İBB’nin Kanal İstanbul Çalıştayı’na ilgi yüksek: Rapordan dolayı TÜBİTAK'ı kapatabilirler

İBB’nin Kanal İstanbul Çalıştayı’na ilgi yüksek: Rapordan dolayı TÜBİTAK'ı kapatabilirler
İBB tarafından düzenlenen 'Kanal İstanbul Çalıştayı' katılım açısından yoğun, içerik açısından zengin bir programa sahipti. Katılımcılar da Çalıştay’ı büyük bir dikkatle takip etti.

Rıfat DOĞAN


ARTI GERÇEK - Kanal İstanbul projesine ilişkin İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından düzenlenen Kanal İstanbul Çalıştayı 8 konuda 40 bilim insanı ve konusunda uzmanların katılımlarıyla yapıldı.

Kamuoyunda uzun bir süredir tartışma konusu olan Kanal İstanbul projesiyle ilgili bugün İBB tarafından düzenlenen Kanal İstanbul Çalıştayı, birçok başlığın ele alındığı bir programa sahipti. İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen Çalıştay sabah saatlerinde CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Lideri Meral Akşener ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun açılış konuşmalarıyla başladı.

Konuşmaların ardından parelel oturumlarla Çalıştay devam etti. Çevre başlığından, Montrö Sözleşmesi’nin tartışıldığı hukuki çerçeveye kadar birçok başlık sabah ve öğleden sonra yapılan panellerle ele alındı. Konusunda uzman 40 bilim insanın katıldığı oturumlara katılımlar da oldukça yüksekti.

Hem izleyenler hem de katılımcılar açısından verimli geçen Çalıştay, forum bölümüyle sona erecek.

‘TÜBİTAK RAPORU DA GİZLENEN BİR RAPORDU’

Çalıştayı gün boyu takip eden Artı Gerçek, katılımcı ve izleyicilerle oturumları konuştu:   

CHP Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca: Bugünkü çalıştay Kanal İstanbul denilen rant projesinin neden yapılmaması gerektiğini siyasilerin değil bilim insanlarının ağzından ortaya koyduğu bir çalışma oldu. Bundan dolayı İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na, emeği geçen bilim insanlarına ve herkese çok teşekkür ederim. TÜBİTAK raporunu dün elde edebildik. O rapor özet olarak "Kanal İstanbul ile ilgili hazırlanan ÇED raporunda bilim yok" diyor. Buradaki bilim insanlarının açıkladığı her şeyi TÜBİTAK raporu da açıklamış. Örneğin; raporda Karadeniz’den Marmara’ya gelecek su ÇED raporunda belirtilenin 2 katı. TÜBİTAK raporuna göre yine su kaybı ÇED raporunda yazılanın 12 katı. Raporda buradan çıkacak hafriyat yine uluslararası boyutların 10 katına çıkacağı belirtiliyor. Rapor bu atıklar içindeki radyoaktif maddeler Karadeniz’i bitirmekle kalmayacak Marmara’yı de bitirecek diyor. Bu rapor Bakanlığın ÇED dosyasına sunuldu. Kendi kurumu olan TÜBİTAK bunu hazırladı. Biliyorsunuz Devlet Su İşleri raporu da gizlenmişti, bu da gizlenen bir rapor. Bunu açıkladığımız için yakında TÜBİTAK’ı da kapatabilirler.

KAMUOYUNUN BİLGİLENDİRİLMESİ AÇISINDAN ÖNEMLİ BİR ADIM

Polen Ekoloji yazar ve aktivist Cemil Aksu: Gördüğümüz kadarıyla iyi bir katılım var. Bütün oturumlar çok dolu geçiyor. Konular da çeşitlilik açısından çok önemli, bütün detaylara ilişkin her şey var. Karşı görüşten olanlar da çağrılmış ancak onlar gelmemiş. Bu da aslında projenin siyasi ranata dayalı bir proje olduğunu gösteriyor. Bu işi savunacak kimse de yok. Bu çalıştay kamuoyunun bilgilendirilmesi ve bu konuda ikan edilmesi konusunda önemli bir girişim. Kuşkusuz yeterli değil, çünkü bu çalıştaya gelemeyen binlerce insan var. hem Kanal İstanbul bölgesinden hem de Türkiye’nin diğer çeşitli bölgelerinden o yüzden belediyenin bu çalışmasını sürdürmesi lazım. Şunu belirtmek isterim: Kemal Kılıçdaroğlu ve Meral Akşener’in konuşmalarını eleştiriyorum çünkü İBB Başkanlığını Millet İttifakı değil, halk ittifakı demokrasi ittifakı kazandırdı. AKP’den İBB Başkanlığının alınmasında en önemli faktörlerden biri Selahattin Demirtaş’ın çağrısı ve HDP’nin aktif desteğidir. Kanal İstanbul projesini de durduracak olan halk demokrasi ittifakıdır.

