerin izlediği duruşmanın 2'nci günü tutuklu avukat Behiç Aşçı'nın savunmasıyla başladı.

İddianamenin ciddiyetten uzak olduğunu dile getiren Aşçı, iddianameye giren cezaevlerini ziyaret etmeleri konusuna, "Hapishane ziyareti yapmayan avukat olur mu? Hapishane ziyaret etmeyen avukat suç işliyordur. Gittiğimiz bütün hapishanelerde ziyaret ettiğimiz kişilerin isimleri tek tek dökülmüş" yanıtı verdi.

Cezaevlerinin kuruluş tarihi ve nedenlerinin anlatan Aşçı, ilk tecrit politikasının Hitler Almanyasında uygulandığını söyledi.

'TEYBET ANA'NIN BEDENİNİ BİR HAFTA SOKAKLARDA BİZ BIRAKMADIK'

Cezaevlerindeki tecridin 'değişim' ve 'dönüşüm' için kullanıldığına dikkat çeken Aşçı, "Benim müvekkilim Ulucanlar’da hızar makinesi ile doğrandı. Müvekkillerimiz hızar makinelerinde doğranmasın diye hapishanelere giriyoruz" dedi:

"Taybet Ana’nın bedenini bir hafta sokaklarda biz bırakmadık. 8 aylık çocuğu annesinin karnında biz öldürmedik. Türkiye’nin en fazla tutuklu ve hükümlü ülke olmasını biz istemedik. İşçi katliamlarını da biz yapmadık. Biz o işçilerin avukatlığını yaptık. Biz sanata değer verdik. Bu ülkede iki aylık bir bebek açlıktan öldü. Onu biz öldürmedik. Yozlaşmayı biz yaratmadık. Tam da biz buna karşı mücadele ettik diye buradayız. Biz hapishanelerle ilişkimizi hiç kesmeyeceğiz."

Behiç Aşçı'nın ardından savunma yapan tutuklu avukatlardan Yaprak Türkmen, "Biz bu süreçte mesleğin onurunu gördük, tecriti yendiysek meslektaşlarımızın etkisi büyüktür" sözleriyle savunmasını bitirdi.

'BEBEKLERİN BOĞAZINDAN LOKMALARI EJDER MEYVELİ İÇECEKLERİ İÇENLER ÇALDI'

Yaprak Türkmen'in savunmasının ardından saat 14.30'a kadar ara verilen duruşma, avukat Aytaç Ünsal'n savunmasıyla başladı.

Savunmasına, "Bizi bir yıl boyunca tutsak edenler size sesleniyoruz" sözleriyle başlayan Ünsal savunmasını şöyle sürdürdü:

"İddianamenin temeli adli işlemlere katılmak. Halkın avukatı olduğumuz için katıldık. Cenazesinin çıplak fotoğrafları çekilenlerin, cenazesi yollarda sürüklenenlerin, Somalı 432 yetimin adalet çığlığıyız. Ülkede dolar yakılıyor ama bu işin görünen yüzü. Amerikan Kongresi tarafından finanse edilen ÖSO Kırşehir'de eğitildi. Ben Amerikan askerlerine duacıyım diyen başbakanı unutmadık. Bu ülkede Amerikan üsleri var bu haydutların burada olmasını biz hiçbir zaman onurumuza yediremedik, yedirmeyeceğiz. Bu ülkenin ticaret, savunma bakanlarının tamamı Amerikan üniversitelerinden mezun olmuştur.

Amerikalılar yönetenlere yeni davranışlar kazandırmak istiyoruz, diyor. Onlara gerek kalmadan kendilerine hizmet edilmesini istiyor. Biz halkımıza karşı hiçbir suç işlemedik. Damla bebekleri açlıktan öldürenler suçlu. Üç tarafı deniz dört tarafı yemiş dolu ülkede bebekleri açlıktan öldürenler suçlu. Nasıl bir uyuşturucu trafiği olduğunun farkındasınız. Yasak demekle olmuyor. Herkes biliyor ki Türkiye'nin yoksul mahallelerinde çok yoğun bir işkence trafiği var biz Hasan Ferit Gedik'in avukatlığını yaptık. Halkı bu yozlaşmaya teslim edenlerdir suçlular. Irak'ta binlerce insanı katletti emperyalizm. ÖSO'yu Kuvay-ı Milliye'ye biz benzetmedik. IŞİD'i biz yaratmatık. Bizler emperyalizme karşı mücadele ediyoruz. Suçlu emperyalizm."


ÇHD ve HHB'li 20 avukatın yargılandığı duruşmada Cuma günü karar açıklanacak.

'TERÖRİST Mİ ARIYORSUNUZ, BAKANLAR KURULUNA, MGK'YA, İÇİŞLERİ BAKANLIĞI'NA BAKIN'

"Siz terörist arıyorsanız, bizden terörist çıkarmaya çalışıyorsanız boşuna uğraşmayın" diyen Ünsal, terörist arayanları, haklarında hazırlanan dosyaları düzenleyenlerin sicil numaralarında bulacaklarını ifade etti: "Terörist mi arıyorsunuz Bakanlar Kurulu'na, MGK'ya bakın, İçişleri Bakanlığı'na bakın. Aradığınızı orada bulacaksınız. 

Müvekkilimiz Ayten Öztürk, MİT operasyonuyla kaçırıldı. Aylarca günde üç seans işkenceye maruz kaldı. Bu işkenceler, terör listeleri ABD'nin 2002 tarihli Patriot Yasasından çıktı.Bizim terörize edilmeye çalışmamız merkezidir."

