Kılıçdaroğlu: Çocuğunun ölmesini istemeyen anneleri nasıl coplarsınız!

ARTI GERÇEK-CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin haftalık olağan grup toplantısında konuştu.

"Manevi duyguların yoğunlaştığı bir aydayız" diyen Kılıçdaroğlu, bütün vatandaşların ramazan bayramını erkenden kutlayarak sözlerine başladı.

"İnanç insanların öznesini oluşturur, insanlar inançlarıyla yaşarlar" diyen Kılıçdaroğlu "Sevgiyi kalplerimize nakşetmek isteriz. İnançlara, kimliklere, siyasal görüşe saygı duymak hepimizin ortak görevi olmak zorundadır" dedi.

"Siyaset kurumunun görevi inancı siyasete malzeme etmek değildir" diyen CHP lideri, iftar sofraları üzerinde yapılan siyaseti eleştirerek "Sofralar kuruluyor, Kuran okunuyor eyvallah ama sonra bir kişi kürsüye çıkıyor ağzına geleni söylüyor. Sofraya gelen kendini bir cehennemin ortasında buluyor" dedi.

"Biz özgürlükçü bir partiyiz, yasakçı bir parti değiliz. Her inanca saygımız var" diyen Kılıçdaroğlu, insanları inançlarından dolayı ayırmadıklarının altını çizdi; "CHP özgürlükçü, AKP yasakçı bir partidir" ekini yaptı.

SOMA KATLİAMINDA ÖLEN İŞÇİLERİ UNUTMADI

13 Mayıs 2014'te Soma'da hayatını kaybeden 301 madenciyi unutmayan Kılıçdaroğlu, o tarihten sonra da madenci ölümlerinin devam ettiğini belirterek,  "Onlara sahip çıkmak hepimizin boynunun borcudur" dedi.

SALDIRIYA UĞRAYAN VE KAYBOLAN GAZETECİ: SAVCININ VİCDANI SIZLIYOR MU?

Saldırıya uğrayan Yeniçağ gazetesi yazarı Yavuz Selim Demirağ'ı hatırlatan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Niçin yapıldı? Failleri bulundu ama serbest bırakıldı. Niçin? Ölmesi mi gerekiyordu bir gazetecinin. Kim azmettirdi. Sahte plakayla neden geziliyor. Failler korkarım ki yine ellerini kollarını sallaya sallaya gezecekler. 

Bu ülkede hakka hukuka değer veren insanlar var. Normalde iktidar kanadının derhal harekete geçmesi gerekir. Polis görevini yaptı failleri buldu savcıya teslim etti. Savcı ifadesini alıp bıraktı. Savcıya sormak lazım; senin çocukların sopayla dövülseydi ne olurdu? Vicdanın sızlıyor mu? Acaba bir yerlerden talimat mı aldı? Gazetecilere yönelik linç kampanyasını görmezlikten gelme hakkımız yoktur. Kim olursa olsun, hangi görüşte olsun. Gazetecilik görevini yapıyorsa, hangi partide olursa olsun o gazetecinin kaleminin, onurunun korunması lazım.

Anadolu Ajansı muhabiri de uzun süredir aranıyor. Umarız en kısa zamanda bulunur ve ailesine kavuşur. Yirmi birinci yüz yılda bu kadar uzun süre kayıp olup bulunamaması bir başka ayıbımızdır."

ÇİFTÇİLERİN SORUNLARI

"Çiftçi inim inim inliyor, geçinemiyorum diyor. İlaç, gübre fiyatları çiftçinin ürün ekmesine izin vermiyor" diyen Kılıçdaroğlu, konuşmasında çiftçilerin sorunlarını da dile getirdi. "Dileğimiz çiftçinin hakkının verilmesidir" diyen CHP lideri, hükümetin çiftçiye verdiği sözleri hatırlatarak tutmasını istedi.

ENGELLİLER

CHP Genel Başkanı konuşmasında, engellilere de dikkat çekti.

Engellilere isyan eden Kılıçdaroğlu, "Sizin hakkınızı kim savunuyorsa onlarla birlikte olun" diyerek, engellilerin AKP hükümetinden medet ummasına sitem etti.

ANNELER’E YAPILAN SALDIRILARA TEPKİ: ANNELERİ NASIL COPLARSINIZ! SİZ DE AHLAK VAR MI?

Kılıçdaroğlu, konuşmasının bir bölümünü de Cumartesi Anneleri ve Barış Anneleri'ne yapılan saldırılara ayırdı.