‘KONUŞMALAR DA İÇERİKLER DE OLDUKÇA VERİMLİ’

Merve Şenol: Bakış açım daha önce de aynıydı, şimdi de aynı. Bu konuda değişmedi. Çünkü neredeyse tüm aktörlerinin söylediği olumsuz etkilerinin olacağı yönünde. Çok kısa vadeli getireleri olacak böyle bir projeye bu kadar bütçe aktarılmasını da doğru bulmuyorum. Yüzde 30 gibi bir oran olabilir gözüyle bakıyor. Bu bile projenin doğru olmadığını gösteriyor. Çalıştaya da genel olarak katılım iyi düzeyde. Konuşmalar ve içerikleri de oldukça verimli ve nitelikliydi.

‘ÇALIŞTAY’A İLGİ ÇOK YÜKSEK’

İBB BİMTAŞ Genel Müdürü Şehir Plancısı Akif Burak Atlar: Bugün 2 binin üzerinde bir katılım var. Tam sayıları gün sonunda öğrenebiliriz. İlgi çok yüksek. Çağrılan bütün katılımcıların burada olduğunu söylemek mümkün. Yoğun oturumlar ve içerikler mevcut fakat ona rağmen izleyiciler, buraya gelenler yüksek enerjiyle bu oturumları dinlemeye devam ediyorlar.

Hülya Sönmez: İçerik olarak da katılım olarak da güzel. İnsan yerine konulmayı hak ediyoruz. Bunu burada hissetmemiz çok güzel. Örneğin askeri ve güvenlik konularında bazı şeyleri bilmiyor muşuz, onları öğrenmiş olduk. Kanal İstanbul konusunda İBB’nin haklı olduğunu bir kez daha anlamış olduk.

‘HEMEN HEMEN BÜTÜN KONU BAŞLIKLARINA DEĞİNİLDİ’

Çevre Mühendisleri Odası üyesi Akan Çelik: Konuşmalar da içerik de dolu dolu geçiyor. Hemen hemen bütün konu başlıklarına değinilmiş. Sunumlar da oldukça iyiydi. Katılım da oldukça yoğun. Bütün salonlar dolu. Bakanlıklara kadar davetiyelerle çağrılar oldu. Herkes çağrıldı. Çalıştay çok geniş bir kesime yayıldı diye düşünüyorum.

‘BİRLEŞİK BİR HALK MUHALEFETİ ORTAYA ÇIKARMAK GEREKİYOR’

EMEP Genel Başkan Yardımcısı Levent Tüzel: Erdoğan’ın bu projeyi neden istediğini bilmek gerekiyor. Erdoğan seçim yenilgisinden sonra ayakta kalmak ve ilgi uyandırmak için bu projeyi tekrar gündeme getirdi. Dış politikaya bağlı olarak bu gündemi sıcak tutmak istediğini düşünüyorum. Bu proje bir çok açıdan tehlikeyi barındırıyor. İstanbul halkının hiçbir görüşüne yer verilmeyeceği bizzat Erdoğan tarafından dile getiriliyor. Tek adam diktatörlüğünün dayatması Kanal İstanbul’da karşımıza çıkıyor. Olacak şey değil dememek lazım, 17 yıllık pratiğe bakarak her şeyi yapabileceğini görmek gerekiyor ve sadece çalıştaylarla değil birleşik bir halk muhalefetini de ortaya çıkarmak gerekiyor.

‘İBB KANAL İSTANBUL KONUSUNDA TOPLUMDAKİ ALGIYI DEĞİŞTİRDİ’

TMMOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Cevahir Efe Akçelik: Yoğun bir katılım var. Ama aslında burada temel olarak şunu görmüş olduk. Özellikle Kanal İstanbul’u savunan bilim insanlarının gelmemiş olması toplumda da buradaki insanlarda da şu algıyı yaratmış olabilir: Kanal istanbul’un gerçekten savunulacak bir tarafı yok. Burada geliştirecekleri bir argüman olmamasını da gösteriyor. Son oturumda Kanal İstanbul ile birlikte Montrö’nün sona erebileceği ve Türkiye egemenliğinin risk altına giriyor olmasından tutun da Marmara Denizi’nde yapılan araştırmaların Kanal İstanbul’un neden yapılmamasını bize çok iyi göstermiş oldu. İBB’nin bu konuda aldığı tutum da toplumdaki algıyı değiştirmiş oldu. Bu çalıştayla birlikte toplumda kanala karşı oluşan algının giderek yerleşeceğini ve toplumsal muhalefeti artıracağını düşünüyorum.

Galatasaray Üniversitesi'nden Doç. Dr. Ceren Zeynep Pirim: Montrö Boğazlar Sözleşmesi, sona ermesi halinde Boğazlar iki ayrı su yolu olarak incelenerek, transit geçiş kapsamından çıkarılacaktır. Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin iptali, savaş uçaklarının Boğazlar’dan geçememe kuralının yok olmasına sonuç açacaktır. Sözleşmenin, riske atılması bir yana yararımıza olduğu açıktır.

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar