Dünyanın en yüksek tirajlı Rumca gazetesi 95 yaşına girdi

Dünyanın en yüksek tirajlı Rumca gazetesi 95 yaşına girdi
İstanbul’da 600 Rum aileye ulaşan, Apoyevmatini gazetesi 95 yaşına girdi. Gazete 34 bin 132. sayı ile dünyanın en yüksek tirajlı Rumca gazetesi.

Tamamı Rumca çıkan, Apoyevni gazetesi son sayısıyla 95 yaşına girdi.Gazete 34 bin 132. sayısını, ‘İstanbul için, İstanbullu için, İstanbul kültürü için 95. yıl’ sloganı ile çıkardı.Asırlık gazetenin doğum günü vesilesiyle bianet’ten Ayşe Özbek yayın yönetmeni Minas Vasiliadis ile konuştu.

Minas Vasiliadis görevini babası Mihail Vasiliadis’in yanında 15 yıl çalıştıktan sonra devralmış, gazete evden basılıyor ve 600 Rum aileye ulaşıyor. Minas Vasiliadis gazeteye dair "95 yıllık bir gazeteyi çıkarmayı sırf yorulduğun için veya kâr etmediğin için bırakamazsın. Bu omuzlarınızda bir yük olarak kalır" diyor.

İSTANBUL KARTLI GAZETECİ

Mihail Vasiliadis, "Bu devlet bize basın kartı vermedi ama İstanbul Kartım var çok şükür, her yere onunla gidiyorum" dedikiten sonra , birlikte çalıştıkları eczacı amcalarına dair, "Amcalarım kendi meslekleri yaptırılmayıp gazeteci oldular. Lozan sonrası ekonominn azınlıkardan çoğunluğa geçmesi için alınan tedbirler vardı. Baroyu Rum, Ermeni, Musevi avukatlardan arındırmak gibi. Bunların arasında eczaneler de vardı. O dönem sadece ilaç satmıyor aynı zamanda imal ediyor da. Bir kararname çıkıyor. Her mahallede sadece bir eczane kalacak diye. Rum, Ermeni, Yahudi eczaneler kaybediyor tabi. Bir tek yerli ve milliler. Patronken çalışan durumuna geldiler" ifadelerini kullandı.

Mihail Vasiliadis Hrant Dink’in  ‘Hiç olmazsa bir sayfayı Türkçe yaz’ isteğine dair ise, " Rahmetli Hrant (Dink) bana derdi; "ya hiç olmazsa bir sayfa Türkçe yaz ki Türk kamuoyu da şu dertlerinizi öğrensin. Ben de dedim ki "bu ülkede ana lisanını kaybetmemek için ölümüne mücadele eden gruplar var ben elimdeki bu hakkı hani üç parça daha fazla satarım düşüncesiyle elimin tersiyle itersem benim vicdanım rahat etmez. Ama Türk kamuoyunun dertlerimizden haberdar olması için de elimden geleni yaparım" dedi.

CUMHURİYET GAZETESİ  VE APOYEVMATİNİ

"Üç azınlık vardı Lozan'a göre; Musevi, Ermeni ve Rum" diyor Mihail Vasiliadis ve devam ediyor: "Ama artık 2,5 azınlık var. Rum azınlığı değil, Rum Rum azınlığı. Carettta Caretta gibi. Caretta Caretta'nın da yaşaması kendi çabasını aşıyor. Ancak kendi etrafındakiler onun yaşaması gerektiğine karar veriyorsa..."

"1920-30'lu yıllarda Türkiye'nin en yüksek trajına sahip gazeteydi Apoyevmatini. Cumhuriyet gazetesi bizi 30'lu yılların ortalarında geçmeye başladı. Harf devriminden sonra. Cumhuriyet'ten sonra kurulan ve bugüne kadar hayatını günlük olarak devam ettiren iki gazete var; Cumhuriyet ve Apoyevmatini. O dönem İstanbulu 850 bin kişilik bir kent, bunların 550 bini Müslüman Türk. Arasında okuma yazma bilenler yüzde 5. 150 bin kişiye yakın Rum var. Oran yüzde 67 okuma yazma. Ve her ailede bir okuma yazma bilen var. O bir kişi için de olsa bir gazete alınıyor eve. Satış çok daha fazla. Apoyevmatini'nin tarihi İstanbul toplumunun tarihiyle paralel.

"1964'ten 75'e kadar olan dönem İstanbul'da Rum toplumunun erime dönemi. 1964'te 90 binin üstünde olan nüfus, 18 ay içinde 30 binin altına düştü. Her üç Rum'dan ikisi gitmek durumunda kaldı. O dönemde sınır dışı olayları başladı. 15 bin Yunan pasaportlu Rum kovulunca aileler de birlikte gitmek durumunda kaldı. Toplamda 60 bin kişi gitti. Ondan sonra da 75'e geldiğimizde nüfus 5 binin altındaydı. Bir gazetenin sırf satışla ayakta kalması durumu yoktu. Diğer bütün gazeteler kapandı Apoyevmatini kaldı."

