Gebze'deki annelerden polisler hakkında suç duyurusu

Gebze'deki annelerden polisler hakkında suç duyurusu
Gebze Cezaevi önünde nöbet eylemi yapan aileler, Gebze Adliyesi’ne giderek nöbet eylemlerinin 11’inci gününde kendilerine müdahale eden polisler hakkında suç duyurusunda bulundu.

Tecridin kaldırılması talebiyle çocukları açlık grevinde olan ailelerin, "Çocuklarımız Ölmesin" diyerek Gebze M Tipi Kapalı Cezaevi’nde 9 Nisan’da başlattığı nöbet eylemi 14’üncü gününde. Aileler bugünkü eylemlerinden sonra avukatlarıyla Gebze Adliyesi’ne giderek 11’inci günkü nöbet eylemlerinde kendilerini coplarla iten polisler hakkında suç duyurusunda bulundu. Ailelere Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) üyesi avukatlar ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekili Musa Piroğlu, Nuran İmir ve Murat Çepni eşlik etti. 

Adliye önünde yoğun güvenlik önlemleri alan polis, adliyeye suç duyurusunda bulunacak aileler, avukatlar ve vekiller dışında kimsenin içeriye girmesine izin vermedi. Adliyeye giren aileler ve avukatlar polisler hakkında suç duyurusunda bulundu. 

'HAKSIZ ŞEKİLDE MÜDAHALE'

Başvuru sonrası aileler ve avukatlar adliye önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamada konuşan ÖHD üyesi avukat Ramazan Demir, Türkiye’de yasaların uygulanması için Leyla Güven’in 166 gündür açlık grevinde olduğunu vurgulayarak, "Türkiye cezaevlerinde tutuklu ve hükümlü olarak bulunan 7 bin mahpusun ise 130 gündür devam ettirdiği açlık grevleri ülkenin birçok cezaevinde halen sürmektedir. Taleplere sessiz kalınması açlık grevlerini sürdüren tutuklu ve hükümlülerin durumlarının her geçen gün daha da ağırlaşmasına neden olmaktadır. Bu duruma dikkat çekmek isteyen müvekkillerimiz de 9 Nisan 2019 tarihinden bu yana Gebze M Tipi Kadın Kapalı Cezaevi önünde açlık grevi eylemlerine destek amaçlı oturma eylemi yapmaktadırlar. 19 Nisan 2019 tarihinde müvekkillerimiz cezaevi önünde oturmaya başladıktan 5 dakika sonra kolluk kuvvetleri gelip kendilerini zorla kaldırmış, sonrasında da herhangi bir neden yok iken tazyikli su ile saldırmıştır. Saldırı sonrası müvekkiller ara caddelere dağılmış, ancak kolluk görevlileri görüntülerde görülebilen 3 müvekkilimize haksız bir şekilde müdahale etmeye devam etmiştir. Kolluğun saldırısı sonrası müvekkillerin dağılması ile oturma eylemi de sona ermiştir. Görüntülerdeki müvekkiller de sessiz bir şekilde dağılırken kolluğun bu şekilde müdahalesi ve tacizine maruz kalmıştır" diye belirti. 

'GELEN TEPKİLER EN İYİ CEVAP' 

Çekilen görüntülerin ulusal ve uluslararası basına da konu olduğunu belirten Demir, şöyle devam etti: "Özellikle görüntülerde kimliği açıkça tespit edilebilen güneş gözlüklü polis memuru, müvekkilleri oturma eylemi yapmak istedikleri bölgeden hakaretler ederek aynı anda elindeki copla da vurup iterek metrelerce uzağa sürüklemiştir. Arkasında kendisini takip eden diğer kolluk görevlileri de bu müdahaleye destek çıkar şekilde kendisini takip ederek bu haksız müdahaleyi organize etmişlerdir. Görüntülerden de anlaşılacağı üzere barışçıl olmayan, toplantı gösteri yürüyüşüne muhalefet sayılabilecek tek bir eylem ya da söz bulunmamaktadır. İhtar yapılmaksızın keyfi şekilde müvekkillerimize yapılan bu saldırı sonucunda onur kırıcı ve aşağılayıcı muamele, tehdit ve hakaret ile görevi kötüye kullanma suçları işlenmiştir. Kolluk görevlilerinin haksız ve orantısız saldırısı ülke genelinde tepki ile karşılanmış, kınanmıştır. Toplumun her kesiminden gelen tepkiler kamusal vicdanın ve ortak aklın kolluk kuvvetlerinin bu haksız müdahalesine verilebilecek en önemli karşılık olduğunu gördük."

'ŞİKAYETÇİ OLDUK' 

Toplumsal vicdanı yaralayan görüntülerle ilgili toplumdaki ortak duyarlılığı önemsediklerini belirten Demir, "Ancak ilgili ve sorumlu kamu görevlilerinin hesap vermesini sağlamak, müvekkillerimize onur kırıcı muamelede bulunan, şiddet uygulayan kolluk görevlilerinden, bu hukuk dışı uygulamalara ortam ve olanak sağlayan, talimat veren, azmettiren diğer tüm sorumlu yetkililerden şikâyetçi olduk" diye konuştu. (MA)
 

Öne Çıkanlar