Savcıdan itiraf gibi cevap: İşlemlerden haberim yok, müdahale yetkim de

Savcıdan itiraf gibi cevap: İşlemlerden haberim yok, müdahale yetkim de
3. Havalimanı'nda gözaltına alınan işçilerle görüştürülmeyen avukatlar, yaşanan hukuksuzluklarla ilgili suç duyurusunda bulundu.

ARTI GERÇEK - Gözaltına alınan 3. Havalimanı işçileriyle görüşmelerine izin verilmeyen avukatlar, jandarma yetkilileri hakkında suç duyurusunda bulundu. İstanbul Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği'ne de başvurarak, işçiler hakkındaki hukuka aykırı yakalama ve gözaltı kararlarının kaldırılmasını isteyen avukatlar dilekçelerinde işçilerin gözaltına alındıkları andan itibaren yaşanan hukuka aykırılıklara dikkat çekti. Görüştükleri Cumhuriyet Savcısı'nın yapılan yakalama ve gözaltı işlemlerinden haberi olmadığını söylediğini aktaran avukatlar, serbest bırakılan işçilerin herhangi bir sağlık kontrolünden dahi geçirilmemesinin, gözaltına alınanların sayısı, serbest bırakılanların sayısı ve kimliklerinin açıklanmasının da hukuka aykırı olduğunu belirtti.

Avukatlar, 3. Havalimanı inşaatında çalışan işçilerin insanca çalışma koşulları talebiyle yaptıkları iş bırakma eyleminin ardından gözaltına alınmalarına ilişkin hem itirazda bulundu hem de işçilerle görüşmelerini engelleyen sorumlular hakkında suç duyurusunda bulundu. Avukatlar gözaltı kararının derhal kaldırılmasını ve soruşturma dosyasının kendilerine de verilmesini talep etti.

AVUKATLAR GÖZALTINDAKİLERLE GÖRÜŞTÜRÜLMEDİ

Avukatlar, jandarma karakolları tarafından soruşturma savcısı ve soruşturma numarasının yanı sıra, gözaltına alınanların neyle suçlandığında bildirilmediğini belirterek, cumartesi ve pazar günü onlarca saat karakol kapısında beklemelerine rağmen gözaltındaki işçilerle görüştürülmediklerini belirttiler. Serbest bırakılan işçilerin de jandarma koridoru içinde işyeri otobüslerine bindirilerek, tekrar havalimanı inşaatına gönderildiğini ve bu sırada da işçilerle görüştürülmediklerini dile getiren avukatlar, gözaltına alınan ve serbest bırakılan kişi sayısı ve isimlerinin de ısrarla açıklanmadığını belirtti.

GÖZALTINDAKİ İŞÇİLER İÇİN ÜÇ BAŞVURU

Avukatlar bu nedenlerle dün, hafta sonu olmasına rağmen adliyede 3 başvuru yaptı. Başvurulardan ilki, soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcılığına yapıldı. Bu başvuruda 'Avukatlık görevini yapmayı engelleyen, müvekkillerle görüştürmeyen' jandarma yetkilileri hakkında suç duyurusunda bulunan avukatlar, gözaltındaki işçilerle görüşmenin sağlanmasını da talep etti. Soruşturmaya ilişkin taraflarına dosyadan evrak verilmesini de talep eden avukatlar, Nöbetçi İstanbul 1. Sulh Ceza Hakimliği’ne yaptıkları başvuruda ise haksız yakalama, gözaltı ve gözaltı uzatma kararlarına itiraz etti.

AVUKATLAR DOSYANIN BİR KOPYASINI İSTEDİ

Avukatlar, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na sundukları dilekçede, işçilerin haksız ve hukuka aykırı şekilde gözaltına alındığını belirterek, "Öncelikle müvekkillerimizle görüşmemizin sağlanması ve haklarındaki soruşturma dosyasının bir kopyasının tarafımıza verilmesi, şayet kısıtlılık kararı varsa CMK uyarınca almaya yetkili olduğumuz belgelerin bir suretinin tarafımıza verilmesini talep ediyoruz" dediler.

'İŞÇİLERE GÖZALTI KARARI GÖSTERİLMEDİ'

Avukatlar, Cumhuriyet Başsavcılığı'na sundukları dilekçede inşaat işçilerinin kötü çalışma koşulları nedeniyle başlattıkları barışçıl ve yalnızca işyeri koşullarının düzeltilmesinden ibaret taleplerinin ardından kolluk güçlerinin şantiyeye TOMA'larla girerek biber gazı ile işçilere müdahale ettiğini hatırlattı. İşçilerin insani talepleri dinleyen işveren ve temsilcilerinin talepleri yerine getirecekleri sözü verdiği ancak işçilerin bir protokol imzalanması talebini reddettikleri, bunun üzerine Cuma gününü Cumartesi gününe bağlayan gece işçiler odalarında uyurken jandarma ve emniyet güçleri tarafından operasyon düzenlendiğini belirten avukatlar, "Bu operasyonla işçilerin koğuşlarının kapılarını koçbaşı ile kırılmış ve işçiler şiddete maruz kalarak yakalama işlemi yapılmıştır. Bu esnada, işçilere suçlama ve yakalama/gözaltı nedeni bildirilmemiş, varsa haklarındaki yakalama ve gözaltı kararı gösterilmemiş, hakları hatırlatılmamış, yakınlarına haber verilmemiştir. Hukuka aykırı bir şekilde gözaltına alınan işçiler, işyeri servis araçlarına bindirilerek çevredeki karakollara götürülmüşlerdir" denildi.

