CHP'li Şener'den yeni parti yorumu: AKP'den kopuşlar olabilir

CHP'li Şener'den yeni parti yorumu: AKP'den kopuşlar olabilir
Abdullatif Şener, Erdoğan’ın Babacan’a söylediği iddia edilen 'Şener gibi CHP vekili mi olmak istiyorsun'a, 'Benim çizgim onurlu bir çizgidir' yanıtı verdi. Yeni parti iddialarını yorumladı.

ARTI GERÇEK - Yeni Parti çıkışıyla konuşulan eski Devlet Bakanı Ali Babacan’ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yaptığı görüşmede isminin gündeme geldiği iddia edilen eski Devlet Bakanı Abdullatif Şener, ARTI TV’ye konuştu. Ankara Gündemi programında ARTI TV Ankara Temsilcisi Sibel Hürtaş’ın sorularını yanıtlayan Şener, yeni parti kurmaya hazırlanan eski arkadaşlarına "cesaretli davranın" diye seslendi. 

Kulislerde yeni partiyi Eylül ayında kurması planlanan Ali Babacan’dan Cumhurbaşkanı Erdoğan’la yaptığı görüşmede Abdullatif Şener’in isminin de gündeme geldiği belirtiliyor. İddialara göre Erdoğan, Parti’den ayrılmak isteyen Babacan’ı ikna edemeyince, "Abdüllatif Şener gibi CHP vekili olmak istiyorsan buyur" dedi. 

Ankara Gündemi Programında bu diyaloğu değerlendiren Şener, şunları söyledi: 

"AKP’den ayrıldığımdan bu yana hiç pişman olduğum bir nokta yok. Ayrıldığımdan bugüne kadar ki çizgimin çok doğru olduğuna inanıyorum. Çünkü kamuoyu benim bildiklerimi bilmiyor. Benim yaşadıklarımı yaşamamış, hissettiklerimi, kurduğum empatileri bilmiyor. Ama AKP’nin ilk döneminde herşey güllük gülistanlık gözükürken içten içe ana dinamiklerin bu ülkeye zarar verebileceğini ben gördüm ve 5 yıllık Başbakan Yardımcılığım döneminde Sayın Erdoğan’ın birçok kararına itiraz ettim. Bunlar basında yayınlandı ve kamuoyunda tartışıldı. …Bu çizgide Partinin, kuruluş ilkelerine aykırı bir rotaya girmiş olduğunu gördüğüm için bıraktım. 

ERDOĞAN VE GÜL BIRAKMAMAM İÇİN ISRAR ETTİ 

2007 seçimlerine katılmayacağımı söyleyince Sayın Erdoğan ile Gül birlikte gece 2’de Başbakanlık Konutu’nda bana ısrar ettiler. Benim siyaset anlayışımla, dünyaya bakışımla Erdoğan’ın bakış açısı farklı. Benmerkezli bakış açısıyla devletin yönetilmeyeceğini biliyordum. Etrafındakileri de karanlık şeylere bulaştıracak birinin yanında siyaset yapmam mümkün değildi. Geldiğimiz nokta ortada… Sürekli herşey benim olsun, saraylar uçan saraylar yazlık saraylar benim olsun, bütün yetkiler benim olsun, Başbakanlık yetmiyor Cumhurbaşkanlığı yetmiyor tek başıma Hükümet olayım, yargıda da benim sözüm geçmeli dedi. Yasama organı Parlamento beni denetlemesin dedi. Parlamento’nun ana görevi yasa çıkarmaktır ama bütün yasaları o çıkarmasın benim de yetkim olsun dedi. Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle Parlamento’nun yetkilerine el koydu. Bütün bu düzenlemeleri yaptı ve Türkiye batağın içine saplandı. Türkiye krizde, iç barış tahrip oldu, ağır dış sorunlarla boğuşmaktayız. Korktuğum endişe ettiğim şeyler ortaya çıktı. Bu sürecin sorumlusu olmak istemedim. 

OLDUĞUM NOKTADAN MUTLUYUM 

Erdoğan, "Şener gibi olursunuz" diyor. Ben iyi bir şey yaptım. Sizin frenlenmenize ihtiyaç varsa bunu frenlemenin en büyük mekanizmanın ana muhalefet partisi olduğunu gördüm, bağımsız da mücadele ettim. Hükümeti kinden nefretten dolayı değil ülkeye zarar vermeyin diye eleştirirsiniz. Ben AKP’den ayrıldığımdan beri ‘Bu yanlıştır’ diye bağırdım. Bu mücadeleyi yaptım. Benim geldiğim noktayı küçümsemek yerine öyle sanıyorum Erdoğan tek başına kaldığında "Keşke Abdüllatif Şener gibi olsaydım" diyordur. Onun için alnım açık, kararlılığım net. 4 senede iki kez dava açtılar, mesleğimi icra etmemek için üniversitelerde hocalık yapmam dahi engellendi buna dahi pes etmedim, ülke için mücadele etmem gerektiğine inandım ve kendim yokluğa, yoksunluğa mahkum da olsam hatta aç ve ekmeksiz kalsaydım dahi ben yapmayı düşündüğüm, doğru olduğuna inandığım mücadeleyi bugün de sürdürdüm. O yüzden benim örneğimi ‘Bak gördün mü’ diye veriyorsa ben de şöyle derim: 