Saldırılara sert sözlerle tepki göstererek, "Siz de ahlak var mı?" diye soran Kılıçdaroğlu şunları söyledi:

"Bu anneler çocuklarını istiyor, ne günahı var bu annelerin? Devletin bu annelerin taleplerini yerine getirmeleri lazım. Siz nasıl anneleri copluyorsunuz? Siz de ahlak var m? Anne bu anne!

Berfo ana evladına kavuşamadan öldü.

Bütün annelere sesleniyorum. Bunu yapan iktidar sahiplerinde ahlak, vicdan var mı? Oturmalarına bile izin verilmiyor. Hani darbelere, faili meçhullere karşıydın? Hani demokrattın?

Çocukları hapishanede olan anneler...Çocukları ölmesin diyen, hapishae kapısında bekleyen anneler. Onları da copluyorlar. Onları da aşağılıyorlar. Bir anneyi...Çocuğun kabahati olabilir, çocuğun kusuru olabilir ama hiç kimse unutmasın. O çocuğun bir annesi var ve onun için en değerli varlık çocuk. Hadi çocuğa kızdın, hapise attın. Annenin çocuğunun ölmemesi için kapıda beklemesi kadar doğal ne olabilir. Ne olabilir allah aşkına! Hangi anne göz göre göre çocuğunun ölmesini isteyebilir.

Elimizi vicdanımıza koymak zorundayız. Özellikle AK Partiye oy veren kardeşlerime seslenmek istiyorum. Yazıktır, günahtır.

-Bir anneye el kalkmaz, bir anneye cop  kalkmaz, dövülmez. Bir anneye yapılacak tek şey saygı duymaktır.

Sorsanız "cennet annelerin ayaklarının altında." Cennetin ayaklarının altından olan anneyi siz nasıl copluyorsunuz. Polislere talimat verenlere söylüyorum."

'SOSYETE DAMAT EKONOMİYİ TEFECİLERE TESLİM ETTİ'

Ekonomik sisteme ilişkin hükümetin ekonomi yönetimini eleştiren Kılıçdaroğlu, halkın bir kilo patates soğan için tanzim satışta kuyrukta beklerken, "Sosyete damat Londra'da ekonomiyi bir avuç tefeciye teslim etti" dedi.  

BARIŞ İSTEYEN AKADEMİSYENLERE VE TTB ÜYELERİNE HAPİS CEZASI

"Adalet ve Kalkınma Partisi adları ama milyonlarca çocuğu aç bıraktılar" diyen Kılıçdaroğlu, barış istedikleri için tutuklanan Barış Akademisyenler'den Füsun Üstel ve hapis cezası alan TTB yöneticilerini hatırlatarak, barış istemenin suç olmadığının altını çizdi. "Ömrünü savaş meydanlarda geçirmiş biri" dediği Atatürk'ün, barışa ne kadar değer verdiğini anlattı.

YSK'YE TEPKİ: SİZ DE ONUR, HAYSİYET VERSA GÖREVİ BIRAKIRSINIZ

Konuşmasında yine Ekrem İmamoğlu'nun kazandığı İstanbul seçimlerini iptal eden Yüksek Seçim Kurulu'na tepki gösteren Kılıçdaroğlu, "Yüksek Seçim Kurulu'nun bazı hakimleri AK Parti'yi aradı. 'Siz şöyle yapın, böyle yaparsınız seçimi iptal ederiz.' Bunu diyen YSK'daki 7 çete üyesi. Bunlara soruyorum. Siz de ahlak, onur varsa istifa etmeniz lazım. Saray'ın önünde bekçilik yapanlar adalet dağıtamaz!" dedi.

'ADALETİ GETİRECEK OLAN İSTANBULLUNUN VİCDANIDIR'

Ekrem İmamoğlu'nun kısa belediye başkanlığı döneminde aldığı kararları ve uygulamaları hatırlatan CHP lideri, İmamoğlu'nun sırtı kalınlar için çalışmadığını belirterek, "O sırtı kalanların hakkını savunmadı, sizin için bunu yaptı. İmamoğlu'nun tekrar seçilmesinden korkuyorlar. Elbette seçilecek. İstanbullunun vicdanına güveniyorum. Şair, "Adalet gecikmez tez verilmelidir" der. Evet, adalet gecikmez. Adaleti verecek olan İstanbulluların vicdanıdır" dedi.