HDP'li Barış: Demokrasiye yakın aday kimse ona oy vereceğiz

HDP'li Barış: Demokrasiye yakın aday kimse ona oy vereceğiz
HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Barış, Öcalan’ın avukatları aracılığıyla gönderdiği deklarasyonu değerlendirdi.

HDP’nin 23 Haziran’da yenilenecek İstanbul seçimlerinde tavrının net olduğunu belirten HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Azad Barış, kentin 3 bölgesinde demokrasi mitingleri yapacaklarını belirterek, "Demokrasiye yakın aday hangisiyse ona oy vereceğiz" dedi

PKK lideri Abdullah Öcalan’ın avukatları 8 yıl aradan sonra ikinci kez dün müvekkiliyle görüştü. 2 Mayıs’ta yapılan görüşmenin ardından Asrın Hukuk Bürosu, 6 Mayıs’ta yaptığı açıklamayla Öcalan ve İmralı’da bulunan diğer 3 tutuklunun gönderdiği mektubu kamuoyuyla paylaştı. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkan Yardımcısı Azad Barış avukatların 8 yıl sonra yaptığı görüşmeyi ve 23 Haziran’da İstanbul’da yapılacak seçimlere yönelik stratejilerine ilişkin konuştu.

"DİRENİŞ HATTINI DERİNLEŞTİRECEĞİZ"

Ferhat Çelik'in Mezopotamya Ajansı'nda yer alan haberine göre, 8 yıl Öcalan’ın tüm haklarından mahrum bırakıldığını belirten Barış, Türkiye’nin kendi anayasasını çiğneyen, yok sayan bir uygulamayı uzun yıllardır sürdürdüğünü ifade etti. Devletin kendi yükümlülüklerini yerine getirmesi gerektiğini dile getiren Barış, "Türkiye’nin imzaladığı uluslararası anlaşmalar var. Türkiye bu anlaşmaları ayaklar altına almıştır. 8 yıl boyunca bir hükümlü tüm haklarından mahrum bırakılmıştır. 8 yıl sonra bir görüşme yapılmıştır. Bu görüşmenin ortaya çıkış nedenleri, onu harekete geçiren dinamikler neydi peki? Burada çok önemli bir direniş ortaya çıktı. Özellikle Leyla Güven 3 mevsim önce açlık grevine girerek artık ‘bu barış başlamalı’ dedi. Bu direnişi büyüttükçe onlar kendi hukuk alanına, hukuk zeminine gelmek zorunda kalacaklar. Biz de tecridi kırmak üzerine kurulan bu direniş hattını derinleştirdik ve derinleştirmeye devam edeceğiz" diye belirtti.

"ÖCALAN’I İYİ ANLAMAK GEREKİR"

Öcalan’ın avukatları aracılığıyla gönderdiği deklarasyonu da değerlendiren Barış, sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Öcalan’ın kurmuş olduğu dile iyi bakmak lazım. Kullanılan dil demokratik, barışçıl ve halkları bir araya getiren bir dildir. Felsefik olarak Öcalan’ı daha iyi anlamak lazım. Sayın Öcalan ‘Halkların kültürel bir aktarımı var. Onların kültürel zenginliğini unutmadan, onu arka plana atmadan, üstünü kapatmadan modern dünya ile ilişkilerini kurmak gerekir’ diyor. Öcalan fikriyatı olmaksızın Rojava’nın bugünkü durumu mümkün olmayacaktı. Öcalan’ın öngörüleri, taktiksel ve politik manevraları çok önemlidir. Önermeleri sayesinde en azından Suriye’nin bir kısmında bütün halklar ve inançlar, kültürler çatışmasız bir şekilde orada yaşanabilir bir hayat kurmaya çalıştılar."

