Fenerli olamama

Galatasaray karşısında Fenerbahçe'nin 'Kadıköy'de kaybetmemek' geçen hafta itibarıyla son göreviydi... Sezon bazında en azından bunu becerdiler...

Bu maç sonrası motivasyon kaybıyla kalan haftaların Fenerbahçeliler için çile olabileceğini düşünmüştüm... Çile daha ilk maçta, Alanya'da başladı...

İlk yarı sonunda şampiyonluk umudu bitmişti Sarı Lacivertlilerde. Avrupa zaten hayallerin ötesinde gözüküyordu. Şubat ayına kadar da iyi gelinmişti, grup sonrası ilk elemeli turda o hayal bitti. Tutunulacak tek dal kupaydı, o da Ümraniyespor karşısında kırıldı gitti...

Derbiler de sona erdi... Hedefler sona erince işler daha ilk maçtan gevşedi.

Mizah gibi olacak ama... Fenerbahçeli futbolcular tekrar düşme potasına girip heyecan mı arıyorlar diye düşünmek geliyor insanın içinden...

Ersun Yanal... Taraftarın büyük arzusuyla göreve geldi. Çok büyük vaadlerde bulundu, 'Tüm maçları kazanacağız, en çok puan toplayan takım olacağız' falan dedi... Zaten kimse inanmamıştı...

Ve o Yanal, göreve geldiğinden beri ne yapmaya çalıştığını da kimseye anlatamadı gitti. Bu takımın planı ne, amacı ne, taktiği ne anlayan yok... Tamam, kadro çok kötü. Ama 2-3 maçı da bir şekilde kazanırken bir oyun anlayışı, teknik direktör etkisi hissedilsin...

Kimse geçen haftaki Galatasaray maçını örnek göstermesin... Bu derbinin atmosferi çok farklı oluyor. Ben bile kenarda olsam, bir yere kadar etikili olurum... (Ama bir yere kadar!) Önemli olan sonrası, sezonun kalan maçları...

Medyanın 'yandaş' tarafı, Ersun Yanal'ın göreve gelmesiyle yalakalıkta boyut atlayarak 'Fenerbahçe sezonu Galatasaray veya Beşiktaş'tan birinin, belki de ikisinin de üzerinde bitirir' diyerek tribüne oynarken komik bile gelmemişti aklı çalışanlara...

Bu takımın şu andan itibaren oyununu eleştirmek, oyuncularını gündeme getirmek çok da anlamlı değil... Boşa, günlük konuşmalar olur...

'Fener Ol' kampanyasında herkes doğal olarak elini taşın altına sokarken bu futbolcular sanki 'Fenerli Olamama' uğraşındalar... İçlerinden kampanyaya bağış yapanlar oluyor. Saygı duyulacak bir davranış... Yalnız bu sezon görüntüsüyle verdikleri bir kenara, bu camiaya çok fazla borçlular... Utandırdıkları, rezil ettikleri milyonlara olan borçlarını ancak 'Fenerden uzak olma' kaydıyla öderler...

Aslında Ali Koç başkan çok önemli bir kararın eşiğinde: Ersun Yanal'la devam etmek ya da etmemek!

Açalım biraz konuyu...

Yanal aşısı şimdilik tutmadı. Ve sezon sonunda çok sayıda oyuncunun sözleşmesi sona erecek. Dolayısıyla ciddi bir transfer hamlesi gerekecek.

Bu transfer mutlaka teknik direktörün isteği doğrultusuna olacaktır ve en az 3-4 yıl sözleşmeli oyuncularla yeni bir kadro yaratılacaktır.

Ali Koç başkan bu kadroyu kimin isteği doğrultusunda yapacağına kararı şimdiden vermeli...

Yola Ersun Yanal ile devam edilecekse peki...

Ama Ersun hoca sezon başında yine düş kırıklığı yaratır ve kasım, aralık aylarında kulüpten koparsa sıkıntı... Gelen hoca 'Bu takım benim takımım değil' ayrıntısıyla ciddi bir sıkıntı cebinde, işe koyulur...

Öncelikle bu kararın verilmesi gerekir.

Ve Ersun Yanal gelecek sezon da talipse, eindeki kadro ne kadar kötü olursa olsun, biraz teknik direktör katkısını hissettirmeli...

Şu ana kadar bireysel takıntılarının dışında hissedilen pek bir şey yok...

Fenerbahçe'nin büyüklüğünü sürekli diline dolayarak etkilediği kesim giderek küçülüyor...

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi