Demirtaş nefes darlığı ve göğüs sıkışmasını 20 kez yaşamış

Demirtaş nefes darlığı ve göğüs sıkışmasını 20 kez yaşamış
Sağlık sorunları yaşayan Demirtaş'ı ziyaret eden HDP'li Sancar, Demirtaş'ın kamuoyunu meşgul etmemek ve tedavi için bakanlıktan beklenen izin nedeni ile açıklamayı geç yaptığını söyledi.

Göğüs sıkışması, nefes darlığı ve baygınlık nedeniyle dün hastaneye sevk edilen HDP’nin önceki Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile Edirne Cezaevi'nde görüşen HDP Meclis Başkanvekili Mithat Sancar ile  HDP Grup Başkanvekili Fatma Kurtulan basın toplantısı düzenledi.

Mithat Sancar, Demirtaş’ın kendilerine 20’den fazla kez nefes darlığı sorunu yaşadığını söylediğini akdardı.

Sancar’ın görüşme sonrası Demirtaş'ın sağlık durumuyla ilgili paylaştığı detaylar şöyle:

"Daha önce duyurduğumuz gibi bugün önceki dönem Eş Genel Başkanımız Selahattin Demirtaş’ı cezaevinde ziyaret ettik. Grup Başkanvekilimiz Fatma Kurtulan ile birlikte bu ziyareti gerçekleştirdik, sağlık durumuyla ilgili bilgi aldık, görüşlerini dinledik. Bunları sizlerle paylaşacağız. Dün sağlık durumuyla ilgili bilgiler kamuoyuna yansımıştı. Avukatı ve kardeşi Aygül Demirtaş’ın Twitter üzerinden paylaşımıyla öğrendik. 26 Kasım Salı günü sabah saatlerinde bir rahatsızlık yaşıyor. Bu rahatsızlık esas olarak nefes darlığı ile başlayan bir rahatsızlık. Nefes darlığının ardından bir baygınlık ve belli bir süre bilinç kaybı yaşıyor. O sırada önceki dönem milletvekilimiz Abdullah Zeydan arkadaşımız ilk müdahaleyi yapıyor, cezaevi görevlilerine haber veriyor. O süre içinde de yine bildiğimiz gibi Selahattin Demirtaş baygın kalıyor. 5 dakika sonra yavaş yavaş bilinci açılıyor. Bu arada ambulans çağrılıyor. 112 ambulansında EKG çekiliyor ve kalp krizi geçirmediği anlaşılıyor ve koğuşa dönüyor. Sonra cezaevi doktoru muayene ediyor, bazı tetkiklerin yapılması gerektiğini belirtiyor. Özellikle 3 alanda tetkikler yapılmadan bir teşhis konulamayacağını, bu rahatsızlığın anlaşılamayacağını belirtiyor cezaevi doktoru. Bunlar nöroloji, kardiyoloji, gastroentroloji bölümleri. Bunlarla ilgili tetkiklerin bir an önce yapılması gerektiğini ısrarla belirtiyor.

BAKANLIKTAN CEVAP GELMİYOR

Bu durum Selahattin Demirtaş’a bildiriliyor, gerekli yazılar da cezaevi tarafından yazılıyor. Cezaevi idaresinin üzerine düşen sorumluluğu büyük bir duyarlılıkla yerine getirdiğini Sayın Demirtaş belirtiyor. Öğrenildiği andan itibaren cezaevi idaresinin gerekli girişimlerde bulunduğunu ve gerekli işlemleri yaptığını kendisini özellikle belirtmemizi istiyor. Yazı Bakanlığa hemen gönderiliyor. Ancak Bakanlıktan bir türlü cevap gelmiyor. Dolayısıyla esas aksamanın Bakanlıktan kaynaklandığını düşünüyor. Demirtaş, 2 gün bekliyor ancak hastaneye sevk konusunda bir gelişme olmuyor ve Demirtaş bunu hemen kamuoyuna duyurmayı kendisi istemiyor. Bir süre durumun anlaşılması için beklemeyi uygun görüyor. Ayrıca sağlık sorunları üzerinden kamuoyunda kendisi etrafından bir tartışmayı doğru bulmadığını söylüyor. O yüzden dışarıya ve partiye bir bilgi vermiyor. Bu sürecin bir an önce halledilebileceğini düşünerek beklediğini söylüyor. Cuma günü de bir gelişme olmaması üzerine avukatlarına bilgi verdiğini söylüyor Demirtaş. Cuma günü avukatı ve kardeşi Aygül Demirtaş’ı bilgilendiriyor ve cezaevinden bilgi almasını istiyor. Aygül Demirtaş cezaevi idaresiyle görüşüyor ve işlemlerin yapılması için hafta başını beklemek gerektiği gibi bir yanıt alıyor cezaevi idaresinden. Hafta sonu bu işlemlerin yetişmeyeceğini söylüyor cezaevi yönetimi.