"ÖNEMLİ OLAN BARIŞTIR"
 

İstanbul seçimlerinin iptal edilmesiyle avukatların Öcalan’ın mesajının açıklamasının aynı güne denk gelmesi de Barış’a göre iktidarın bir oyunu. Muhalefetin de iktidarın kurduğu bu oyuna düştüğünü vurgulayan Barış, "Yani al birini vur ötekine. Dolayısıyla bizim şu anda yerelde nispeten de olsa ilişki kurmamız onları öveceğimiz anlamına gelmiyor. Ama burada dikkat edilmesi gereken iki şey var.

Birincisi; Türkiye’nin en büyük metropolü olan İstanbul’da seçimlere el konuluyor. İkincisi; 8 yıldır tamamıyla katı bir tecride tabi tutulan 20 milyon insan tarafından her gün ışığa bakan gözlerle yoluna bakılan Öcalan’la görüşme yapılıyor. İktidar tarafı tabi ki de bunu kendisi için bir kurgu haline getirebilir. Bu, çok doğal bir şey. Peki, bunu gündeme getirip farklı tartışmaların oluşmasına yol açan muhalefetin hiç mi suçu yok? Bir de neden Kürtlerle bu kadar üstenci bir ilişki kuruyorlar? Biz HDP olarak tabi ki müzakereler olsun diye mücadele ediyoruz. Müzakereler AKP ile mi oluyor onlarsız mı oluyor bunun bir önemi yok. Önemli olan barışın tesisidir. Ama bu da ‘Müzakereler başlayacak, biz de bunun karşılığında bütün oylarımızı vereceğiz’ anlamına gelmiyor" ifadelerini kullandı.

"CHP SPEKÜLASYON YAPACAĞINA ÇİZDİĞİ YOLA BAKSIN"
 
Spekülasyon yapan kesimlerin ne HDP’yi ne de Kürtlerini tanımadığını vurgulayan Barış, şöyle devam etti: "Bizleri tanımıyorlar. Çünkü kendileri böyleler. Seçmenimizin davranış biçimlerine baktıklarında ne kadar doğru olduğumuzu görecekler. Öte yandan şunun da altını çizmekte fayda var. Biz CHP’ye oy vermek zorunda değiliz. Bizim bir kıstasımız var. O da onurlu barıştır, demokrasidir. Demokrasiden kim yanaysa biz onun yanındayız. Eğer kim demokrasi ve barıştan yanaysa zaten bizimle aynı çizgidedir. Biz neden bunlarla bir araya gelmeyelim? AKP ve MHP’nin bu çizgide olmadığı kesin. O zaman neden bunlar ile bir araya gelelim? Bizim zaten çıkış noktamız, bu faşist bloğu geriletmektir. Bizim bu stratejimiz sayesinde bütün büyük şehirler bir bir düştü. Yani faşizm düştü. Dolayısıyla CHP de spekülasyon yaratacağına dönüp çizdiği yola baksın" 

"DEMOKRASİYE YAKIN ADAYA OY VERECEĞİZ"

HDP’nin seçimlere ilişkin tavrının net olduğunu dile getiren Barış, son olarak şunları dile getirdi: "Aslında biz CHP’nin, ulusalcıların tavrını merak ediyoruz. Biz demokrasiden yana olanların tavrını merak ediyoruz. Bizim tavrımız çok net. Biz demokrasiden yanayız. Demokrasi neredeyse biz oradayız. Dolayısıyla İmamoğlu üzerinden bir denklem kuracaksak, bir karşılaştırma yapacaksak herhalde biz İşçi Partisi’ne destek verecek değiliz. Binali Yıldırım’ın durumu zaten ortada. Ona da verecek değiliz. Onun için bizim nasıl bir kent inşa edeceğimizi, bizim kent hayalimize denk gelen asgari düzeyde de olsa buluştuğumuz kişi İmamoğlu’dur. Ama bu ‘HDP’nin oyları hazır bir şekilde bekliyor’ anlamına gelmesin. Biz İstanbul’un 3 bölgesinde demokrasi mitingleri yapacağız. Dolayısıyla demokrasiye yakın aday hangisiyse biz de ona oy vereceğiz."

Öne Çıkanlar