Tutuklu yargılanan avukatlardan Aytaç Ünsal savunmasını, "Ağrı'da bir güvercini kurtarmaya çalışırken elektrik çarpıp kolu kesilen çoban diyor ki, başka bir şey yapamazdım. Bu topraklardaki bu öz bu maya mutlaka tutacak. Bizim adalet mücadelemiz mutlaka boy verecek" sözleriyle tamamladı.

Aytaç Ünsal'ın ardından savunmasına başlayan avuklat Ebru Timtik, "Her şeye itiraz etmeyin diyorlar. Maalesef bizim kanıksamak gibi bir hastalığımız var ve bu hastalığa yakalanmaktan korkuyoruz. Ben de biliyorum kapıdan çıkınca kelepçe vurulacağını ama salonun içinde vurulmasın. Buna itiraz ediyoruz" dedi.

İLGİLİ HABER: AVUKATLAR HAKİM KARŞISINDA

'İŞKENCENİN ÖNÜNDE DURDUĞUMUZ İÇİN TUTUKLUYUZ'

Kardeşine işkence yapan kişinin savcılık tarafından özellikle teşhis edilmediğini söyleyen Timtik, "Evet işkenceye karşı mücadele ediyoruz. Ceza kanunda çok açık işkence ama bize 'elektrik mi verdik işkence oldu' diyorlar. Gerçek vatanseverlerin avukatlığını yaptığımız için tutukluyuz. Derneğimizin kapatılmasının meşru olmadığını haykırdığımız için tutukluyuz. İşkencenin önünde durduğumuz için tutukluyuz." dedi.

Savunmasına polis tarafından öldürülen bazı isimlerin öldürülme nedenlerini araştırırıken yaşananları anlatan Ebru Timtik savunmasına şöyle devam etti:

"Günay Özarslan'ın katledildiği eve gittik. Savcı bizi keşfe almadı.Sonra basınla beraber çatışma çıktı denilen eve girdik. Karşı bir tek ateş izi yok. Bunu teşhir ettik. Sizce bizden hoşlanırlar mı? Süleyman Soylu'ya suikast yapacak diye İnanç Özkeskin'i katlettiler. 96 yılında ölüm orucunda hayatını kaybeden İlginç Özkeskin'in abisi olması nedeniyle TAYAD'a gidip gelmekten başka özelliği olmayan bir insan. Silahlı eylem yapacak diye katlettiler. Başka dosyalarda da yargılanıyoruz. Biz ne gazi de ne de Sur’da halkın terörist ilan edilmesine izin vermeyeceğiz. Bunun için Sur’un kapısına kadar gittik. Söyledik yapılanları. Sadece bunlar için yargılarlardı ama sahte delil üretmeyi tercih ettiler. Günay Özarslan müvekkilimiz, çatışma çıktı denilen eve gittik, karşı tek atış izi yok. Tutanak tutup, görüntü aldık, basına verdik. Tabi ki bizden hoşlanmazlar. Biz bu durumu tarihe kaydettik. Savcı bu dosyayı hukuku katletmeden oluşturabilirdi.

Ancak savcı, siyasi hedeflerle bu dosya üzerinden tüm avukatlara gözdağı vermeyi seçti. Benim yaşım yetmiyor internet oyunlarını hiç oynamadım, oyun gibi. ABD nasıl vuruyor, Türkiye nasıl vuruyor, yukarıdan bombayı bırakıyorlar ve insanları öldürüyorlar. Uzaktan imha, birilerinin buna hukuksuz demesi lazım. Roboski de bu avukatların sayesinde ortaya çıktı. Biz ne Gazi’de ne de Sur’da halkın terörist ilan edilmesine izin vermeyiz dedik. Devlet, yapıcı, sorunu çözücü olabilirdi; bu şekilde hendekleri doldurup hendekleri kazanları ikna edebilirdi. Egemen devlet budur. Ancak devlet Sur’da ve diğer yerlerde yakıp yıktı, katliam yaptı. Adıyaman’da aracın içinde askerler öldürüldü. Eğer asker olmasalardı , teröristlere yardım ediyorlardı diyerek ölenlerin üstü kapatılacaktı. İnsan öldürmek bu kadar kolay olamaz. Avukat buna engel olur, katilleri çıkarıp ortaya koyar. Ben avukatım müvekkilin aleyhine olan hiçbir şeyi kabul etmeyeceğim. Buna karşı duracağım.

Türkiye'deki faşizm klasik bir faşizm değildir. Amerika'dan ithal edilmiş bir faşizmdir. Mc Carthy dönemine bakın Amerika'ya, bugünkü faşizmin uygulamalarının aynısını görürsünüz. Amerika'da da susma hakkı o dönemde suç sayılmıştır.

Soma'da bir madenci ambulansa bindirilirken çizmesini çıkarmak istedi. Bunu düşünceli olmak sandı insanlar. Hayır bu kendini layık görmemektir. Faşizmin yarattığı insan tipi budur."

"Sosyalistleri hapsederseniz gerçekleri hapsedersiniz. Sırtınıza akrepi almayın. Bizi tahliye edin, bir an önce bu yanlıştan dönün" sözleriyle savunmasını tamamlayan avukat Ebru Timtik'in ardından duruşmaya ara verildi. (HABER MERKEZİ)

Öne Çıkanlar