BENİM DURDUĞUM NOKTA ONURLU BİR NOKTADIR 

Bak gördün mü şu halini. Nedir bu hal? Bu ne kadar eleştirilecek bir şeydir. Ne kadar sıkılması gereken bir durum bir insan için. Bu ülkede 80 milyon insan var, ekonomi okumuş binlerce insan var. Damada ekonomiyi teslim edersiniz, kamu işletmelerini Varlık Fonu’na bağlarsınız ve ülkenin tüm parasını damat kayınpeder idare edersiniz. Ben onurlu bir mücadele verdim. Babacan’a bak Şener’i gördünüz, Başbakan Yardımcısıydı elinden gitti, sonunda CHP’den milletvekili oldu diyorsa bu kurgu yanlıştır. Benim çizgim CHP’de olduğum nokta itibariyle de doğru ve onurlu bir çizgidir. 

DAVUTOĞLU’NUN PARTİ KURACAĞINI DÜŞÜNMÜYORUM 

Yeni iki partiden söz ediliyor, Babacan ve Davutoğlu iki ayrı parti kuracak deniyor. Fakat bu ikisinin birlikte parti kurmasının birbirlerini aşındırmaktan başka sonuç vermeyeceğini düşünmek lazım. Davutoğlu’nun parti kurmaktan vazgeçeceği ihtimali üzerinde duruyorum. Yoksa balon patlamış olur, bunu gördüklerini sanıyorum. Beklentiler de Davutoğlu’ndan yana değil bunun için Davutoğlu’nun parti kurma girişiminden vazgeçme ihtimalini gündemde görüyorum. 

YENİ PARTİ KURUCULARININ DAHA NET TAVIR SERGİLEMELERİ GEREKİYOR

Babacan parti kurarsa ne olur? Şu an net bir resim çizmekte zorluk var. Aylardır Türkiye bu partiden bahsediyor fakat parti ile ilgili konuşulan kişiler ise hatta Partinin genel başkanı olacağı söylenen kişilerden net bir açıklama çıkmıyor. İşin sahibinin net duruşunun olması lazım.  Bana kalırsa AKP’nin kuruluşu sırasında beraber olduğumuz arkadaşların biraz daha kararlı olmaları, açıklama yapmaktan, net tavır sergilemekten, Hükümetin yanlışlarını söylemekten kaçınmamaları lazım. Umarım önümüzdeki süreçte bu netliği göreceğiz. 

AKP’DEN KOPUŞLAR OLABİLİR 

Güçlü yeni bir parti kurulacaksa bunun Parlamento’da ayağının olması lazım. Bu da en azından bir gruplarının olması lazım. Yeterli sayıda milletvekili ile bir grup oluşturmaları gerekir, Meclis faaliyetlerine aktif katılmaları gerekir, Meclis çalışmalarında Partilerinin görüşlerini kamuoyuna iletmeliler. Grupları olmazsa başlarken zorlukla karşılaşabilirler. 
Burada da nereden bir milletvekili bulacaklar? Büyük ihtimalle AKP milletvekillerinden oluşan bir grup oluşabilir diyorum. Mümkün mü? Mümkün olmadığını söyleyemem. Özellikle 31 Mart’tan sonra peşinden İstanbul’da ikinci bir hezimet yaşanmış olması AKP’nin büyüsünü bozmuştur. Sürekli seçim almaya alışan ve bu anlayış kapsamında geleceklerini garanti altına alan milletvekillerinde bir değişiklik var. Eskiden herşeyin sahibi olarak kendilerini gören AKP milletvekilleri daha nezakete doğru yelken açmış durumdalar. Mağlubiyetin büyük kazanımı vardır AKP üzerinde. Böyle bir tabloda bu gruptan bazı milletvekilleri yen çıkışı da destekleyebilir. Ancak hangi milletvekillerinin bu yeni oluşuma katılabileceği yönünde hiçbir bilgiye sahip değilim. Böyle bir bilgiyi yeni Parti kurmaya hazırlananlardan da duymadım.
 

Öne Çıkanlar