İdlib'de 'planlı' çatışma: Rusya müdahaleye mi hazırlanıyor?

İdlib'de 'planlı' çatışma: Rusya müdahaleye mi hazırlanıyor?
HTŞ’nin ilerleyişi Afrin sınırlarına ulaşırken garantör ülkelerin sessizliği dikkat çekiyor.

Suriye iç savaşında uluslararası ve bölgesel güçler arasında krize dönüşen İdlib’de, aralarında Türkiye destekli grupların da yer aldığı grupların çatışmaları devam ediyor. Kamuoyunun gözü ABD'nin çekilme kararının ardından QSD'nin kontrolü ele alması için Suriye ordusuna çağrı yaptığı Mınbiç'teyken, İdlib’de de eski adı El Nusra olan El Kaide uzantılı Heyet Tahrir El Şam (HTŞ) ile Türkiye tarafından oluşturulan "Ulusal Kurtuluş Cephesi" çatısı altında toplatılan gruplar arasında çatışmalar başladı. HTŞ'nin Türkiye destekli gruplardan olan Nureddin Zengi’yi bitirme noktasına getirdiği belirtilirken, örgüt İdlib’in güney hattında neredeyse tüm kontrolü ele geçirdi. Mezopotamya Haber Ajansı'ndan Nazım Daştan'ın haberine göre, bölgede garantör olan Rusya, İran ve Türkiye’nin sessizliği dikkat çekerken, yaşananların bir plan dahilinde gerçekleştirildiği iddia ediliyor.
 
İDLİB'İN KONUMU
 
Türkiye’nin Hatay ve Kilis kentleri ile komşu olan İdlib’in, Türkiye ile 130 kilometre sınırı var. Hatay ve İdlib arasında bulunan Bab El Heva (Cilvegözü) Sınır Kapısı ise savaşta yapılan geçişlerde önemli bir durak noktası. Kent, Suriye iç savaşının kilit kentlerinden olan Halep’e de 60 kilometre uzaklıkta. İdlib'in doğusunda Halep, kuzeydoğusunda Afrin, güneyinde Hama, kuzeybatısında ise Lazkiye yer alıyor. Nüfusu 1 milyon dolaylarında bulunan kentin doğusunda Atme Mülteci Kampı bulunuyor. Bu nüfus Halep, Şam, Hama, Humus, Dera ve Kuneytra’dan gelenlerle birlikte 2 milyon civarına yaklaşmış durumda. Kimi kaynaklar ise bu sayının daha fazla olduğu görüşünde. 
 
İDLİB'İN STRATEJİK ÖNEMİ NE?
 
İdlib’in güneyinden geçen M5 otoyolu, Türkiye, Suriye ve Ürdün’e kadar uzanıyor. Akdeniz’e çıkış kapısı olarak da görülen kent, Rusya’nın hava üssünü bulundurduğu Lazkiye’nin Hmeymim bölgesine de yakın. Yine Suriye’nin en büyük askeri havaalanı Ebu Zuhur’un da bu bölgede yer alması, stratejik önemini arttırıyor. 

İLGİLİ HABER: TÜRKİYE DESTEKLİ GRUP İDLİB'İ KAYBETTİ: HTŞ AFRİN'E İLERLİYOR

İDLİB'TE CİHATÇILAR ARASINDAKİ ÇATIŞMALAR BÜYÜRKEN ÖLÜ SAYISI ARTIYOR
 
SİLAHLARIN PATLADIĞI İLK YER
 
Suriye’de rejime karşı ilk protesto eylemleri Dera’da başlarken, ilk mermiler ise 6 Haziran 2011 yılında İdlib’in Cisr El Şuğur bölgesinde patladı. Cisr El Şuğur; aynı zamanda birçok grubun çatısı altında toplandığı Özgür Suriye Ordusu’nun(ÖSO) da temellerinin atıldığı yer. ÖSO'nun Hür Subaylar Hareketi olarak çıktığı yer olan bölge, şimdi de ÖSO'nun tükenişi yaşadığı bölgeye dönüştü. Cisr El Şuğur bölgesine şu an hakim olan taraf ise Türkistan İslami Partisi güçleri. Burada örgütlenen selefi ve radikal gruplar, daha sonra adım adım diğer Suriye kentlerine yönelerek rejim ile savaşmaya başladı. ÖSO çatısı altındaki gruplar, kısa bir süre içinde birçok yeri Suriye rejiminin elinden alırken, İdlib ise 2015 yılında tamamıyla Türkiye destekli grupların kontrolüne geçti.
 
