DTK, HDK, DBP ve HDP'den ortak açıklama

DTK, HDK, DBP ve HDP'den ortak açıklama
Ortak bir basın toplantısı düzenleyen DTK, HDK, HDP ve DBP eş başkanları, 'Tecrit uygulamasına bir an önce son verilmeli' çağrısı yaptı.

Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Başkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Leyla Güven'in PKK Lideri Abdullah Öcalan'a yönelik tecridin kaldırılması talebiyle başlattığı açlık grevi eylemi 100'üncü gününe girerken, Abdullah Öcalan'ın Türkiye'ye getirilişinin üzerinden de 20 yıl geçti. Demokratik Toplum Kongresi (DTK), Halkların Demokratik Kongresi (HDK), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) ve Halkların Demokrati Partisi (HDP) İstanbul'da ortak bir basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısına HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Sezai Temelli, HDK Eş Sözcüleri Gülistan Kılıç Koçyiğit ve Sedat Şenoğlu, DBP Eş Genel Başkanı Mehmet Aslan ve DTK Eş Başkanlık Divan Üyesi Selim Sadak katıldı.

'KÜRTLERE DEĞİL DEVLETE KAYBETTİRİYOR'

Toplantıda ilk olarak DTK Divan üyesi Selim Sadak konuştu. 1999'da Öcalan'ın barış için açıklamalar yaptığını ancak Türkiye'nin o gün atılan adımları görmediğini söyleyen Sadak, "Demokratik bir şekilde sorunun çözümünü istiyoruz. Ancak devlet bunu kabul etmiyor. Eş başkanımız 100 gündür açlık grevinde. Devlet Kürtlerin demokratik iradesini tanımıyor. Bu Kürtlere değil, devlete kaybettiriyor. Biz sadece Sayın Öcalan’ın tecridin kaldırılmasını değil, Türkiye'de bir arada yaşamı mümkün kılacak Sayın Öcalan'ın perspektiflerini uygulamak gerektiğini söylüyoruz" dedi.

"Bir an önce İmralı tecridine son verilmelidir" diyen Sadak, "Bütün Kürt siyasetçilerin serbest bırakılmasını ve Türkiye'nin sorunlarını kendi içerisinde çözmesinin önü açmalıdır. Açlık grevcilerinin taleplerinin karşılanması gerekiyor. Bir an önce 2013 sürecine geri dönülmelidir. Savaşı durdurarak Türkiye'yi düze çıkartabiliriz" şeklinde konuştu.

'KOMPLO DEVAM EDİYOR'

DBP Eş Genel Başkanı Mehmet Aslan da "15 Şubat Kürt halkı için kara günü ifade ediyor. Bu komplo sadece Sayın Öcalan'ın tutuklanmasını ifade etmiyor, Ortadoğu'da halkların bir arada yaşamasının önüne geçilmek için komplocuların kurmuş olduğu bir oyundur. Ne yazık ki 15 Şubat komplosu 1999'dan beri o kirli yüzünden hiçbir şey kaybetmeden devam etmekte. Bu durum Türkiye ve Ortadoğu halklarının bir araya yaşamasına yönelik bir saldırıdır" dedi.

'ÖCALAN'IN ROLÜNÜ DEVLET DE BİZİM KADAR BİLİYOR'

2013 yılında İmralı'da görüşmeler yapılan sürece dikkat çeken Aslan şunları söyledi:

"Sayın Öcalan'ın nasıl bir çözüm gücü olduğunu biliyorlar. Sayın Öcalan'ın rolünü biz de Ortadoğu halkları da biliyoruz. Devlet de en az bizim kadar biliyor. 2015’te çözüm süreci bittikten sonra bu ülkede çatışmalar derinleşti ve bir darbe süreci yaşandı. Kürt sorununun çözülmemesi Türkiye'ye bir şey kazandırmıyor, tüm Türkiye halklarına kaybettiriyor. Sayın Öcalan üzerinde devam eden tecridin Türkiye'ye kazandırmayacağı ortadadır. Sayın Öcalan'ın bir siyasal rolü var. Siyasal olarak en büyük aktördür. Bu rolünü kullanacağı yerde Sayın Öcalan üzerinde ağırlaştırılmış bir tecrit uygulanıyor."

'GEÇ OLMADAN EYLEMCİLERİN SESİNE SES VERMELİYİZ'

Leyla Güven'in açlık grevi eyleminin 100'üncü günü olduğunu hatırlatan Aslan, "Sebahat Tuncel ve Selma Irmak'ın eylemi 33'üncü gününde. Yine 300'ü aşkın tutuklunun eylemi devam ediyor. Tek talepleri var o da İmralı tecridinin kaldırılmasıdır. Türkiye'nin sorunlarını aşabilmesi için tecridin bir an önce kaldırılması gerekiyor. Barıştan, özgürlükten, demokrasiden yana olan herkes bu tecridi sonlandırmak için çabalamalıdır. Daha geç olmadan eylemcilerin sesine ses vermeliyiz. Devleti adım atmaya çağırıyoruz" dedi. 

HDK Eş Sözcüsü Sedat Şenoğlu ise Güven'in eyleminin Türkiye'nin içine girdiği çözümsüzlükten çıkılması için bir direniş olduğunu belirterek, "2013-2015 yıllarında Sayın Öcalan topluma seslenme fırsatı bulduğunda, bu halklarda çok büyük bir karşılık buldu. Sayın Öcalan'ı, halkları şeytanlaştırmak isteyenlerin politikaları çöktü. O süreçte toplum geleceğe büyük bir umutla bakmaya başladı. Bu tecridi kırmak gerekiyor. Leyla Güven'lerin eyleminin amacı budur. Bu direnişin etrafında birleşmeye ihtiyacımız var" dedi.

'ÖCALAN'LA GÖRÜŞÜLDÜĞÜNDE ANNELERİN AĞLAMADIĞI BİR DÖNEM YAŞADIK'

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan da "Bugün 15 Şubat 2019. 20 yıl önce bugün Sayın Öcalan'ın uluslararası bir komplo süreci ile İmralı'ya getirilmesinin yıl dönümü. Sayın Öcalan 20 yıldır İmralı cezaevinde olmasına rağmen Türkiye'nin, Ortadoğu'nun demokratikleşmesi için görüşleri kitap, savunmaları ve avukat görüşleriyle kamuoyu ile paylaşılmıştır. 2013-2015 yılları arasında heyetlerin devletin bilgisi dahilinde yaptığı görüşmeler sürecinde çok önemli görüşmeler oldu" dedi.  Öcalan ile görüşüldüğü dönemde güzel gelişmelere tanıklık ettiklerini vurgulayan Buldan, "Annelerin ağlamadığı bir dönemi yaşadık. Sayın Öcalan son yaptığımız görüşmede; 'Bu görüşmeler gözlemci heyetler olmadan yapılırsa süreç tuzla buz edilir' demişti. Bu sürece de tanıklık ettik. Her tarafta evlere cenazelerin gittiği bir sürece tanıklık ettik" dedi.

'GELECEĞİMİZ TEHLİKEDE'

Tecridin sadece Kürtleri değil tüm Türkiye halklarını ilgilendirdiğini dile getiren Buldan sözlerine şöyle devam etti:

"Geleceğimiz için toplu bir söz söyleyemiyorsak geleceğimiz tehlikededir. Tam 100 gündür Leyla Güven açlık grevinde. Yüzlerce kişi cezaevlerinde, yurt dışında bedenlerini açlığa yatırmış durumda. Karşılanmayacak bir talepten söz etmiyorlar. Devletin kendi çıkardığı yasaları uygulamasını istiyorlar. 2015 yılından sonra kardeşi Mehmet Öcalan'ın bir kere adaya gitmesi tecridin kalktığı anlamına gelmiyor. Ailelerin, avukatların adaya gitmesi devletin kendi yasalarını uygulamasıdır. Güven ve arkadaşlarının zor bir durumda kalmaması için taleplerinin karşılanması, Türkiye'nin geleceği ve demokratik bir sürece girmesi açısından önemli . Tecrit uygulamasına bir an önce son verilmelidir."

'HÜKÜMETİN DURUMDAN HABERİ VAR'

"Hükümetle görüşme yaptınız mı?" sorusuna yanıt veren Buldan, "Hükümet ile herhangi bir görüşme yapma ihtiyacı duymuyoruz. Görüşmeden önce de onların devreye girmesi gerekiyor. Biz her yerde konunun önemine dair açıklamalar yapıyoruz. Hükümetin durumdan haberi var" dedi. (Mezopotamya Ajansı)

Öne Çıkanlar