Deprem üssü Sivrice’de hastane yok: Ölüme terk ediliyoruz

Deprem üssü Sivrice’de hastane yok: Ölüme terk ediliyoruz
Elazığ Sivrice merkezli depremin ardından ilçede hastanenin olmadığı ortaya çıktı.

Elazığ Sivrice'de 24 Ocak saat 20.55'te meydana gelen 6.8 büyüklüğündeki depremde 41 kişi yaşamını yitirdi, bin 600'ü aşkın kişi de yaralandı. İlçeye bağlı Çevrimlitaş köyünde 3 kişi yaşamını yitirirken, 2 kişi de enkaz altından halkın kendi çabalarıyla kurtardı. 

Merkez üssü Sivrice olan Elazığ depremi aynı zamanda devletin görmezden geldiği büyük bir sorunu da görünür hale getirdi.

Daha önce de 3 büyük depremin olduğu ilçede, halkının Bakanlık ve İl Sağlık Müdürlüğü'ne dilekçelerle baş vurarak talep etmesine rağmen Sivrice'de hastane olmadığı, bakanlık ve sağlık müdürlüğü düzeyinde de hastane için bir hazırlık yapılmadığı ortaya çıktı.

TÜİK'in verilere göre, 10 bin nüfusu, 52 köyü olan Sivrice'de yaşayanlar Aile Toplum Sağlığı Merkezi'nin verdiği hizmet dışında hiç bir zaman sağlık hizmetlerinden yararlanamadı. Mezopotamya Ajansı'ndan Semra Turan'ın aktardığı bilgilere göre, Sivrice'deki sağlık merkezinde, 1 ambulans mevcut iken, tahlil, tansiyon, röntgen, laboratuvar gibi hastaların tedavilerini yapabilecek cihazlar bulunmuyor. Yine acil müdahale gerektirecek hiçbir şey yapılamıyor. Geceleri 1 doktor, 1 hemşire nöbette kalıyor. Sağlık Merkezi'ne gelen 2'nci vakaya da müdahale edilemiyor. Elazığ’ın tüm ilçelerinde hastane mevcut iken, Sivrice ilçesinde bugüne kadar hastane yapılmaması bir tarafa, ilçe halkının hastane talebi de yetkililer tarafından yıllarca vaadler verilerek geçiştirilmiş.

SAĞLIK BAKANI KOCA, DEPREMDEN SONRA HASTANE İÇİN KARAR VERDİKLERİNİ AÇIKLADI

İlçenin deprem fay hattında bulunmasından kaynaklı yurttaşlar hastane talebiyle başlattıkları kampanya kapsamında topladıkları imzaları depremden 10 gün önce Sağlık Bakanlığı ve İl Sağlık Müdürlüğü’ne gönderdikleri öğrenildi. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ise yıllardır sağlık hizmeti alamayan ilçeye müjde verir gibi dün gittiği ilçede "Sivrice için bir entegre hastane inşaatına hızla başlamak üzere karar verdik. Bununla ilgili işlemleri, nerede yapacağımız konusunda konuştuk. Bu dönemde hızlandırmış olacağız. Bunun müjdesini buradan çok rahatlıkla vermek istiyordum" açıklamalarında bulundu.

'GÖZ GÖRE GÖRE ÖLÜME TERK EDİLİYORUZ'

Hastanenin yapılması için her türlü girişimde bulunan ilçe sakini Zehra Öztürk, özelikle son 2 yıldır tüm resmi kurumlar ve siyasetçilerle görüşmeler yaptıklarını hastane talebinde bulunduklarını belirterek, "Hem sözlü, hem de yazılı olarak sorunlarımızı dile getirdik. Ancak hiç bir şekilde bir sonuç alamadık. Hatta depremden 10 gün önce topladığımız imza dilekçelerini İl Sağlık Müdürlüğü ve Sağlık Bakanlığı’na gönderdik. Dilekçeler kendilerinde mevcuttur.  Ancak oradan da her zaman olduğu gibi bir yanıt alamadık. Her zaman sözler veriliyor. Ancak pratikte bir şey yok.  Kimse ilgilenmiyor göz göre göre ölüme terk ediliyoruz" dedi.

'NORMAL KOŞULLARDA BİLE DOKTORA ULAŞMAK ZORKEN DEPREMİ HİÇ DÜŞÜNEMİYORUM'

İlçede başı bile ağrıyan kişilerin merkez hastanelerine sevk edildiğini ifade eden Öztürk, bu durumun maddi anlamda halkı kat be kat mağdur ettiğini söyledi. Öztürk, "Acil durumlarda kendi araçlarımızla hastane gitmek zorunda kalıyoruz. Ayrıca depremi bırakın normal koşullarda bile çok zorluklar çekiyoruz. Bir tansiyon yükselmesinde bile Elazığ merkeze gitmek zorunda kalıyoruz. Sivrice’de normal koşullarda bile doktorlara ulaşmak çok zor depremi hiç düşünemiyorum bile" şeklinde konuştu.

SES: TOPLUM SAĞLIĞI HİÇE SAYILIYOR

Mezopotamya Ajansı'na konuşan SES Elazığ Şube Eşbaşkanı Derya Coşkun, Sivrice ilçesinin depremin merkezi fay hattının üstü olduğunu hatırlatarak, bir an önce hastanenin yapılması için çalışmaların başlatılması gerektiğini söyledi. "İlçede Turizmin geliştirilmesi için her türlü sosyal mekanlar mevcut iken hastanenin yapılmaması ilginçtir. Sivrice ilçesinde halk sağlığı hiçe sayılıyor. İnsanlar sağlık hizmetinden faydalanamıyor. Bir an önce hastanenin yapılması için girişimlerimiz olacak."

(HABER MERKEZİ)

Öne Çıkanlar