Beceriksizler ordusu!..

Göztepe'nin ileri uç elemanlarının yetisizliklerine tanıklık ettikten sonra neden en alt basamakta yer aldıkları rahatça anlaşılıyor. 'Bunlar nasıl futbolcu?' desem abartmış olmam!

Garipten de öteydi... İvedi olarak puana gereksinim duyan düşme hattındaki Göztepe'nin 'elini kolunu sallayarak' deyişi ile örtüşen şekilde Beşiktaş orta alanını ve savunması geçip, rakip ceza alanı içine girmesi. Beşiktaş'ın alanına bu kadar kolay ve sık gelen takım izlememiştik uzunca süredir.

Baştan alalım; Statta Beşiktaş'ın sahada mücadele edecek kadrosu tek tek sayılıyor sonuna teknik direktör Şenol Güneş eklentisi gelince de tribünlerden 'Yuhhh' bağırışları yükseliyor. Caner Erkin'in sakatlığı sonrası sol kanattaki sorunun Adem Ljajic ile aşılacağı var sayıldı. Arkasında da Adriano'nun oynaması kaydıyla. Oysa Beşiktaş'ın ilk yarıdaki futbolu 'tükenmişliğin' görsel ve de uygulamalı somut örneğiydi. Kagawa, Adem Ljajic'in yerine geçince orta alan buna bağlı olarak da ileri uçta karmaşa yaşandı. Adriano'nun beklenmedik sakatlığı ise bir hafta öce ıslıklanan Necip Uysal'ın oyuna dahil olmasını sağladı. Ancak bu arada da Göztepe kendi sağından Beşiktaş'ın sol kanadından bolca atak yaptı ne var ki sonuç alamadı. Devre arasında sürpriz kararla Necip Uysal oyundan alındı Jeremain Lens sahaya çıktı. Ve takımın tüm yükünü üstlenen Ricardo Quaresma, Adem Ljajic'in pasını kale içine kendisine özgü vuruşuyla gönderdi. Burak Yılmaz da akılcı kafa vuruşuyla Beşiktaş'a üç puan kazandıran golü attı. Gerisi kocaman bir boşluk. Ancak özeti ve gerçeği şu, 'Beceriksizler Ordusu' başlığını Beşiktaş değil Göztepe için kullandım. Beşiktaş gibi bir takımın orta alanını, savunmasını istediğin an ve istemediğin kadar da çok geçiyorsun son vuruşları yapamadığın gibi, son vuruşlardan öncesini de beceremiyorsun. Göztepe'nin ileri uç elemanlarının yetisizliklerine tanıklık ettikten sonra neden ligin en alt basamaklarında yer aldıkları rahatça anlaşılıyor. 'Bunlar nasıl futbolcu?' desem abartmış olmam!

Beşiktaş'ın oyununa gelince. Canım arkadaşım Zafer Arapkirli bana inatla ve ısrarla karşı çıksa da futbolculardaki istemsizliğin nedeni futbolcuların uzun süredir ödememe almamaları. Zafer Arapkirli diyor ki, "Nasıl kardeşim biz Cumhuriyet'te maaş almadan aylarca çalıştığımız dönemde kötü gazetecilik mi yapıyorduk?" elbette ki hayır ancak Türkiye'ye ve Beşiktaş'a gelen futbolcu forma aşkına burada değil. Türkiye'ye vergisiz tarafından rahat kazanmak için geliyor ve gecikmeli de olsa hiçbir yerde kazanamayacaklarını burada kazanıyorlar. Üstelik boğaz, şiş kebap nefis...

Portekizli futbolcu Ricardo Quaresma zaman zaman edepsizlik yapsa da Beşiktaş'ın atacağı gol ve goller onun oyun içindeki beceresine endeksli burası oldukça açık ve net. Burak Yılmaz da uygun pozisyonları es geçmeyecek düzeye erişmiş. Jeremain Lens ise kocaman bir hiç. Beşiktaş'ın bu futbolcu için harcadığı rakamlara yazıl oldu, oluyor ve de olacak. Ekonomik sorunlardan arınamayan Beşiktaş'ın vasatı dahi bulamayan futbolundan sakın ola ki kimse Şenol Güneş'i sorumlu tutmasın. Zira Şenol Güneş'in ulusal takımın başına geçmesiyle Beşiktaş'taki düşüşü bağdaştırmak cahillik ile örtüşür. Üşüten gecede tribündeki Beşiktaşlıları ısıtan atılan tek gol oldu sanırım kötü oyun nedeniyle de karşılaşmanın sonunda takımı bunun için alkışlayıp tribünlere çağırmadılar...

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi