İşçiler iki yüzlü gazetecilere karşı da ayaklandı

İşçiler iki yüzlü gazetecilere karşı da ayaklandı
'4 yıl 3 aydır gıkını çıkarmadan çalışan işçiler, açılışa 5 hafta kala ‘Ayaklandılar’ hem de sudan sebeplerden' diyen Fatih Altaylı ölümlere ortak oluyor.

ARTI GERÇEK- Türkiye günlerdir 3. Havalimanı işçilerine yönelik acımasız saldırı, baskı ve işkence haberleri ile güne uyanıyor. Çok önceden muhalif basına yansıyan, ancak geniş kesimin görmediği, görmezden geldiği bu baskılar, Fatih Altaylı gibi ‘adı gazeteci’lerin altında bir bit yeniği ve komplo aramasına yol açsa da aslında iktidarın basın üzerindeki kontrolünün de açık yansıması. 3. Havalimanı’nın müteahhitleri iktidar desteğini de arkalayarak bir köle kampı oluşturmuş ve işçileri Ortaçağ koşullarında çalıştırıyorlardı. Altaylı gibi 'gazeteciler' de bunu görmezden gelip ölümlere ortak oluyorlardı. 

İLGİLİ HABER: 'TAHTAKURUSUNU GÖRSE 5 HAFTA HİÇ DURMADAN KAÇAR'

Son günlerde basına yansıyan işçilerin kargacık burgacık harflerle yazdıkları isteklerini göz önüne getirin. Tahtakurularından kurtulmak, düzgün yemek yemek, yatılabilir bir yerde yatmak, düzgün bir servisle işe gidip gelmek isteyen işçiler, bir de "iş cinayetleri ve kazalarına önlem alın, neredeyse her gün yaşanan ölümleri önleyin" çağrısı yapıyorlar. Adeta, "Köleyiz ama aç kalmayalım, ölmeyelim" diyorlar.

Peki Altaylı ne diyor?

"Proje görülmedik bir ivmeyle tamamlanma aşamasına geldi. 
Hiçbir sorun görülmüyordu. 
Şantiye tıkır tıkır işliyordu. 
Arada iş kazaları ile ilgili haberler geliyordu ama bunlar somutlaştırılamıyordu. 
Ve 4 yıl sessiz sedasız ve sorunsuz süren inşaatta, ilk kez iki gün önce olumsuzluklar kamuoyuna yansımaya başladı. 
Açılışa 5 hafta gibi kısa bir süre kala, işler neredeyse tamamlanma aşamasına gelmişken, önümüzdeki hafta burada bir Teknoloji Festivali başlayacakken ve 29 Ekim günü resmi açılış yapılacakken. Ardından da THY tarihin en büyük taşınma operasyonunu gerçekleştirecekken Yeni Havalimanı inşaatında kıyamet koptu. 
4 yıl 3 aydır gıkını çıkarmadan çalışan işçiler, açılışa 5 hafta kala ‘Ayaklandılar’ hem de sudan sebeplerden."

Sudan sebep olarak gördüğü ölümlere değindiği bu cümlelerde ‘ama bunlar somutlaştırılamıyordu’ diyerek kendine temize çıkardığını sanan Altaylı, aslında suç ortağı olduğunu da itiraf etmiyor mu? Gazetecinin görevi iddianın peşine düşüp onu kamuoyu ile paylaşmak değil mi?
İşçiler bunu onlarca kez adlarını gizleyerek kamuoyuna açıklamalarına rağmen Altaylı gibiler ölümleri hep görmezden geldi. Bunun pişkinliği ile olsa gerek şimdi de bunca kötü koşullarda, köle gibi karın tokluğuna çalıştırılan işçilerin gerekçelerini ‘sudan sebepler’ olarak görebilecek kadar insani reflekslerin dışına çıkabiliyorlar.
Hadi tüm bunlar bir yana, madem gerekçeler sudan ve işin altında bir komplo var; o zaman polisin, jandarmanın bunca saldırısına ne demeli?
Bırakın işçiler sudan gerekçelerini anlatsınlar, bunların komplo olduğuna inanan patronlar ve Altaylı gibiler de onca olanaklarıyla bunları çürütsünler? Kamuoyuna bu işçilerin 'gerçek yüzü'nü anlatsınlar.

Yok, bunu da yapamazlar sadece oturup karalar, her şeyin altında bir komplo ararlar. Çünkü en ucuz olan budur.
Tüm bunların bir başka yanı daha var. Altaylı o kadarına cesaret edemedi ama AKP trolleri hemen saldırıya geçti. İnşaat işçileri Kürtmüş ve PKK’liymiş. Bu komplonun altında da PKK’nin parmağı varmış.
Madem Altaylı 5 yıl dayanan 4 ay daha niye dayanmadı, diye soruyor, o zaman biz de soralım!
Madem bu işçiler Kürt ve PKK’li, işe alırken insanları 7 sülalesine kadar araştıran AKP’li patronlar bunları 5 yıl boyunca çalıştırmaktan niye gocunmadılar?
Yok!

Altaylı'ya, patronlara ve onların emriyle hareket eden jandarma ve polise rağmen her şey çok açık...
Erdoğan’ın prestij projesi için insanların köle gibi çalıştırılmasına göz yumuldu, ölümler bile önemsenmedi. Son günlerde şaşalı açılışa yetişmek için baskılar katmerleşince ‘bıçak kemiğe dayandı’ ve işçiler ‘ayaklandı’.
Evet, ayaklandı.
Yalnız iktidara ve patronlara değil, gazeteciliği iki yüzlülükle sürdüren sahtekar gazetecilere karşı da ayaklandılar. 

Öne Çıkanlar