'Depremin Müslümanlıkla ne alakası var'

Süheyla KAPLAN

ARTI GERÇEK -

CHP Hamburg ve Schleswig-Holstein Derneği tarafından düzenlenen panelde gazeteci İsmail Saymaz ve Barış Yarkadaş güncel konuları değerlendirdi.

Hamburg Alevi Vakfı'na ait salonda düzenlenen panelde konuşan Saymaz, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Elazığ depremine ilişkin 'Tabii biz kaza ve kadere iman etmiş insanlarız, her şeyden önce Müslümanız. Kaza da kader de imanımızın gereğidir' biçimindeki açıklamasını eleştirdi.

'FAY HATTI BİLE TÜRKİYE CUMHURİYETİ'NDEN DAHA LAİK'

"Elazığ'da 6,8 şiddetinde bir deprem oluyor ve Sayın Erdoğan bunu Müslümanlık ile açıklıyor" diyen Saymaz, "Depremin Müslümanlık ile ne gibi bir alakası var! İnanın fay hattı bile Türkiye Cumhuriyeti'nden daha laik' tepkisi gösterdi.

Bilim adamlarının Elazığ'da deprem olacağı yönünde önceden açıklama yaptıklarını ancak AKP'nin bu uyarıları dikkate almadığını ifade eden Saymaz ,"Prof. Dr. Naci Görür, Prof. Dr. Şener Üşümezsoy ve CHP İstanbul eski Milletvekili Ali Özcan depremin önlenmesi konusunda tedbirlerin alınması gerektiğini söylemişti. Prof. Naci Görür depremin olacağını önceden bildi ve gördü, TÜBİTAK kapısından geri çevrildi. Halk da deprem vergileri nerde diye sormaya başlayınca, soru soran herkes terörist ilan edilmeye başlandı" şeklinde konuştu.

'İKTİDAR KURTULUŞU TARİKAT VE CEMAATLERDE ARIYOR'

Türkiye'de şu an soru sormanın yasak olduğu bir rejimin hakim olduğuna dikkati çeken Saymaz konuşmasını şöyle sürdürdü: ' Elazığ'da yaşayan depremden sonra sosyal medyada vatandaşların deprem paralarının hesabını sorması kadar doğal ne olabilir? Şu anda hiçbir şey denetlenemiyor, Meclis işlevini kaybetti. Yargı adeta AKP hükümetinin avukatlık bürosu gibi çalışıyor. Eleştiren, sorgulayanlar hakkında bir dizi soruşturmalar başlatılıyor. Bu iktidar kurtuluşu tarikat ve cemaatlerde arıyor. Özal, Demirel ve Çiller iktidarından bu yana Türk-İslam sentezi ile yönetilen ülkede işsizlik, vurgun ve yolsuzluk Allah'ın takdiridir denilerek, sisteme razı olabilen bir kitle yaratılmaya çalışılıyor. Ortada müminler yığını var. Kayyım ekonomisi ve tarikat ilişkileriyle AKP iktidarı ömrünü uzatmaya çalışıyor. İktidar kurtuluşu tarikat ve camilerde arıyor.'

AKP BİLİM VE AKIL İLE İNATLAŞIYOR

Gazeteci Yarkadaş ise AKP'nin vurdumduymaz politikası ve bilim ile inatlaşması sonucunda depreme karşı mücadele verilemediğini söyledi:

"Depremle mücade etmek akıl, bilim ve mühendislik ile olur. İslam dini referans gösterilerek akıl ve bilim reddedilmektedir. Deprem bir imtihan meselesi değildir. Japonya'da olduğı gibi bilimsel yöntemler ile depremleri önleyebilseydik, vatandaşlarımız hayatlarını kaybetmezdi. Aynı hükümet bilim adamlarının uyarılarına rağmen Kanal İstanbul projesini de hayata geçirmek istiyor. Tarikat ve cemaatlerin anlayışına sığınarak hükümet aynı zamanda dini siyasate istismar etmekte ve bu şekilde ayakta kalmaya çalışmaktadır."

Kanal İstanbul projesinin aynı zamanda bir rant projesi olduğuna dikkati çeken Yarkadaş, "Bu projeye ayrılan para ile depreme dayanıklı evler inşa edilebilinir. AKP iktidarı bu proje ile zenginliklerine zenginlik katmak istiyor ancak olan halka olacak. Aramızdaki tartışmaları bir kenara bırakıp, bütün demokrasi güçleri biraraya gelmelidir. Demokrasi, insan hakları, yargı bağımsızlığı gibi temel meselelerde uzlaşırsak, Türkiye'nin tamamını kapsayacak ve AKP-MHP'nin yol açtığı bir karanlıktan kurtulabiliriz' şeklinde konuştu.

DEMİRTAŞ HAKSIZ YERE CZAEVİNDE

HDP tabanının kritik aşamalarda CHP'ye katkı sağladığını sözlerine ekleyen Yarkadaş, "Demirtaş haksız yere tutuklanmıştır. Bir an önce srebest bırakılmalıdır. Türkiye'de tüm demokratik güçler biraraya gelmelidir" dedi.

Eski HDP Genel Başkanı Demirtaş'ın Devran kitabının okuma tiyatrosuna katılanlar üzerinden başlayan tartışmalara da yanıt veren Yarkadaş, "Bu iktidar kültüre ve sanata da karşı olduğu için tiyatroya gidenleri bile eleştiriyor" şeklinde konuştu.