Diyanet İşleri ucubesi

Kanaryaların, kartalların, hamsilerin bile önünde düğme iliklediği Hagi'ye 'şeytan' diyen bir kuruma saygı duyan tarikat bile kalmadı.

KONYASPOR: 0 GALATASARAY: 3

 

Messi, Hagi, Sergen... Kalecilerin de hatırı kalmasın; bir de Cech... Hepsi solak...

Adam siteye utanmadan, arlanmadan şu satırları koydu:

Peygamberimiz diyor ki, "Yemeği sol eliyle şeytanlar yer..."

Yani yukarıda ismini saydığımız uluslararası şöhretlerin tamamı, Diyanet İşleri'ne göre şeytan...

Hay seni peygamberlerin ruhu çarpsın.

Hangi peygamber söyledi?

Ne zaman söyledi?

Söylerken yanında kim vardı?

Hadis ise kim toparladı?

O toparlayan kişi hayatında çatal görmüş müydü?

Yoksa eliyle mi yiyordu?..

***

Geçenlerde Artı Tv'de bir tarikat şeyhinin demecini yayınladık.

Adam soruyordu:

"Bu bir milyonluk Diyanet kadrosu ne işe yarar" diye...

Gerçekten; siz ne işe yararsınız?..

***

Sporla siyaset karıştırılmamalıymış.

Gel de karıştırma.

Sol elle yemek yiyen şeytan da sol ayakla şut atan melek mi?..

"Din başka siyaset başka" demeyin.

Günümüzde ikisi iç içe...

***

Maç yazacaktık, değil mi?

Adamda kafa bırakmıyorlar ki...

Galatasaray Konya'da baskın taraftı.

Kaptıkaçtıcı Aykut beyler, Başkan Cengiz'le Fatih beylerin atışmasının maça yansımasından medet umuyordu ama hayal kırıklığı yaşadı...

Yeri gelmişken, bu konudaki görüşümüzü de belirtelim:

Başkan çapsız da olsa, teknik direktörün, patronunun görüşü aksinde açıklamada bulunması, garabettir.

Eğer Fatih beyler, "Ben onu yer, başkan olurum" diye düşünüyorsa, hayal dünyasında dolaşıyor demektir.

Bu delegeden oy alması mümkün değil.

Ayrıca, kendisini Beckenbauer'le falan kıyaslıyorsa, bir psikoloğa görünmesini tavsiye ederiz...

***

Yazılarımı okuyanlar, baştan beri ortaya attığım savı bilir:

Bu ligin kaderi, yayıncı kuruluşun patronu, sevgili anacığı sözde İstanbul Kanalı'na yatırım yapan Katar Emiri'nin iradesiyle son bulacaktır...

Çünkü sözde Süper Lig maçlarının yayın hakkını değerinin çok üzerinde satın alırken, kendisine, zarar etmeyeceği sözü verildi...

Dolayısıyla finalistlerden biri, en çok izlenen kulüp Fenerbahçe olacaktır.

Diğerinin ise Galatasaray olacağını öngörmüştük.

Bu maç öĺçek miydi?

Hayır.

Çünkü ortada Konya diye de bir takım yoktu...

**

Madem ki Muslera'nın 86'ncı dakikadaki anormal kurtarışı dışında anlatacak pek bir şey kalmadı, o halde Konya'nın muhteşem lezzetteki elmasıyla ilgili bir fıkrayla bağlayalım:

Diktatör sarayında otururken, pencereden sesler gelmiş.

''Güzel elmalarım vaaaaaar..."

Bakmış, bir ihtiyar at arabasında elma satıyor. Etrafında müşteriler. Diktatörün canı çekmiş ve başbakanı çağırmış.

"Al sana beş altın, koş bana elma al."

Başbakan bakanı çağırmış.

"Al sana dört altın, koş elma al."

Bakan saray sorumlusunu çağırmış.

"Al sana üç altın, koş elma al."

Saray sorumlusu muhafız komutanını çağırmış.

"Al sana iki altın, koş elma al."

Komutan nöbetçiyi çağırmış.

"Al sana bir altın, koş elma al."

Nöbetçi çıkmış, satıcı ihtiyarı yakasından tutmuş, "Ne bağırıyorsun be? Burası han mı, yoksa saray mı? Defol buradan. Arabana da elmalara da el koyuyorum..."

Nöbetçi, muhafız komutanına dönmüş.

"İşte komutanım, iyi dalavere çevirdim. Bir altına yarım araba elma."

Komutan saray sorumlusuna dönmüş.

"İşte, iki altına bir çuval elma."

Saray sorumlusu bakana dönmüş.

"İşte, üç altına bir torba elma."

Bakan başbakana dönmüş.

"İşte, dört altına yarım torba elma."

Başbakan diktatörün huzuruna çıkmış.

"İşte dünya liderim, emrettiğiniz gibi. Buyurun, beş elma..."

Diktatör odasına çekilip hesap yapmaya başlamış:

"Beş elma, beş altın. Bir elma, bir altın. Bu halk elmalara hücum ediyor. Demek ki vatandaşın durumu çok iyi. O halde vergileri derhal iki katına çıkartayım..."

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi