İktidarın 'IMF ile anlaşma yok' korosu

İktidarın 'IMF ile anlaşma yok' korosu
Yerel seçimlerden sonra IMF ile anlaşma yapılacağına dair söylentilere önce Berat Albayrak, dün İbrahim Kalın bugün de Erdoğan cevap verdi.

ARTI GERÇEK - Son günlerde Türkiye'nin 31 Mart yerel seçimlerinden sonra IMF ile anlaşmaya gideceği yönünde söylentiler giderek artıyor. Geçen hafta Türkiye'nin IMF ile görüşmelerde bulunduğu ve hükümetin seçime kadar 20 milyar dolar, seçimden sonrası içinde 200 milyar dolar talep ettiği yönündeki iddialar gündemi epeyce meşgul etmişti. 

Önce herhangi bir resmi tepki verilmeyen bu söylentiler konusunda geçen hafta Hazine ve Maliye Bakanlığı'ndan açıklama geldi. Berat Albayrak yönetimindeki Hazine ve Maliye Bakanlığı açıklamasında, "Türkiye ekonomisi ile ilgili kriz beklentisi boşa çıkanların içine düştükleri hali, umutsuzlukla sarıldıkları yalan ve iftiraların ulaştığı boyutu şaşkınlık ve üzüntü ile izliyoruz" ifadelerine yer verildi.

IMF İLE YOLLARIN KESİŞMESİ DAHİ SÖZ KONUSU DEĞİL

Açıklamada, Türkiye'nin IMF ile anlaşma yapacağı yönündeki haberler yalanlanırken, "IMF ile yolun kesişmesi dahi söz konusu değil" denildi. Bakanlık'tan yapılan açıklamada, IMF'nin bu süreçte gündeme gelmesi "algı operasyonu" olarak nitelendirildi.

BAKANLIKTAN IMF İDDİALARINA YANIT: ALGI OPERASYONU

IMF ile ilgili açıklamalara dün de Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın'dan gelen ifadeler eklendi.

İBRAHİM KALIN DA 'ALGI OPERASYONU' DEDİ

Kabine Toplantısı sonrası açıklamalarda bulunan Kalın, "Enflasyonda rakamın daha aşağı çekilmesi için bir dizi program hayata geçirildi. 2020 yılında enflasyon hedefinin yüzde 8 olarak belirlenmesi ekonomomizin ne kadar güçlü olduğunu gösteriyor. Türkiye'nin seçimlerden sonra IMF'ye gideceğine dair birtakım rivayetlerin dolandırıldığını görüyoruz. Kimse buna itibar etmesin. Bunlar Türk ekonomisine dair algı bulundırma operasyonlarıdır. Bu algı operasyonun nereden kaynaklandığını biliyoruz. Türkiye'nin IMF ile ne seçimden sonra ne seçimden önce işbirliği sözkonusu değildir. Türkiye'nin IMF'yle ilişkisi söz konusu değildir" değerlendirmesi yaptı.

ERDOĞAN'DAN IMF YANITI: ALÇAK BİR FIRSATÇILIK

Bugün de partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuşan Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Döviz kurlarındaki yükseliş nedeniyle gelirlerimiz bir parça düşüş gösterebilir. Satınalma partisine göre Türkiye bu yıl 13'üncülükten 12'nciliğe çıkarak bir sıra yükselecek. Siyasi görüşü ne olursa olsun, yerli ve milli duruş sahibi kesimlerle bu desteği görüyoruz. CHP ve onun uyduları kimi partiler aynı onurlu duruşu sergileyemediler. CHP yeniden ülkemizin IMF'ye gideceğini söyleyecek kadar alçak bir fırsatçılık peşine düştü. CHP zihniyeti, bunlar IMF'e gitti. Böyle bir sözü etmek ihanettir. Ama Bay Kemal'in böyle bir derdi yok. O SSK'yı nasıl batırdıysa, Allah böyle bir fırsatı vermez zaten" dedi.

IMF YETKİLİLERİ TÜRKİYE İLE GÖRÜŞMÜYORSA TUHAFLIK VARDIR

İktidar kanadından IMF ile ilgili açıklamalara her geçen gün bir yenisi eklenirken, iktisatçı Mahfi Eğilmez de, kişisel bloğunda kaleme aldığı "IMF ile İlgili Yeni Şehir Efsanesi" başlıklı makalesinde, şu değerlendirmelere yer verdi:

"IMF heyetleri ülkeleri yılda bir kez (bazı ülkeleri iki yılda bir kez) ziyaret eder ve yetkililerle görüşerek ülke raporu hazırlarlar. Buna ‘gözetim’ (surveillance) denir. Bazı ülkelerde IMF’nin temsilcilikleri bulunur. Türk yetkililerin bu gözetim ziyaretleri sırasında IMF heyetiyle veya Türkiye’deki IMF misyonu ile ya da IMF merkezinde bulunan icra direktörü aracılığıyla IMF yetkilileriyle her zaman görüşmesi söz konusudur. Dolayısıyla, "Türk yetkililer IMF ile görüşüyorlarmış" şeklinde ortaya atılan iddia doğrudur ama bunda bir gizlilik, tuhaflık, anormallik yoktur. Eğer Türk yetkililer IMF ile görüşmüyorlarsa ya da IMF yetkilileri bizimkilerle görüşmüyorsa asıl o zaman tuhaflık, anormallik var demektir."

CEVAP VERMEMEK SİYASETEN DOĞRU BİR YAKLAŞIMDI

Eğilmez, siyaset açısından doğruları ve yanlışları ise şöyle aktardı:

"Bir süredir ortalıkta dolaşan "Türkiye seçimden sonra IMF’ye gidecek ve destek alacak" biçimindeki söylentiyi ana muhalefet partisi de gündeme getiriyor ve iktidar partisinin aleyhine kullanıyor (bunun nedeni iktidar partisinin uzun süre IMF programından çıkmayı, IMF’nin Türkiye’den 5 milyar dolar borç istemesini uzun süre bir başarı simgesi olarak kullanmış olması.) 

İktidar partisi ise önceleri bu eleştirilere hiç yanıt vermemeyi tercih ediyordu. İktidar partisinin bu yaklaşımı siyaset açısından doğru bir yaklaşımdı çünkü IMF’den para geleceği söylentisi piyasalarda iyimserliğin egemen olmasına ve kurun gevşemesine yol açan bir işlev görüyordu. Seçim sonrası bol döviz girişi olacağına ve dolayısıyla kurun daha da düşeceğine inanan insanlar kur hala iyi kötü yüksekken eldeki dövizleri bozdurunca TL değer kazanmaya başlamıştı. 

Piyasa aktörleri ve sokaktaki insanların çoğu iktidar partisinin söylediklerinin arkasında durup durmaması konusundan çok daha fazla Türkiye’ye taze para girişi olup olmayacağıyla ilgili bulunuyor. Dolayısıyla ana muhalefet partisi bu eleştiriyle iktidarın ekmeğine yağ sürüyordu. 

Ne var ki iktidar partisi yetkilileri eleştirilere dayanamayarak bu söylentilerin asılsız olduğunu ve IMF ile hiçbir görüşme yapılmadığını, anlaşma da olmayacağını açıkladılar. Hemen ardından 5,17’ye kadar gerilemiş olan USD/TL kuru yükselmeye başladı."

Öne Çıkanlar