Gardiyandan açlık grevindeki tutuklulara: Tabutunuz çıkacak buradan

Gardiyandan açlık grevindeki tutuklulara: Tabutunuz çıkacak buradan
Açlık grevinde olan tutukluların odalarına giren gardiyanların ‘Daha ölmediniz mi, tabutlarınız çıkacak buradan’ dediği öğrenildi.

Nalin ÖZTEKİN


ARTI GERÇEK-Elazığ Cezaevine periyodik ziyaretler gerçekleştiren Diyarbakır Barosu açlık grevindeki tutuklu ve hükümlülere yönelik birçok hak ihlali tespit etti. Artı Gerçek’e konuşan Avukat Önder Alçiçek bazı açlık grevi eylemcilerinin yürüyemeyecek noktaya geldiğini belirterek Yasin Güngör isimli müvekkilinin 70 kilodan 48 kiloya düştüğünü söyledi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in başlattığı açlık grevleri hem yurt dışında ve hem de cezaevlerindeki siyasi tutukluların katılımıyla sürüyor. Ortak talep ise İmralı cezaevinde bulunan, avukatları ve ailesiyle görüştürülmeyen Abdullah Öcalan üzerindeki tecritin sona erdirilmesi. 2018 yılının Aralık ayında bazı gruplarla başlayan açlık grevleri 1 Mart 2019 itibariyle tüm cezaevlerine yayıldı. Adalet Bakanlığı veya hükümetten konuya ilişkin bir adım atılmadı. Ancak tutukluların sağlık durumu kritik eşiği aştı, bazı yerlerde bu duruma hak ihlalleri eklendi. O adreslerden biri Elazığ 1 ve 2 nolu Cezaevi. Diyarbakır Barosu Cezaevi komisyonu üyesi avukatlardan Önder Alçiçek, 26 Aralık tarihinde açlık grevine başlayan Yasin Güngör’ün sağlık durumunun her gün daha kötüye gittiğini belirterek, "Avukat görüşüne geldiğinde zor bir şekilde yürüyordu ve çok kötü görünüyordu. 70 kilo ile açlık grevine başladı şu an 48 kiloya düştü yani 22 kilo kaybetmiş halde. Görüşme boyunca ağrılarından kaynaklı başını tutuyordu " dedi.

‘VERİLMESİ GEREKEN SIVILAR KISITLANIYOR’

Elazığ 2 Nolu Cezaevinde bulunan Yasin Güngör’ün migren ve ülser rahatsızlığı bulunduğunu ifade eden Avukat Alçiçek "Bağırsaklarında kanama gerçekleşmiş, bu birkaç defa tekrar etmiş. Diş etlerinde de kanama var. Sol gözünde aşırı derecede ağrı var. Bu ağrı ile ilgili görüştüğü doktor hastaneye yatması gerektiğini söylemiş ancak kendisi grevde olduğu için tedaviyi reddediyor. Bunlara ek olarak son günlerde geceleri sadece 2-3 saat uyuyabildiğini anlattı. Kulakta çınlama, deride pullanma, kalp çarpıntıları, göğüs ağrıları ve yürümede güçlük de mevcut. Zaten kendisi görüş alanına çok ağır hareket ederek gelebildi ve dengede duramıyordu. Açlık grevinde olduğu için verilmesi gereken bazı sıvıların kısıtlandığını anlattı" dedi.

GARDİYAN: TABUTLARINIZ ÇIKACAK BURADAN

Sağlık sorunlarının yanı sıra cezaevi idaresinin ve personelinin yaklaşımından bahseden Alçiçek  "Görüşe gelirken bile kendisini almaya giden gardiyanın tavrı provokatiftir. Müvekkilimizin açlık grevinden kaynaklı ağır hareket etmesine karşılık ‘gelirsem sana gününü gösteririm’ şeklinde bir yaklaşımı olmuştur" dedi.

Güngör’ün kardeşi Zeki Güngör’de ağabeyi ile yaptıkları görüşmede kendisine hak ihlallerinden bahsettiğini aktardı. Ağabeyinin ve açlık grevi yapan herkesin toplumun duyarlı kesimlerinden destek beklediğini vurgulayan Zeki Güngör "Gardiyanlar sabah koğuşlarına girip "Daha ölmediniz mi tabutlarınız çıkacak buradan"  diyormuş. Ama ağabeyim ne olursa olsun taviz vermeyecek geri adım atmayacaklarını da söyledi" diye konuştu.

‘DARP EDİLEREK HÜCRELERE GÖTÜRÜLDÜLER’

Cezaevinde yaşanan ihlallerle ilgili girişimlerinin sonuçsuz bırakıldığını söyleyen Alçiçek, şunları aktardı: "İşkenceden cezaevi yönetiminin yaklaşımına kadar sorunlar devam ediyor. 2 Nolu yüksek güvenlikli cezaevinde 1 Mart tarihinden itibaren açlık grevine başlayan mahpuslar olmuştu tam o gün arama adı altında koğuşlara girilerek birçok mahpus darp edildi. 3’lü odada bulunan bu mahpuslar tekli odalara götürüldü. Bununla alakalı sorunun çözümü için cezaevi müdürüyle görüşme yapmak istememize rağmen müdür bizimle görüşmedi. Aynı cezaevinde 15 kişiden fazla mahpusun uzun süredir tekli hücrelerde. İdare mahpusların 3’lü veya tekli hücrelerde tutulmasını tamamen keyfi biçimde uyguluyor. Aynı durum 1 nolu cezaevinde de mevcuttur. Yaklaşık 17 mahpus açlık grevinde olmasına rağmen tekli hücrelerde tutulmaktadır. Yanlarına da refakatçi verilmemektedir. Açlık grevinde olan bu mahpuslar tek başlarına tutuldukları için hayati önem taşıyan bazı ihtiyaçlarını karşılayamamaktadır."

‘TECRİT İÇİNDE TECRİT YAŞANIYOR’

2 nolu cezaevinde 3 hafta boyunca açlık grevinde olan kişilere meyve suyu verilmediğini ifade eden Alçiçek, "Cezaevi personeli sürekli psikolojik baskı yapıyor. 1 nolu cezaevinde de bu kısıtlamalar mevcut. Burada 16 Aralıkta açlık grevine başlayan 3 mahpus mevcut. Metin Serhat, Musa Candemir ve Harun Alkan. Bu üç mahpusun sağlık durumu kötüye gidiyor. Ayakta durma yürüme güçlüğü çekiyorlar. Görüş alanına çok zor bir şekilde geldiler. Artık yürüyecek durumda olmadıklarını bir süre sonra tekerlekli sandalye kullanmak durumunda olduklarını aktardılar. Mahpuslara yönelik kötü muameleye karşı suç duyurularımız takipsizlikle sonuçlandı. Tecrit içinde tecrit yaşanıyor" dedi.

Öne Çıkanlar