'Darbecilik'le suçlanan bir öğretmen: Sessiz çığlığımıza ses verin

'Darbecilik'le suçlanan bir öğretmen: Sessiz çığlığımıza ses verin
Çocuklarıyla yaşam mücadelesi veren 18 yıllık öğretmen Vahize Eren, 15 Temmuz sonrası üzerine çöken OHAL ve KHK karabasanını Artı Gerçek'e anlattı.

ARTI GERÇEK - Yoksulluk, yoksullaştırılmak Türkiye'de yaşan bir çok insanın üstesinden gelmeye çalıştığı zor sorunlardan biri.

Ancak yoksulluk ve yoksullaştırılma ile mücadele edilmesi üstesinden gelinebilecek bir durumdur.

Yoksullaştırılmak, mücadele edilebilinecek, aşması mümkün olan bir şey. Yoksullaştırılan biri hiç bir şey yapamasa, bir milli piyango bileti alıp çıkacak büyük ikramiyenin hayalini kurabilir. Yoksulun umut etme imkanı vardır.

Peki ya yoksun bırakılanlar?

Yoksunluk, yoksunlaştırılmak üstesinden gelinebilecek bir durum değildir. Yoksunlaştırılanlar umutlanamazlar.

İktidarlar yoksunlaştırmayı bir silah olarak kullandığı zaman insanların sadece geleceklerini çalmaz umutlarını da çalar.

15 Temmuz'un ardından KHK'lerle mesleğinden koparılan insanlar siyasi iktidar tarafından yoksunlaştırılarak, gelecekleri ve umutları çalındı.

Bu konu da iktidarın en büyük suç ortağı ne acı yoksunlaştırılan insanların meslektaşları oldu.

'ÖĞRETMEN BİR ANNE, BİR DARBE GİRİŞİMİ SIRASINDA NE YAPMIŞ OLABİLİR'

Samsun'da yaşayan 18 yıllık öğretmen Vahize Eren de siyasi iktidar tarafından yoksunlaştırılan binlerce insandan biri. Gazeteci Celal Başlangıç'ın Artı TV’de yaptığı programları izledikten sonra, bir maille meramını anlatmaya karar vermiş.

İçinde olduğu durumu 'Bir korku tünelindeyim' diyerek özetleyen Vahize Eren öğretmen, 15 Temmuz'un ardından OHAL ve KHK'lerin üzerine nasıl karabasan gibi çöktüğünü anlatıyor. Pür dikkat dinliyoruz:

"Ben 18 yıl boyunca öğretmenlik yapmış ve bir gecede hayatları alt üst olmuş, binlerce insandan biriyim. Aktif Eğitim Sen Üyesi ve Yönetim Kurulunda olduğum için, 29 Temmuz 2016'da Sendika Yönetim Kurulu olarak 17 kişi gözaltına alındık. 4 gün boyunca gözaltında kaldım.

'BİR DÖNEM BİZİ SÜRGÜN EDEN ZİHNİYET ŞİMDİ HAPİSLE TEHDİT EDİYOR'

2 Ay Sonra Bylock suçlamasıyla tekrar gözaltına alındım. Ve başlayan mahkeme sürecinin sonunda 6 Yıl 3 Ay Hapis Cezası'na çarptırıldım.

Yaşadıklarımı ne kendime ne de çocuklarıma anlatabiliyorum. Üniversite yılları milliyetçi, muhafazakar çizgide geçmiş birisi olarak, şu an korku tünelindeyim.

2001 yılında İstanbul'dan Samsun'a eş durumundan geldiğimde, İmam-Hatip mezunu ve başörtümden dolayı geliş-gidişi olmayan bir köy okuluna sürgün gönderilmiştim.

O dönem beni sürgün eden zihniyet, şimdi ise beni hapisle tehdit etmektedir. Elimizden alınan mesleğimiz, çalınan yıllarımız ve sivil ölü haline getirilmiş hayatlarımız....

Lütfen ölmemiş vicdanlar varsa, bizim sessiz çığlıklarımıza ses versin. Öğretmen bir anne, bir darbede ne yapmış olabilir?"

VAHİZE ÖĞRETMEN'DEN İKİNCİ MEKTUP: HAYATIMIZ BİR CEHENNEME DÖNÜŞTÜRÜLDÜ

Darbecilikle suçlanıp ailesiyle birlikte geleceği karartılan 18 yıllık öğretmen Vahize Eren'in mail yoluyla ilettiği sessiz çığlığına cevaben bir mesaj yazıp yanıt beklemeye başladık.

Zira tutuklanmış olabilirdi ya da darbecilikle suçlanan bir çok kişinin başına gelen kötülüklerle mücadele etmekten yorgun düşmüş...

Bir kaç gün sonra mail kutumuzda beliren ismini görünce sevinsek de yazdıklarını okuyunca durumun her geçen daha da kötüye gittiğini öğrendik.

Vahize öğretmen, yazdığımız mesaja yanıt olarak gönderdiği mailde yaşadıklarını anlatırken yüzbinlerce kişinin sessiz çığlığını bir kez daha duyulur hale getiriyor.

'YAŞADIĞIMIZ MAĞDURİYETLERİ DUYURAMIYORUZ'

Dava dosyasının yargıtayda ön incelemede bekletildiğini belirten Vahize Eren, yaşananları 'soykırım' olarak nitelendiriyor:

"Öncelikle mailime cevap verdiğiniz için çok teşekkür ederim. 15 Temmuzdan itibaren ben ve benim gibi binlerce insanın hayatı bir cehenneme dönüşmüş durumdadır. O günden beri yaşadığımız mağduriyetleri duyurabilmek adına çok mücadele verdim. