Boratav: IMF tedbirleri Meclis’ten geçen bütçede

Boratav: IMF tedbirleri Meclis’ten geçen bütçede
Prof. Dr. Korkut Boratav, '2019 bütçesi IMF’nin istediği kemer sıkma önlemlerini içeriyor' dedi.

Derya OKATAN


ARTI GERÇEK- Prof. Dr. Korkut Boratav, Ankara İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin düzenlediği "Ekonomik Kriz ve İşçi Sağlığı İş Güvenliği Mücadelesi" başlıklı panelde konuştu.

Mimarlar Odası’nda düzenlenen paneldeki konuşmasına "Türkiye bir krizden geçiyor" diye başlayan Boratav, nüfusun büyük çoğunluğunun emeğiyle geçinen insanlar olduğunu ancak bu çoğunluğun krizi algılamadığını söyledi. Boratav, "Günlük hayatında algılayanlar da bu olayın kriz olduğunu ve sorumlusunun kendisi dışında olduğunu algılamıyor. Bu algı ekonomik krize karşı işçi sınıfının mücadelesini yok eder, felce uğratır. Bu tespitleri günlük hayatta temas ettiğiniz tüm işçi arkadaşlara anlatmaya çalışın diye tavsiye ediyorum haddim olmayarak" dedi.

Türkiye’deki krizin kapitalizme özgü bir kriz olduğunu ifade eden Boratav, ancak ilave sorumluları da bulunduğunu kaydetti. Boratav, bu ilave sorumluları finans kapital ve AKP iktidarı olarak açıkladı.

TÜRKİYE’NİN SERVETİNİN YÜZDE 80’İ YABANCI

Prof. Boratav şöyle devam etti: "Finans kapitalin Türkiye’ye kriz enjekte etmesi şu şekilde oldu: 20. yüzyılın kritik aşamasında sermayenin sınırsız tahakkümünü oluşturma projesi hakim oldu. Ona neoliberalizm diyorlar. 1989’dan sonra neoliberalizmin ileri bir aşamasında sermaye hareketlerinin sınırız açılması kuralını empoze ettiler. Bunu hızla kabul eden ülkelerin başında Latin Amerika’dan sonra Türkiye gelir. Türkiye bazı emperyalist ülkelerden bile daha hızlı kabul etti, Özal’ın partisinin iktidarda olduğu yıl başladı. Spekülatif öge kısa sürede söğüşleyip gitmek ister. Sabit yatırım yapmaz. Ucuza girip işine geldiği anda çıkabilir. 2003-2007 arasında bu spekülatif unsur yıllık ortalama yüzde 31 getiri sağladı ama hepsini söğüşleyip çıkmadı, bir bölümünü Türkiye’de varlık edimine dönüştürdü. Şu anda Türkiye’nin toplam servetinin yüzde 80'i yabancılara aittir, milli gelire oranla. Bu oran, yüzde 40'lardaydı. Ekonomi yabancılaşıyor. Yeterince kazandım çıkıyorum derse, Türkiye krize girer. 4-5 kere böyle krize girdi. İşte bu finans kapitalin sorumluluğudur."

İKİNCİ SORUMLU AKP İKTİDARI

"Finans kapitalin özelliği budur; paradan para kazanmak. Paradan para kazanmak için spekülatif baskıyı yoğunlaştırır" diyen Boratav, Türkiye’nin kırılgan ülkeler listesinde yer aldığını hatırlattı. Boratav, "Finans kapital bütün ülkeleri gözetiyor, nereden çabuk çıkacağının listesini yapıyor, koşullar bozulunca çıkıyor. Türkiye’nin başına bu geldi" dedi.

BÜTÇE IMF’NİN ÖNLEMLERİNİ İÇERİYOR

"İkinci sorumlu AKP iktidarıdır" diyen Boratav, "Normal koşullarda riskler yükselince ekonomi biraz frenlenir, mesela enflasyon artınca Merkez Bankası faizleri yükseltir" diye konuştu. Finans kapitalin tüm kurallarını istisnasız uygulayan AKP iktidarının ancak darbe girişimi ve seçim döneminde finans kapitale meydan okuduğunu ve faizleri yükseltmediğini belirten Boratav, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Londra’da yaptığı "faiz kötülüklerin anasıdır" açıklamasından sonra Ağustos’ta dövizin patladığını hatırlattı. Ancak bir ay sonra hizaya geldiğini ve finans kapitale teslim olduğunu kaydeden Boratav, şöyle devam etti: "Damat Londra’ya gitti, kapalı toplantılarda eğitildi, eğer faizleri çıkarmaz, faturayı halkın sırtına yıkacak bütçe getirmezsen damla para bekleme deyince faizleri yukarı çekti. Ve bir program hazırladı. Faizi yükseltti, ekonomiyi daralmaya zorladı. IMF'nin Nisan’da hazırladığı raporda geçen bütün tedbirleri meclisten geçen bütçeye koydu. 2019 bütçesi IMF’nin istediği kemer sıkma önlemlerini içeriyor."

ÖNCELİKLERİ SERMAYEYİ KURTARMAK

Bütçeye göre kamu yatırımları ve sosyal güvenlik harcamalarının kısılacağını belirten Prof. Boratav, kıdem tazminatı değişikliğinin yeniden gündeme getirileceğini, bireysel emeklilik sistemininyaygınlaştırılacağını ve kaçışın zorlanacağını kaydetti. Boratav, "Sermayeyi kurtarma öncelikleri" diye ekledi.

Bankaların batık kredileri düzenlemesi ve konkordato ilanlarını buna örnek gösteren Korkut Boratav, "İşsizlik Sigortası fonu dolaylı yollarla bankalara ve sermayeye aktarılmaktadır" dedi.

Tüm bunların anlatılmaması durumunda emekçilerin "kriz yok komplo var", "hepimiz aynı gemideyiz" algısına sahip olacağını ve krizle mücadele etmeyeceğini ifade eden Boratav, Arjantin’de 2002’de ekonomik krize karşı emekçilerin isyanlarını hatırlattı. Boratav, şunları söyledi: "Türkiye IMF’ye teslim olurken, Arjantin emekçileri krizin maliyetini üstlenmeyi reddetti ve 3 cumhurbaşkanını istifaya zorladılar. Sonraki cumhurbaşkanı dış borçları sildi, krizin etkilerinin emekçilerin aleyhine dönüşmesini sağladı ama bunu sağlayan o tarihteki emekçilerin örgütlü mücadelesidir. Patronların kaçmasına rağmen fabrikaları çalıştırdılar, sokaklara mahalleler hakim oldular. Aynı dönemde Türkiye’den daha yüksek bir büyüme hızı sağladılar."

KRİZ SÜRECEK

AKP iktidarının IMF’siz IMF programı uygulamak istediğini anlatan Prof. Korkut Boratav, dışarının bu programı denetlemek istediğini, Bakan Albayrak’ın McKinsey şirketiyle anlaştığını ancak Cumhurbaşkanı’nın kabul etmediğini söyledi. Boratav, "Dışarısı güvenmiyor. Normalde bu tür krizler bir yıl sürer. Dışarısı güvenmediği için bu kriz sürecek" dedi.

Bu tür krizlerin emekte büyük kayıplar yarattığını, ancak Türkiye’de emeğin çok fazla kazanımı olmadığını kaydeden Boratav, tek "kazanımının" emekçilerin borçlanmayla gelirinden daha çok tüketim yapması olduğunu ifade etti. Boratav, halkın "erzak yardımı" beklentisi arttıkça mücadele ümidinin azalacağının altını çizdi.

Öne Çıkanlar