POLİS, SAVCININ TALİMATINI DİNLEMEYECEĞİNİ SÖYLEDİ, 'EMRİ VALİDEN ALDIK' DEDİ

Dilekçede, çok sayıda avukatın işçilerin gözaltında tutulduğu Arnavutköy Jandarma Karakolu, Maslak Polis Karakolu ve Eyüp Polis Karakolu'na gittiği ancak jandarma ve polis yetkilileri tarafından işçilerle görüşmelerinin engellendiği ve emrin valilikten alındığını, Cumhuriyet Savcısı'nın da talimatlarının dinlenmeyeceğini açıkça beyan ettikleri ifade edildi. Dilekçede, "Buna karşı tarafımızca 'müdafii ile görüşme yasağı' olup olmadığı sorulmuş ve varsa bir suretinin tarafımıza verilmesi talep edilmiş ve bu talep de şifahen aynı gerekçelerle reddedilmiştir. Bu husus tarafımızca tutanak altına alınmıştır" denildi.

SAVCI 'İŞLEMLERDEN HABERİM YOK, MÜDAHALE YETKİM DE YOK' DEDİ

Dilekçenin devamında şu ifadelere yer verildi:

"Bunun üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gidilmiş ve dosya savcısı ile görüşme sağlanmaya çalışılmıştır. Cumhuriyet Savcısı görüşmede yapılan yakalama ve gözaltı işlemlerinden haberinin olmadığını ve müdahale yetkisinin bulunmadığını söylemiştir. Ayrıca dosyanın kendisinde olmaması sebebiyle hiçbir bilgi ve belgeye de tarafımızca erişilmemiştir. Gözaltına alınan kişi sayısı ve kimlik bilgileri dahi tarafımızca bilinmemektedir.

'SERBEST BIRAKILAN İŞÇİLER SAĞLIK KONTROLÜNDEN GEÇİRİLMEDİ'

Bu esnada, işçilerin bir kısmının yine avukatlarla irtibatı engellenerek işyeri servislerine bindirildiği görülmüştür. Alınan resmi olmayan bilgiye göre şantiyeye götürüldükleri söylenmiştir. Sayısı tam olarak bilinmemekle birlikte 150-160 kadar olduğunu tahmin ettiğimiz işçiler, hiçbir doktor kontrolünden geçmeden, bazı matbu evraklar imzalatılarak ve yalnızca kimlik tespitleri yapılarak serbest bırakılmışlardır. Ancak yukarıda da ifade ettiğimiz üzere, tarafımızla irtibatları engellenip servislerle 'kaçırıldıklarından' hâlâ dahi bu kişilerin kimler olduğu ve aralarında müvekkillerimizin olup olmadığı tarafımızca bilinmemektedir."

'AVUKATLARLA GÖRÜŞTÜRMEMEK KANUNA AYKIRI'

Dün gittikleri karakollarda işçilerle yine görüştürülmediklerini belirten avukatlar dilekçede, "CMK m. 149/3 uyarınca 'Soruşturma ve kovuşturma evrelerinin her aşamasında avukatın, şüpheli veya sanıkla görüşme, ifade alma veya sorgu süresince yanında olma ve hukukî yardımda bulunma hakkı engellenemez, kısıtlanamaz.' Müvekkillerimizin bulunduğu karakollara tarafınızca yazılı emir gönderilerek bu durumun ortadan kaldırılması ve müvekkillerimizle görüşmemizin sağlanmasını, ayrıca bu yazılı emirlerin bir suretlerinin tarafımıza verilmesini talep ediyoruz. Bununla birlikte, soruşturma dosya numarası, dosyadaki şüpheli sayısı, şüphelilerin açık kimlik bilgileri, şüphelilere yöneltilen suç ya da suçların tarafımıza yazılı olarak bildirilmesini talep ediyoruz. Ayrıca, CMK m. 153 uyarınca dosyanın tarafımızca incelenmesini ve dosyanın bir suretinin tarafımıza teslim edilmesini talep ediyoruz. Müvekkillerimizle görüşmemizin engellenmesine karşı müvekkillerimizin bulunduğu karakollara savcılığınızca yazılı bir emir gönderilmesini ve görüşmemizin sağlanmasını, Dosyaya dair bilgilerin tarafımıza verilmesini, dosyanın bir suretinin tarafımıza verilmesini, şayet dosyada bir kısıtlılık kararı varsa CMK m. 153/3 kapsamındaki belgelerin bir suretinin tarafımıza verilmesini talep ederiz" ifadelerine yer verdi.

'GÖZALTI KARARI OLUP OLMADIĞI DAHİ ŞÜPHELİ'

Avukatlar İstanbul Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği'ne yaptıkları başvurunun dilekçesinde ise gözaltı kararının kaldırılmasını talep etti. Cumhuriyet Başsavcılığı'na sundukları dilekçede yer alan işçilerle görüştürülmediklerine dair bilgilere ve süreç boyunca yaşanan hukuksuzluklara bu dilekçede de yer veren avukatlar, "Yapılan işlemler ve yaşanılan süreç göz önünde bulundurulduğunda, gözaltında bulunan kişiler hakkında bir yakalama ve gözaltı kararı olup olmadığı dahi şaibelidir. İlgili Cumhuriyet Savcısının dahi olaydan habersiz olduğu düşünüldüğünde, işlemlerin tamamının hukuka aykırı olduğu ve bu fiili durumun derhal sonlandırılması gerektiği şüphesizdir" dedi.

'SAVCI OLAYDAN HABERDAR OLMADIĞINI BİZZAT BEYAN ETTİ'

Avukatlar Nöbetçi Hakimliğe sundukları dilekçede şu ifadelere yer verdi:

"CMK m. 90/2 uyarınca 'Kolluk görevlileri, tutuklama kararı veya yakalama emri düzenlenmesini gerektiren ve gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde; Cumhuriyet Savcısına veya âmirlerine derhâl başvurma olanağı bulunmadığı takdirde, yakalama yetkisine sahiptirler.' Somut olayda yakalama ve gözaltı gerektiren bir suç olmadığı gibi gecikmesinde sakınca bulunması hali de söz konusu değildir. Zira müvekkillerimiz zaten şantiye içerisinde odalarında istirahat halindedir.

Bu hallerin varlığı bir an için kabul edilse dahi CMK m. 90/5 uyarınca 'Birinci fıkraya göre yakalanıp kolluğa teslim edilen veya ikinci fıkra uyarınca görevlilerce yakalanan kişi ve olay hakkında Cumhuriyet savcısına hemen bilgi verilerek, emri doğrultusunda işlem yapılır.' Ne var ki Cumhuriyet Savcısına bir bildirim olmadığı gibi Savcı, olaydan haberdar olmadığını bizzat beyan etmiştir.

'SUÇLAMANIN NE OLDUĞU DAHİ BELLİ DEĞİL'

Yakalama işleminin hukuka aykırılığına karşın müvekkillerimiz hakkında bu işlemin akabinde gözaltı işlemi uygulanmıştır. Müvekkillerimiz hakkında bir gözaltı kararı olmadığı Savcı ile yapılan görüşmeden anlaşılmakla birlikte, şayet böyle bir karar varsa bu karar tarafımıza bildirilmemiştir. Oysa ki CMK m. 91/1 uyarınca 'Yakalanan kişi, Cumhuriyet Savcılığınca bırakılmazsa, soruşturmanın tamamlanması için gözaltına alınmasına karar verilebilir. Gözaltı süresi, yakalama yerine en yakın hâkim veya mahkemeye gönderilmesi için zorunlu süre hariç, yakalama anından itibaren yirmi dört saati geçemez. Yakalama yerine en yakın hâkim veya mahkemeye gönderilme için zorunlu süre on iki saatten fazla olamaz.'

Yine CMK m. 91/2 uyarınca 'Gözaltına alma, bu tedbirin soruşturma yönünden zorunlu olmasına ve kişinin bir suçu işlediği şüphesini gösteren somut delillerin varlığına bağlıdır.' Ancak defalarca ifade ettiğimiz gibi henüz hangi suçun söz konusu olduğu dahi bilinmemektedir. Ayrıca, CMK m. 91’de tanımlı yasal gözaltı süresi geçirildiği halde müvekkillerimiz hakim önüne de çıkarılmamıştır.

'FİİLİ DURUM SONA ERDİRİLMELİ'

Kanun metninde emredilen hiçbir usule uyulmamış ve müvekkillerimiz kolluğun keyfi uygulaması dolayısıyla hala karakollarda tutulmaktadırlar. Dolayısıyla ortada hukuk yahut yasayla açıklanması mümkün olmayan bir durum söz konusu olmuştur. Müvekkillerimizi özgürlüğünün kısıtlandığı her anın hukuka aykırılık teşkil edeceği, müvekkillerimiz ve ailelerine telafisi mümkün olmayan zararlara sebep olacağı açık olduğundan var olan fiili durum derhal sonlandırılmalı, müvekkillerimiz derhal serbest bırakılmalıdır."

 

 

 

Öne Çıkanlar