Aynı ailede bir ayda iki cenaze: Biri PKK'li diğeri asker
Remzi BUDANCİR
ARTI GERÇEK-HDP Muş Milletvekilli Mensur Işık, Hakkâri’de yaşanan mühimmat patlamasında yaşamını yitiren jandarma er İbrahim Özkur’un Muş Varto Leylek köyündeki taziyesine katıldı. Aileye başsağlığı dileyen Işık, ziyarete ilişkin fotoğrafları sosyal medya hesabından paylaştı.
"TOPLUMU KUTUPLAŞTIRAN DEĞİL, ÇÖZÜM ADINA ORADAYIZ"
Artı Gerçek’e konuşan Işık, jandarma er İbrahim Özkur’un ailesine dün taziye ziyaretinde bulunduğunu söyledi. Ailenin kendilerini olumlu karşıladığını ifade eden Işık, siyasetçiler olarak toplumda yaşanan tüm acıları paylaştıklarını belirtti. Bu coğrafyada çatışmalardan dolayı insanların hayatını kaybetmesinin çok acı bir durum olduğunu ifade eden Işık, "Çatışmalı süreçte yaşan bu acı olay vardı. Ne olursa olsun ölüm acıdır. Bizim açımızdan yaşanan ölümler bir sorundur. Biz kimiz? Biz siyasete soyunmuş, halktan oy almış, sizin sorunlarınızı çözmeye adayız diyen insanlarız. Bizim açımızdan sorundur. Şimdi bizim o sorunu çözmemiz gerekiyor. Biz bu sorunu çözemediğimiz için bu insanların taziyeleri kuruluyor. Bu gencimiz hayatını kaybediyor. Gidip orda hamasi duygularla, işte Vatan-Millet-Sakarya söylemini geliştirerek toplumu kutuplaştıran değil, çözüm adına orada var olduğumuzu, çözüme aday olduğumuzu ve bizim sesimize ailelerin de ses olması gerektiğini dile getiriyoruz. Getirmeye devam edeceğiz" dedi.
"BİR AY ÖNCE AKRABASININ TAZİYESİ VARDI"
Her iki taraftan da ölümlerin yaşandığını ifade eden Işık, aynı köyde bir ay önce de taziye kurulduğunu hatırlattı. Işık, "Bir ay önce aynı köyde, dün taziyesine gittiğimiz İbrahim Özkul’un akrabası, köylüsü aynı şekilde çatışmalı sürecin diğer tarafından, PKK'li olarak hayatını kaybetmişti. Onun taziyesinde de bulunmamız gerekiyordu ve bulunduk zaten. Kim olursa olsun, çatışmalı süreçte hayatını kaybedenlerin taziyesine gideriz" diye konuştu.
"AİLELERE GİDİŞİMİZ ENGELLENMEK İSTENİYOR"
Işık’a göre çatışmalı sürecin sorumluları siyasetçiler. Siyasetçiler sorunu çözmediği için ölümler yaşanıyor. Özellikle siyasi iktidarın yaşanan ölümlerin sorumluluğunu kendilerine yükleme gibi bir çaba içinde olduğunu ifade eden Işık şunları söyledi: Ailenin bize karşı yaklaşımı çok olumluydu. Çünkü aile bizim niyetimizi biliyor. Partimizi de büyük oranda tanıyorlar aslında. Siyasi iktidar ya da siyaset yaptığını iddia eden kişiler, toplumu kutuplaştırarak çatışmalı süreçte hayatını kaybeden, özellikle güvenlik güçlerinin ailelerine gidişimizi bir şekilde engellemek istiyorlar.
Çünkü çatışmalı süreçte yaşamını kaybedenlerin sorumluluğunu Kürt siyasetine atmak istiyorlar. Bu noktada kendi sorumluluklarını yerine getiremedikleri için, insanların ölümüne sebep oldukları gerçekliğini örtbas etmek istiyorlar. Çünkü zaman zaman güvenlik güçlerinin taziyelerine giden mülki idare amirleri olsun, güvenlikten rütbeliler olsun işte orada yaptıkları konuşmalarla yarattıkları siyasi atmosfer biraz buna hizmet ediyor. Aslında bunlar çatışmalı süreç bittiği zaman, sorunların konuşarak çözme aşamasında geldiğimizde, iktidarlarının sonu olacağını düşünüyorlar.
"TV KANALLARINDA HERKES VAR AMA BİZ YOKUZ"
Görüyorsunuz, zaman zaman televizyon programlarında bizim dışımızda herkes var. Bizim adımıza herkes orada konuşabiliyor, ama biz yokuz. Hepsi bizim aleyhimize konuşuyorlar. Toplumda farklı bir manipülasyon yaratarak, bize karşı bir algı oluşturmak istiyorlar. Bunlar aslında hepsi bir bütünün parçalarıdır. Aslında bizim taziyeye gitme olayının dikkat çekme nedeni birazda bu yüzden. HDP budur. HDP halkların partisidir. Türkiye’de ne kadar inanç varsa, halk varsa HDP hepsinin partisidir. Türkiye’de var olan her bir acının, her bir sorunun çözüme dair tarafı olan siyasal organizasyondur."
"ENİNDE SONUNDA ÇÖZÜM OLACAK"
Ülkede çözüme ilişkin adım atması gerektiğini belirten Işık, ölümlerin yaşanmaması için siyasetçilerin inisiyatif alması gerektiğini belirtti. 2013 yılında yaşanan çatışmasızlık dönemine dikkat çeken Işık, "Biliyorsunuz birkaç sene önce bu ülkede bir çözüm süreci yaşandı. Yavaş ilerleyen bir süreç vardı. Ama en nihayetinde toplumda bu tür acılar neredeyse yok denecek seviyeye gelmişti. İnsanlarımız ölmüyordu. PKK'li olsun, güvenlik güçlerinden olsun, ister Türk, ister Kürt. Üniforması ne olursa olsun insanlarımız ölmüyordu. Anaların gözyaşları yoktu o süreçte. En azından öyle bir faydası vardı. En nihayetinde toplumda o anlamda büyük oranda rahatlamıştı. Şimdi ne diyoruz. Dünya medeniyetleri, Kürt sorununa benzer sorunu yaşayan ülkeler, kendi sorunlarını çözmüşse, bizimde en nihayetinde o noktaya gideceğimiz kesin" dedi.