'BİZ DE DÜN ÖĞRENDİK'

Hafta başını bekliyorlar yine bir gelişme olmayınca bunu duyurma gereksinimi duyuyor Demirtaş ve kamuoyuyla paylaşmaya karar veriyor. İlk bilgilendirme yine Aygül Demirtaş tarafından Twitter’dan yapılıyor. Biz bütün bu olanları Pazartesi yani dün öğrenebildik. Kendisine neden böyle bir yola başvurduğunu sorduğumuzda şöyle cevap verdi Selahattin Demirtaş. Birincisi sağlık sorunları üzerinden kamuoyunda tartışılmayı istemediğini belirtti. Ayrıca cezaevinde sağlık sorunları yaşayan tek tutuklunun kendisi olmadığını, cezaevinde sağlık sorununun çok ciddi bir mesele olduğunu, dolayısıyla kendisini öne çıkarmanın etik açıdan kendisine doğru gelmediğini söyledi. Bunun yanında özellikle bu süreci daha sessiz ve normal bir şekilde yürütmenin mümkün olduğuna inandığını, fakat Bakanlıktaki engellemeler yüzünden böyle bir sürecin mümkün olmadığını görünce haber vermenin doğru olacağına karar verdiğini söyledi. Bugünden dönüp baktığından bu kadar beklemenin doğru olmadığını fark ettiğini söylüyor sevgili Selahattin Demirtaş. Yani "Sizleri, partiyi kamuoyunu aslında 2. gün hemen sevk işlemleri gerçekleşmeyince bilgilendirmeliydim" dedi. Ancak esas gerekçeleri bunlardı. Neden bilgilendirmediği açıklaması biraz önce açıkladığım gerekçelerdi.

SEVK İŞLEMLERİ 2 SAAT SONRA BAŞLADI

Bizler durumu öğrenir öğrenmez hemen Adalet Bakanlığı nezdinde girişimlere başladık ve sevk işlemlerinin bir an önce başlamasını istedik. Girişimimizin ardından 2 saat sonra sevk işleminin tamamlandığı, hastaneye sevkinin yapılacağı bize Bakanlık tarafından bildirildi. Dün öğleden sonra Trakya Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi’ne sevkinin yapıldığını öğrendik. Orada nöroloji, kardiyoloji ve gastroenteroloji tetkikler yapılmış ama bir eksik olduğunu söylüyor sevgili Demirtaş. Endoskopinin de yapılması gerekiyormuş ama o henüz yapılmadı, ama bunun bir an önce yapılması gerektiği doktorlar tarafından belirtmiş. Tam bir teşhis koyabilmek için endoskopinin yapılması gerekiyor. Demirtaş’ın yaşadığı ilk rahatsızlık değil, kendisi tutuklandığından bu yana nefes darlığı ve göğüs sıkışmasını en az 20 kez yaşadığını söyledi. Bu konuda bir rahatsızlığının, bir sorunun bulunduğunu gizlemek mümkün değil. Ancak "Ben bunu gündeme getirmek istemedim" dedi. İlk defa bu sıkıntıyı yaşarken bayıldığı için bu durumu geçiştiremeyeceğine karar verdi ve hastaneye sevk işlemini kendisi talep etti. Bundan önceki zamanlarda hastaneye sevk konusunda çok istekli davranmıyordu. Çünkü hastaneye sevklerde de sıkıntılar yaşanıyor, tam olarak tıbbi etiğe uygun bir sevk süreci maalesef hiçbir cezaevinde uygulanmıyor. Tutuklu ve hükümlülerin hastaneye sevki ciddi sorunlarla işliyor, kendisi de bunu yaşamak istemediği için bugüne kadar sevk talebinde bulunmadığını söyledi. Ancak geçen hafta yaşadığı sıkıntının hastaneye gitmeden ve gerekli incelemeler yapılmadan geçiştirilemeyeceğine inandığını belirtti ve hastaneye sevkini talep etti, ancak bu kez Bakanlıktan kaynaklandığını söyledi.

CEZAEVİ YÖNETİMİNDEN ŞİKAYETİ YOK

Hangi sebeplerden olacağını bizim de soracağımız bir geciktirme yaşandı. Demirtaş bu gecikmenin sorumlusu olarak Bakanlığı görüyor, cezaevi idaresine dair herhangi bir şikayeti yok. Cezaevi idaresinin sorumluluğunu tam duyarlılıkla yerine getirdiğini söyledi. Hastanede bütün çalışanların son derece titiz ve duyarlı bir çalışma yürüttüğünü, görevlerini tam olarak yerine getirdiklerini söylüyor ve kendilerine teşekkürlerini iletiyor. Demirtaş, Trakya Araştırma Hastanesi’ndeki doktor ve çalışanlara teşekkürlerini iletiyor. Şu an kendisinin durumu iyi görülüyor. Bu sıkıntı aşılmış durumda ancak kaynağı ortaya çıkartılmak ve teşhis koymak lazım. Kendisinin belirttiği üzere 20’den kez nefes daralması göğüs sıkışması gibi sorunlar yaşamış demek ki bir rahatsızlığı var. Teşhisin konulması için tetkiklerin tamamlanması lazım. Bunun için son aşama endoskopi uygulamasıdır. Doktorlar bunun bir an önce yapılması gerektiğini belirtiyorlar. Şimdi yeniden cezaevinden hastaneye sevk konusunda gerekli iznin çıkması şart, buradan Adalet Bakanlığı’na iletiyoruz, basının huzurunda da söylüyoruz. Kendileri ile görüştüğümüzde de temaslar sırasında da bunu dile getireceğiz.

SANCAR ELEŞTİRİLERE CEVAP VERDİ

Tekrar bu olayın yaşanmaması için elimizden geleni yapacağız. Sosyal medyada sanki HDP yöneticilerinin bu konuda ihmalkar yaklaştığına ilişkin bir değerlendirmeye denk geldik. Biz durumu dün öğrendik çünkü bu durumu öğrenmenin iki kaynağı var: Avukatlar ve aile. Bunlar dışında özel bir bilgi kaynağımız yok. Selahattin Demirtaş bizim sadece eski milletvekilimiz ve önceki dönem eş genel başkanımız değil çok çok önemli bir değerimizdir. Bunun altını bir kez daha çizmek isteriz. Sağlığı kişisel bir mesele değil aynı zamanda kamusal ve siyasal bir meseledir. Bu konuda yaşanacak her türlü ihtimale biz kardeşleri, yoldaşları olarak izin vermeyiz. Bu konuda bize bilgi ulaştığı oranda biz bütün imkanları seferber ederiz. Nitekim öyle yaptık hem Bakanlık nezdinde hem kamuoyu nezdinde bilgileri paylaşarak bir an önce hastaneye sevk işleminin gerçekleşmesini sağladık. Bundan sonra da takipçisi olacağız. Kendisi de partisiyle kendisi arasında bir ihtilaf ve mesele varmış gibi bir algı yaratma sonucu doğuran tartışmaları kesinlikle doğru bulmadığını belirtti. Bunun altını çizdi. "Evet, ben istemedim bu durumun partiye ve kamuoyuna bildirilmesini" diye açıkça belirtti.

SPEKÜLSYON KONUSU OLABİLECEK BİR ŞEY YOK

Burada herhangi bir aksama varsa iletişim kanallarını daha sağlıklı, daha seri biçimde aşmaya gayret edeceğiz. Hem biz hem kendisi bu konuda mutabıkız. Partimiz ve kendisinin bu konularda bir ihtilaf yaşaması düşünülemez. Biz birbirimizin parçasıyız, halkımızın birer neferiyiz, hepimiz halkımızla birlikteyiz. Dolayısıyla birbirimize ve halkımıza karşı sorumluluğumuz var. Bu sorumluluğun gereğini yerine getirmediğimiz yerde her türlü eleştiri haklıdır. Her türlü eleştiriyi elbette dinleriz. Varsa düzeltiriz, üzerimize düşeni yaparız. Ama burada spekülasyon konusu edilecek bir mesele olmadığının altını çizmek isterim. Bu vesileyle kendisinin sağlık durumunu ciddiyetle takip etmemiz gerekiyor. Bu vesileyle kendisi de özellikle cezaevlerinde hasta tutuklu ve hükümlülerle ilgili daha fazla duyarlılık olması gerektiğini vurguluyor. "Evet, sadece ben değil bu konuda benim özel bir muameleye tabii tutulmam beni rahatsız eder, hasta veya sağlıklı bütün tutuklu ve hükümlüler en iyi şekilde takip edilmelidir" dedi. Bu vesile ile bu durumun tekrar gündeme getirilmesi gerektiğini vurguluyor." (HABER MERKEZİ) 

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar