Çizgiyi aşmadan eleştirmek!

Kendi adıma, Oğuzhan Özyakup'un olmadığı Beşiktaş'ı izlemek çoğu kez keyif veriyor. 4-1 sona eren Ankaragücü maçında da öyle oldu. Hem de Oğuzhan'ın sonradan oyuna girip gol atmasına karşın.

Hangi futbolun yazılacağına karar vermek, kalecinin penaltı atışında atlayacağı köşeyi belirlemeye çalışırken yaşadığı çelişkisi ile örtüşmeye başladı! Hangi futbol yazılmalı? Futbolun tepesindeki Gianni Infantino'nun başkanı olduğu FIFA'nın tüm haklarını Suudi destekli bir İngiliz şirketine 25 milyar dolara pazarlayıp, söz konusu kurumun başına geçme palanını mı, yoksa FIFA etik kurulunun en etkin isminin yolsuzluktan gözaltına alınmasını mı? Yoksa, yoksa Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören'in Beşiktaş Kulübü başkanlığı görevini üstlendiği dönemde menajerlerle yaptığı 'usulsüz' transferleri mi? Ve de Fikret Orman'ın bu yolda devam etmesini mi? Football Leaks bu, 70 milyondan fazla belge. Seç, beğen ve yaz, elbette yayınlayacak yer bulursan!

Ya pisliğe bulaşmamış, sahada koşuşturan tertemiz gençler? Bunun adı 'Endüstriyel Futbol' ve ne yazık ki kuruların arasında yaşlar da yanıveriyor! Ama biz kimseyi yakmayalım, Beşiktaş'ı ateşe attığı için kendisini eleştirenleri 'pusucu' tanımlaması ile suçlayanlar varken! Kaldı ki görevimiz sadece eleştirmek o da çizgiyi aşmamak kaydıyla.

Beşiktaş kuşkusuz tarihinin en 'kaotik' dönemini yaşıyor. Sorun sadece Beşiktaş'ın boyunu fersah, fersah aşan borç yükü olsa neyse... Bir futbolcunun gerçekten sakatlanıp sakatlanmadığını anlamanın olasılığı kalmadı siyah-beyazlı kulüpte. Futbolcu alacaklarını alamadığın için mi 'sakatım' diyor yoksa alacaklarını istediği için mi dışlanıyor? Bir başka olasılık da futbolcunun birikmiş borçları nedeni ile Beşiktaş'ı şikayet etmesi, ki bunun affı yok. Hem kadro dışı, hem satış listesine!.. Ankaragücü ile Kayseri'de oynanan maç öncesi Gary Madel ısınırken sakatlandı. 'Mutlaka öyle olmuştur' demekten öte yorumumuz söz konusu olamaz haliyle! Sakatlıkları nedeniyle İstanbul'da kalıp Kayseri'ye gelmeyenler, soyunma odasında yemek yiyenler tümüne 'peki.' Laf aramızda iyi de olmuş! Beşiktaş'ın 'değişime' gereksinimi varmış. Şenol Güneş zorunlu olarak 'revizyona' gitti, bu da Beşiktaş'a hareket ve akabinde 4 golle 3 puan kazandırdı.

Kendi adıma, Oğuzhan Özyakup'un olmadığı Beşiktaş'ı izlemek çoğu kez keyif veriyor. 4-1 sona eren Ankaragücü maçında da öyle oldu. Hem de Oğuzhan'ın sonradan oyuna girip bir de gol atmasına karşın. Tek sezon için 2.5 milyon Euro gibi rüyalarda dahi görmenin zor olduğu ücreti alan oyuncunun arada bir de gol atması endüstriyel futbolun devamlılığını sağlıyor! Gecenin ışıldayan oyuncuları tartışmasız Dorukhan Tokoz, Adem Ljajic ve Güven Yalçın biraz da Mustafa Pektemek oldu. Pektemek için 'biraz' tanımı Vagner Love yedek kulübesindeyken daha yaratıcı, daha üretken olması gerektiği için tabii ki... Beşiktaş kazandı, Ankaragücü yenildi karşılaşma boyunca da başkentlilerin oturduğu tribünlerden bolca sinkaflı tezahürat yükseldi...

Yazılması gereken futbol bu mu? 90 dakika boyunca sürekli küfür edip, sahaya eline geçeni atan sözde futbol tutkunları mı? Yoksa futboldan 'rant' elde eden ve oturdukları koltuğa yapışan, karşılarına çıkacak rakiplere göz dağı veren kulüp başkanları mı? Sahada çabalayan emekçiler oyunun en temiz elemanları.                          

Gerisi sadece oyun ama asla ayak oyunu değil!..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi