Fazıl Say'dan Kültür Bakanlığı'na Mektup: Acilen müdahale edilmeli

Fazıl Say'dan Kültür Bakanlığı'na Mektup: Acilen müdahale edilmeli
Bakanlığa bağlı kurumlarda büyük bir kadrolaşma yaşandığını vurgulayan Say, bu duruma acilen müdahale edilmesi gerektiğini söyledi.

Piyanist Fazıl Say, Kültür ve Turizm Bakanlığı'na açık mektup yazarak bakanlığın bütün kadrolarının acilen yenilenmesi gerektiğini söyledi. Say, sosyal paylaşım sitesi Istagram'dan yayınladığı mektubunda, "Sistemleri köhne ve kural dışı. Uluslararası yarışta var olmaya yönelik değil" dedi. 

Bakanlığa bağlı kurumlarda büyük bir kadrolaşmanın yaşandığını vurgulayan Say, bu duruma müdahale edilmesi gerektiğini söyledi.

Bale alanından örnek veren Say, bale yapanların 40 yaşına kadar dans ettiklerini, gösterilere çıkamadıklarında ise 25 yıl maaş almaya devam ettiklerini, geNç balecilerin ise kadro bulamadığını kaydetti. 

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Açık mektup — Bu konudaki görüşlerimi yoğun bir şekilde 2017’de çıkan son kitabım "Akılla bir konuşmam oldu"da yazmıştım. Sayın bakan ile olan yüzyüze görüşmemizde, kendisine de aktarmıştım. —- Türkiye’deki kurumlar meselesi... 6-7 Opera ve 6-7 Senfoni Orkestrası var, Yüz milyonlarca liralık bütçeler. Binlerce kadro... Hepsi tamam, ama biz toplum olarak, dışardan bakanlar olarak, uluslararası standartlarda olumlu sonuçlar görmek istiyoruz, göremiyoruz. — Bu durum Kültür Bakanlığının sorumluluğundadır, ve cevap bulunması mutlaka gerekir, Çünkü: bu büyük bütçeler Türk halkının vergileriyle verilmektedir. — Şindi soracaksınız; İyi olmayan nedir? Diye... Bunun çok basit sebebi var; yanlış sistem ve yanlış kadrolaşma. Sistemleri köhne ve kural dışı. Uluslararası yarışta var olmaya yönelik değil. (Meslektaşlarım bana kızıyor olabilir, hak versinler vermesinler dışardan bakan ve dünyayı bilen birisi için resim budur..) —- İstediğimiz şudur; Kurumlar Uluslararası düzeyde Türkiye’yi temsil edebilsin . Türk halkına da daha rahat ulaşabilsin. Halkla bütün projeler üretebilsin. CD ve DVD’ler yaratıp kalıcı olabilsin, dünya üzeri var olabilsin.. —- çok başlıca bir sıkıntı da şudur; Her kurumun menejerlik ekipleri olması lazım.. —- Kadrolaşma ise en büyük dertlerden biri; her kuruma seçilen her müzisyenin tek tek özenle seçilmesi, kara perde arkası imtihanlardan ve deneme yıllarından geçmeleri gerekir, dünyada böyle... Bakın: bu kadrolar yıllarca çok suistimal edilerek , ve kimi zaman ahbap çavuş ilişkilerine dayalı kuruldu ve işlev görmesi çok zor. Acilen tüm kadroların yenilenmesi gerekmekte. Kurumun başına da Menejerlik ve promosyon ekipleri gerekmekte. —- Genç sanatçılar kadro bulamıyor. Çünkü çok basit: kadroyu bir kere kapan 65 yaşına kadar koltukta kalır. Evet ama sanat böyle bir memuriyet değil. Bunun sistemleri olması lazım, özellikle bale ve opera için. Basit bir örnek; Baleci 40 yaşına kadar dans edebiliyor, dans sanatı fiziksel , ama, sonra 25 yıl daha maaş alabiliyor, bu 25 yıllık süreçte ardından gelen 18 -20 yaşındaki zımba gibi genç baleciler on yıllarca kadro bulamıyor, 40-50 yetenek harcanıyor.. Tüm sistem ve kadrolar komple yenilenmelidir. #fazılsay

Fazil Say (@fazilsay)'in paylaştığı bir gönderi ()

Fazıl Say mektubunda şu ifadelere yer verdi:

Bu konudaki görüşlerimi yoğun bir şekilde 2017’de çıkan son kitabım "Akılla bir konuşmam oldu"da yazmıştım. Sayın bakan ile olan yüz yüze görüşmemizde, kendisine de aktarmıştım.

Türkiye’deki kurumlar meselesi... 6-7 Opera ve 6-7 Senfoni Orkestrası var., Yüz milyonlarca liralık bütçeler. Binlerce kadro... Hepsi tamam.  Ama biz toplum olarak, dışardan bakanlar olarak, uluslararası standartlarda olumlu sonuçlar görmek istiyoruz, göremiyoruz.
Bu durum Kültür Bakanlığının sorumluluğundadır ve cevap bulunması mutlaka gerekir, 
Çünkü:

Bbu büyük bütçeler Türk halkının vergileriyle verilmektedir. Şimdi soracaksınız;

İyi olmayan nedir? Diye...

Bunun çok basit sebebi var; yanlış sistem ve yanlış kadrolaşma. 

Sistemleri köhne ve kural dışı. Uluslararası yarışta var olmaya yönelik değil. (Meslektaşlarım bana kızıyor olabilir, hak versinler vermesinler dışardan bakan ve dünyayı bilen birisi için resim budur..) İstediğimiz şudur;

Kurumlar Uluslararası düzeyde Türkiye’yi temsil edebilsin. Türk halkına da daha rahat ulaşabilsin. Halkla bütün projeler üretebilsin. CD ve DVD’ler yaratıp kalıcı olabilsin, dünya üzeri var olabilsin. Çok başlıca bir sıkıntı da şudur;

Her kurumun menejerlik ekipleri olması lazım..

Kadrolaşma ise en büyük dertlerden biri; her kuruma seçilen her müzisyenin tek tek özenle seçilmesi, kara perde arkası imtihanlardan ve deneme yıllarından geçmeleri gerekir, dünyada böyle...

Bakın: bu kadrolar yıllarca çok suistimal edilerek ve kimi zaman ahbap çavuş ilişkilerine dayalı kuruldu ve işlev görmesi çok zor.

Acilen tüm kadroların yenilenmesi gerekmekte. Kurumun başına da menejerlik ve promosyon ekipleri gerekmekte.

Genç sanatçılar kadro bulamıyor.

Çünkü çok basit: kadroyu bir kere kapan 65 yaşına kadar koltukta kalır. Evet ama sanat böyle bir memuriyet değil. Bunun sistemleri olması lazım, özellikle bale ve opera için.

Basit bir örnek;

Baleci 40 yaşına kadar dans edebiliyor, dans sanatı fiziksel, ama, sonra 25 yıl daha maaş alabiliyor, bu 25 yıllık süreçte ardından gelen 18 -20 yaşındaki zımba gibi genç baleciler on yıllarca kadro bulamıyor, 40-50 yetenek harcanıyor.

Tüm sistem ve kadrolar komple yenilenmelidir." (HABER MERKEZİ) 

Öne Çıkanlar