Çocuklar ölüyor peki devlet ne yapıyor?

Çocuklar ölüyor peki devlet ne yapıyor?
Çocukların tacize uğraması öncesi ve sonrasında devletin yapması gereken ancak yapılmayanlar var.

Serkut BOZKURT


Fox TV’de 2018 yılının ilk haftasına kadar yayınlanan ‘Kaybolan Çiçekler’ isimli bir program vardı.

Özellikle kayıp kız çocuklarını arayıp bulan programda bir yıla yakın çalıştım.

Bu sürede, gördüklerim yüzünden insanlığımdan utandığım anlar oldu.

Çocukların tacize uğramasının önlenmesinde, tacizin yaşanması sonrasında devletin yapması gereken ancak yapmadıklarını/yapılmayanları anlatayım:

  • Çocukların tacize uğradığını ilk bildirenler genellikle yürekli öğretmenler oluyor. Öğrencilerinin hal ve hareketlerinden şüphelenen öğretmenler, bunu çoğu zaman BİMER  (Başbakanlık İletişim Merkezi) üzerinden Aile Bakanlığı’na bildiriyor. BİMER’e bildirilen bu ihbarların kesinlikle gizli tutulması gerekiyor. Ama bu gizliliğe uyulmuyor. Çocuğun tacize uğradığını ihbar eden öğretmenin adı, hemen deşifre ediliyor.
  • Bakanlığın taciz ihbarından hemen sonra reşit olmayan çocuğu koruma altına alması gerekiyor. Bu aşamada, yetkisiz polislerin "merakı" devreye giriyor. Yasaya göre, tacize uğrayan, uğradığı iddia edilen reşit olmayan çocuğun ifadesini Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına bağlı uzman psikologun alması gerekiyor. Ancak çoğu zaman karakol ve emniyetteki polisler, sırf merak ettikleri için yetki ve ehliyetleri olmamasına rağmen dinliyor. İfade alma yetkisi olmadığı için sadece not alıyor.
  • Yetkisiz, ehliyetsiz biri tarafından sorgulanan çocuk ikinci kere ifade vermek istemiyor. Çünkü zaten tacizde bulunan kişi çoğunlukla yakını çıkıyor ve korkuyor. Çocukları tacize uğrayan aileler de 'rezil' olmamak için davayı kapatmaya çalışıyor.
  • Mahkeme sürecinde yine yasalar göz ardı ediliyor. Tacizci ile taciz edilen mahkeme salonunda birlikte yer alıyor. Çocuk korkudan konuşamıyor ve kaçıyor.

Tüm bu aşamaları ‘Kaybolan Çiçekler’ programını yaparken defalarca yaşadık. ‘Kaybolan Çiçekler’ programında kayıp çocuğu bulduktan sonra Aile Bakanlığı’na da çalışan uzman psikologlarımızla çocukla konuşuyorduk. Bu süreç kesinlikle uzmanların denetiminde gerçekleşiyordu. Tacizcinin kim olduğu ortaya çıkıyordu. Sonrasında televizyonun da etkisiyle çocuğun devlet koruması altına alınmasını sağlıyorduk.

Bu süre içinde işlenen suçları, devletin yapması gerekip de yapmadıklarını bir kez daha sıralayalım:

  • BİMER’e yapılan ihbarı deşifre etmek suçtur!
  • Tacize uğrayan reşit olmayan çocuğun ifadesini yetkisiz kolluk kuvveti alamaz. Yetkisiz kolluk kuvvetinin ifade alması suçtur!
  • Taciz iddiasından sonra çocuk devlet koruması altına alınmalı. Devletin çocuğu koruma altına almaması suçtur!
  • Aile üyeleri dahil kimse çocuğun nerede olduğunu bilmemeli! Çocuğun yerini yetkili kişiler dışındakilerin bilmesi suçtur!
  • Mahkeme süreci, öncesi ve sonrasında tacizci olduğu iddia edilen kişi ile tacize uğrayan hiçbir koşulda yan yana getirilmeli. Bunları yan yana getirmek suçtur!

İşte devlet bunları yapmıyor!..

Bu suçlar çok sık işleniyor!..

Öne Çıkanlar