2002'de devralıyor gazeteyi oğul Vasiliadis: "Apoyevmatini'nin tirajı 80'e düşmüştü ben devraldığımda. Kopyala yapıştır haberlerdi. Hedefim eskiden olduğu gibi her Rum evine girmesiydi. İki ayda tiraj 600'e çıktı, 601 olmasına imkan yok.Bugün dünyada en yüksek tirajlı gazete. 600 aileye 600 gazete" diyor.

Gazetenin hem editörü hem muhabiri hem pazarlama müdürü yani her şeyi baba-oğul. Minas Vasiliadis Apoyevmatini'nin geleceğini nasıl görüyor, bir hayali var mı bu miras için?

"Gelecekte ne olacak bilmiyorum. Eğer toplumumuzla ilgili demografik sorunumuz olmasaydı gazete de iyi gidecekti. Nüfus sorunumuz olduğu için gazetenin geleceğini de bilemiyoruz.On beş yıl önce burada çalışmaya başladığımda yazılarıma bakıyordu, beni yönlendiriyordu babam. Çok iyi bir mentor oldu. Yavaş yavaş başladım, artık gazeteyi devraldım. Şimdi gelecek için ne olacak bilmiyorum.En büyük endişem bütün bu işlerimi babam olmadan tek başıma nasıl yapacağım. Bütün bu işleri tek kişi üstlenemez. Gazeteye bir iki kişi almak lazım bu da olamayacak galiba çünkü bu kişilerin masrafını karşılayamam. Demek ki bu işi tek başıma yapmaya devam edeceğim. Bilemiyorum."

"Şu anda plan yapamıyorum, maddi durum kötü olduğu için. Arada sırada Atina'dan bazı üniversitelerden bana öğrenci staj için yollamak isteyen hocalar oldu ama istemedim. Çünkü onların ücretini ödeyemem. Stajyer bile olsa emek verecek çünkü ve bunun bir karşılığı olmalı. Prensip olarak bunu istemem."

2011'de kapanma tehlikesiyle karşı karşıya kalmış ve bazı girişimlerle çıkmaya devam etmişti gazete. "Bu kapanmama sadece bir ertelemeydi" diyor Mihail Vasiliadis.

"En büyük sorun bir gazete mi yayınlayacağız yoksa herhangi bir matbu mu? Eğer bir mali gücü olan bir kurumun yandaşı olarak hareket edeceksem sorun yok, ama eğer gazetecilik yapmak istiyorsam ayakta kalmak çok zor. Ve nüfus azaldıkça bu sorun büyüyor çünkü yandaşlar kalıyor ortada. Sorunları gerektiği gibi görüp de ona karşı çıkmak isteyenler de artık pek yok."

Gazete basılı olarak geriye kalan 600 Rum aileye ulaşıyor. 2011'deki kampanyayla birlikte Rumca bilmeyip de "Apoyevmatini bir kültür mirasıdır ve yaşamalıdır" diyen abonelerle kabaca 2000 kişiye ulaşıyor.

‘MANEVİ DESTEKLE GAZETENİN ÇIKMASINA İMKAN YOK’

"Bizim ayakta durabilmemiz bu aboneler sayesinde biraz da. O açıdan memnun olmamak mümkün değil. Manevi destek olarak bize yansıyor. Ama maalesef bir tek manevi destekle bu gazetenin çıkmasına imkan da yok. Bugünden ileriye bakarsak gazeteyi kapatmamız lazım. Ama biz ileri değil geriye bakıyoruz. Sırtımızdaki yük nedir diye bakıyoruz. Bu yükü kaldırmanın da fazla para kazanmaktan daha önemli olduğu düşüncesiyle aptalca hareket ediyoruz. Böyle düşünenler bugün aptal sayılıyor çünkü" diyor Mihail Vasiliadis.

‘100. YILI GÖRMEK İSTİYORUZ’

PDF formatında da abonelere gidiyor gazete. Avustralya, Güney Amerika, ABD, Fransa, Kanada, Brezilya, İsviçre, Almanya... 15-18 saatte çıkıyor.

7 kişilik dağıtım ekibi var. Çoğunu evlere dağıtıyorlar. Buradan gelen para dağıtım ekibine kalıyor.

Peki, Basın İlan Kurumu'ndan gelmesi gereken ilanlara ne oldu? Mihail Vasiliadis şöyle anlatıyor:

"O mücadeleyi 2011 yılında verdik de nedense vakıflarımız araya girdi, yardım etmek için, bilmedikleri işe girdiler. Bu nedenle bize ilan verilmesi gerektiği yerde senede bir kere, o da içlerinden gelirse yardımda bulunuyorlar. Geçmişten güç alarak istikbalde birkaç adım atabilmek tek hedefimiz. Hiç olmazsa 100. yılı alnımızın akıyla görebilmek. Kutlamak değil, görebilmek..."

Öne Çıkanlar