Bülent Şık kanser raporunu açıkladı diye hakim karşısında

Bülent Şık kanser raporunu açıkladı diye hakim karşısında
Kanserle ilgili bulguları paylaştığı gerekçesiyle hakkında dava açılan Dr. Bülent Şık'ın ilk duruşması bugün.

Sağlık Bakanlığı'nca yürütülen ve Türkiye’de kanser vakalarının sık görüldüğü bölgelerde bulunan kanser yapıcı kimyasalları tespit etmeyi amaçlayan projeye ilişkin bulguları kamuoyuyla paylaştığı gerekçesiyle hakkında dava açılan Dr. Bülent Şık'ın ilk duruşması bugün görülüyor.

Gıda Mühendisleri Odası üyesi olan Şık'ın bugün İstanbul Çağlayan Adliyesi'nde görülecek duruşması öncesinde akademisyene destek açıklaması düzenlenirken, duruşma saat 10.00'dan 13.30'a alındı.

NEYLE SUÇLANIYOR?

Şık, Cumhuriyet Gazetesi'nde yayımlanan yazı dizisine ilişkin başlatılan soruşturma sonrasında hazırlanan iddianamede; TCK’nin 258/1, 334/1, 336/1 maddeleri uyarınca, "Açıklanması yasaklanan gizli bilgileri açıklama, temin etme, göreve ilişkin sırrın açıklanması" ile suçlandı. Akademisyen olarak görev yaptığı Akdeniz Üniversitesi’nden barış bildirisine imza attığı gerekçesiyle ihraç edilen Şık, Sağlık Bakanlığı ile ortak yürütülen, beş kenti kapsayan kanser araştırmasından da uzaklaştırılmıştı.

DURUŞMA ÖNCESİ DESTEK AÇIKLAMASI

Şık'ın yargılandığı davanın ilk duruşması öncesinde Çağlayan Adliyesi önünde Çocuklar Zehirlenmesin İnisiyatifi tarafından bir basın açıklaması düzenlendi.

Açıklamaya Türk Tabipleri Birliği (TTB), Ankara Barosu, Bursa Barosu, İstanbul Barosu, HDP milletvekilleri Ahmet Şık, Oya Ersoy, Murat Çepni; CHP milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu, Sibel Özdemir, Ali Şeker, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), İnsan Hakları Derneği (İHD), Türkiye İşçi Partisi (TİP), Sosyalist Devrimci Gençlik (SDG), Kocaeli Dayanışma Akademisi, Halkevleri, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İl Koordinasyon Kurulu, KESK, ÜNİVDER, Ekoloji Birliği, Doğa Derneği, Divriği Kültür Derneği, Beyoğlu Yurttaş Meclisi, İstanbul Kent Savunması, Politeknik, İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Merkezi, Kuzey Ormanları Savunması, Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi, Sosyal Haklar Derneği (SHD) ve Kadıköy Kooperatifi de katılım sağladı.

Şık’a destek için yapılan açıklamanın tamamı şu şekilde:

"Bugün burada Bülent Şık'ın davasını takip etmeye, bilgisini yaşam için, toplum ve ekosistem esenliği için kullandığından cezalandırılmaya çalışan bir bilim insanı ile, mühendis ile, halk sağlıkçısı ile dayanışmaya geldik. Bülent Şık, Sağlık Bakanlığı tarafından 2011-2016 arası pek çok üniversitenin farklı bölümünden araştırmacı ile yürütülmüş olan büyük bir halk sağlığı araştırmasının içinde bulunuyor, araştırmanın gıda ve su analizleri kısmında çalışıyordu. Araştırmanın adı,   "Kocaeli, Antalya, Tekirdağ, Edirne, Kırklareli İllerinde Çevresel Faktörlerin ve Sağlık Üzerine Etkilerinin Değerlendirilmesi Projesi" idi."

