Bir akademisyene tahliye, ikisine ceza

Bir akademisyene tahliye, ikisine ceza
Barış bildirisine imza atan akademisyenlerden 17’si, 5 ayrı mahkemede hakim karşısına çıkmaya devam ediyor.

Barış imzacısı akademisyenlerden Prof. Dr. N.N. ve Doç. Dr. Çiğdem Kafesçioğlu'na 1 yıl 3 ay hapis cezası verilirken 4 Temmuz'dan bu yana tutuklu bulunan akademisyen Hanifi Barış ise tahliye edildi. "Bu suça ortak olmayacağız" başlıklı bildiriye imza attıkları için haklarında dava açılan akademisyenlerden 17’si, 5 ayrı mahkemede hakim karşısına çıkmaya devam ediyor. 
 
İstanbul 28. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmalarda, Yrd. Doç. Bülent Küçük ve Dr. Gaye Yılmaz'ın duruşmaları ardından görülen üçüncü duruşmada, Prof. Dr. N.N. hakim karşısına çıktı. Sözlü olarak savunma yapan N.N., "Bana yöneltilen ithamı kabul edilemez buluyorum. Metni bir vatandaş, bir tarihçi, bir sosyalbilimci ve bir kamu görevlisi olarak imzaladım. Şiddet karşıtı ve barış yanlısı olarak imzaladım. Beraatimi talep ediyorum" dedi.
 
"İKİ AKADEMİSYENE HAPİS CEZASI" 
 
Savunmalardan sonra mahkeme karar için ara verdi. Aranın ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, Prof. Dr. N.N.'ye 1 yıl 3 ay hapis cezası verdi. Aynı mahkemede görülen 4’üncü duruşmada ise Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümünden Doç. Dr. Çiğdem Kafesçioğlu hakim karşısına çıktı. Sözlü olarak savunma yapan Kafesçioğlu, "Bildirinin içeriğinin ifade özgürlüğü kapsamında olduğuna inanıyorum. 'Bu Suça Ortak Olmayacağız' bildirisini toplumun hukuk içinde, barış ortamında ve güvende yaşaması için acil bir çağrı olarak değerlendiriyorum" dedi ve beraatini talep etti.
Mahkeme heyeti, Kafesçioğlu'na 1 yıl 3 ay hapis cezası verdi. Mahkeme verdiği iki ceza için de hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verdi. 
 
"ÖZENÇ'İN DURUŞMASI GÖRÜLDÜ"
 
İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesi'nde ise Türk Alman Üniversitesi'nden Dr. Öğr. Üyesi Berke Özenç’in ilk duruşması görüldü. Mahkemenin, 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne TCK 301. maddesi yönünde yargılama iznine dair yazdığı müzekkereye cevap geldiği görüldü. Heyet, duruşma başında savcıya eylemin sübutu halinde TCK’nin 301. maddesi uyarınca değerlendirme yapılma ihtimali bulunduğu gerekçesiyle soruşturma izni istenmesine dair görüşünü sordu.
 
Savcı ara mütalaasında TCK 301. maddesi uyarınca Adalet Bakanlığı’ndan soruşturma izni istenmesini talep etti. Mahkeme başkanı,  bu nedenle Özenç’in savunmasını almayacağını belirtince avukatı Senem Doğanoğlu, kimlik tespiti yapılmadığını, iddianamenin okunmadığını söyledi. Usule dair taleplerini dile getirdi.
 
Doğanoğlu, iddianamede, müvekkilinin emniyette verdiği ifadeden başka bir ifadenin yer aldığını, iddianamenin hatalı ve eksik olduğu gerekçesiyle savcılığa iadesini talep etti.
 
Savcı, mevcut hukukta iddianamenin düzeltilmesi şeklinde bir müessesenin bulunmadığı, Özenç hakkındaki kamu davasıyla ilgili olarak da mahkemece iddianamenin kabulüne karar verildiği, Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) uyarınca iddianamenin kabulüne karar verdikten sonra reddinin mümkün olmadığı gerekçesiyle talebin reddini istedi.
 
Mahkeme heyeti, savcının istemi doğrultusunda Doğanoğlu'nun talebini reddetti.
 
Mahkeme heyeti, Özenç'e isnat edilen suçun vasıf ve mahiyetinin TCK 301. maddesinde belirtilen suçu oluşturma ihtimaline binaen Adalet Bakanlığı’ndan soruşturma izni alınması için dosyanın İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesine, yargılamanın ve savunmanın cevap geldikten sonra devamına karar verdi. Duruşma 25 Aralık'a ertelendi. 
 
"HANİFİ BARIŞ'A TAHLİYE"
 
4 Temmuz'dan bu yana tutuklu bulunan akademisyen Hanifi Barış’ın yargılandığı davanın ilk duruşması da İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşma, kimlik tespitiyle başladı. Duruşmada söz alan Barış, savunmasına "Böyle bir dava açıldığı için dehşetli bir şaşkınlık içindeyim" diyerek başladı.
 
"Suç olduğunu düşünmediğim için yaptığım paylaşımların savunma gerektirdiği kanaatinde değilim" diyen Barış, savunmasını şöyle sürdürdü: "Siyaset bilimi üzerine doktora yapıyorum. Araştırma konum Kürt meselesidir. Akademik makaleler ve haberler paylaştım. Paylaşımlarım uluslararası saygınlığa sahip basın-yayın organlarındandır. Bunlar akademik amaçlı paylaşımlardır. Haber başlık ve alt başlıkları benim yorumum gibi iddianameye geçmiş. Dosyada söz edilen tüm fotoğraflar da haber ve makale eklentilerinin fotoğraflarıdır. YPG’nin yurt dışı temsilcisi olduğum gibi bir iddia yaratılmış. Kesinlikle kabul etmiyorum. Bu hayal gücümü aşıyor."
 
Barış’ın savunmasını tamamlamasının ardından avukatı Mehmet Doğan söz alarak, "Şiddet ve cebir ortada yoksa propaganda suçu oluşmaz" dedi. Doğan, müvekkili Barış’ın önce tahliyesini ve davanın ileriki aşamalarında da beraatini talep ederek savunmasını tamamladı. Duruşma savcısı, Barış’ın adli kontrolle tahliyesini talep etti. Mahkeme heyeti, verdiği kararında Barış hakkında adli kontrol şartıyla tahliyesine karar verdi. Duruşma, 13 Aralık gününe ertelendi. 
 
İstanbul 35. ve 37. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmalar devam ediyor. (MA)

Öne Çıkanlar