2015’TE TAMAMEN KONTROLE GEÇTİ
 
Suriye iç savaşında Rakka’dan sonra düşen ikinci kent İdlib oldu. Daha önce Cisr El Şuğur, Türkiye sınırlarına yakın bölgelerde, kimi ilçe ve kasabalar, Hama’nın kuzey kırsalı ile Halep’in batı kısmına denk düşen bazı yerlerde bulunan gruplar, 2015 yılında "Fetih Ordusu" adı altında bir araya gelerek kent merkezine yöneldi. Aralarında HTŞ olarak bilinen El Nusra, Ehrar El Şam, Cundu’l Aksa, Ceyş Sunne, Feylek El Şam ve Liva El Hak Tugayı gibi birçok gücün bulunduğu "Fetih Ordusu", bir hafta içinde kent merkezini de rejimden aldı. Bu grupların en güçlüsü ve bölgesel birçok güçten destek alan grubu ise HTŞ olarak görülüyor.
 
2018’DE KRİZE DÖNÜŞTÜ
 
2018’de sahadaki aktörler arasında büyük bir hesaplaşma alanı olan İdlib’e Rusya’nın yönelimi artarken, yer yer savaştaki taraflar da karşı karşıya da geldi. Gerginliğin arttığı yerlerde Türkiye destekli güçler ile Suriye güçleri ve İran’a bağlı güçler karşılıklı mevzilerini güçlendirirken, kimi zaman da kısa süreli çatışmalar yaşandı. 
 
RUSYA-TÜRKİYE GÖRÜŞMESİNDEN SONRA 
 
Hemen ardından HTŞ ve UKC bünyesinde bulunan Nureddin Zengi arasında şiddetli çatışmalar başladı. HTŞ, Zengi’nin tüm karargâhlarını ele geçirerek bu grubu tasfiye ederken, İdlib’in güney hattı boyunca tüm bölgeleri kontrolü altına almaya başladı. HTŞ ve bünyesindeki gruplara karşı, UKC çatısı altında bulunan Ehrar El Şam, Nureddin Zengi, Ceyş El Ehrar, Sukur El Şam, Ceyş El Mücahidin, Cephet El Şamiyye, Festakim Kema Umirte ve Suvvar El Şam gibi gruplar karşı duruyor. Zengi’den sonra HTŞ’ye karşı bölgenin Etarib Bölgesi’nde çatışmak isteyen Suvar El Şam grubu da kısa süreli çatışmadan sonra bölgeyi HTŞ’ye bıraktı.
 
TÜRKİYE’NİN PLANI NE?
 
HTŞ’nin ilerleyişi Afrin sınırlarına ulaşırken, garantör ülkelerin sessizliği dikkat çekiyor. Türkiye’nin çatışmaların başlamasından iki hafta önce bütün grupları masaya oturttuğu öne sürülüyor. İddiaya göre, Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT) gerçekleştirdiği bu görüşmelerde, birçok grubun tasfiye edilmesi için planların devreye konulduğu gelen bilgiler arasında. Son günlerde Suriye'ye gönderilen askeri sevkiyatın bu gruplara gönderildiği ve hala çeşitli kanallar üzerinden silah aktarımının devam ettiği dillendiriliyor. Bu grupların Türkiye tarafından birbirine saldırtılmaya çalışıldığı ve tasfiye edilmek istendiği aktarılırken, HTŞ’nin hamlesinin buna karşı olduğu ifade ediliyor. 
 
RUSYA VE ŞAM'A KAPI ARALANIYOR
 
Yine Türkiye’nin planından Rusya’nın da haberdar olduğu iddia edilirken, giderek İdlib’in tümüne hakim olan HTŞ'nin, Türkiye’nin gözlem noktalarının etrafını da kuşattığı aktarılıyor. Böylece, garantör olan tüm ülkeler tarafından terörist olarak görülen HTŞ’ye karşı, Rusya’nın operasyon yapma kapısının da aralandığı söyleniyor. 
 
Tercihi olmasa da Türkiye'nin gruplara karşı egemenlerle ortaklaştığı "yok etme" planı ile denetimindeki İdlib, Afrin, Azez, Bab, Cerablus'tan da çekilmesinin önünün açıldığı kaydediliyor. (DIŞ HABERLER SERVİSİ)

Öne Çıkanlar