‘MUTFAĞIN KANSERE YOL AÇABİLECEK MADDELERLE DOLU OLABİLECEĞİ ORTAYA ÇIKTI’

"Şık'ın barış bildirisi imzacısı olduğu bir gece yarısı KHK'sı ile uzaklaştırıldığı Akdeniz Üniversitesi Gıda Güvenliği ve Tarımsal Araştırmalar Merkezi'nde bu araştırmanın bulgularının pek çoğu tahlil edildi. Bu bölgelerde tüm canlıların, özellikle kırılgan olan çocukların sağlığını geri dönüşsüz olarak olumsuz etkileyecek arsenik ve sair ağır metallere, gıdalarda sınır değer kabul edilen pestisit kalıntısı oranlarının çok daha üstüne rastlandı. Antalya seralar bölgesinde üretilip tüm Türkiye'ye sevk edilen gündelik mutfak ihtiyaçlarımızın kansere yol açabilecek maddelerle dolu olabileceği ortaya koyuldu. Fakat gelin görün ki araştırmanın bittiği 2016'dan bu yana üç buçuk yıl geçti. Ne araştırmanın sonuçları paylaşıldı, ne de acil önlem alınması gereken bu kamu güvenliği sorunu ile herhangi bir kamu kurumunun harekete geçtiğine dair en ufak bir emare var."

'İHLALİ YAPAN EDEN DEVLET ORGANLARIDIR, BÜLENT ŞIK DEĞİL'

"Kendini ekosisteme ve topluma karşı sorumlu hisseden ve kamusal araştırma kaynaklarından uzaklaştırılmış bir bilim insanı olarak Bülent Şık araştırmanın elindeki bulgularını önce Bianet'teki Mutfaktaki Kimyacı köşesinde, daha sonra Nisan 2018'de Cumhuriyet'te yazı dizisi olarak yayınladı. Bunun üzerine pek çok soru önergesi verildi. Bilgi edinme hakkı kullanılarak kurum ve kişiler Sağlık Bakanlığı'na başvurdular. Bakanlığın cevabı ise işte bu dava oldu. 'Açıklanması yasaklanan gizli belgelerin temini, açıklaması ve görev sırrının açıklamasından'. Bakanlık önce bu hayati halk sağlığı bilgilerin açıklamasının neden yasaklanması gerektiğini bize açıklasın. Laboratuvarda gece gündüz araştırmanın bulgularını tahlil etmiş bir bilim insanının nasıl 'gizli belge temin etmekle' itham edilebileceğini açıklasın. Ergene, Kocaeli, Antalya havzasında içme ve deniz sularında ağır metalle, gıdalarda pestisit ile yaşayanların kanser olmaları, ölmemeleri için ne önlem alınmış onları açıklasın. Burada yargılanan şirket haline gelmiş devlet aygıtıdır. Anayasadaki kutsal yaşam hakkı ve sosyal devlet ilkelerini bizzat ihlal eden devlet organlarıdır. Bülent Şık değildir."

'BÜTÜN SUÇLARIMIZ BİRBİRİNE BENZİYOR; HİÇBİRİ SUÇ DEĞİL'

"Eskişehir'li barış akademisyenleri güzel söylemiş, 'bütün suçlarımız birbirine benziyor, hiçbiri suç değil'. Kamu kurumlarının kamu faydasını sağlamak için felç, kar amacı için şahin kesildiği bir dönemde halk sağlığı bilgisini paylaşmak bir suç değil, görevdir. Hamaset ile vatanseverlik söylemlerinin havada uçuştuğu, bu davanın iddianamesini bile terörle mücadele savcılığının yazdığını görüyoruz. Vatanı sevmek ne demektir, silahlarla gençleri sınıra yollamak mı, tüm Türkiye'ye sevk edilen gündelik gıdalar ve suyun tehlikeleri hakkında toplumu uyarmak mı? Bizim cevabımız açık. Bülent Şık'ın yanındayız."

Öne Çıkanlar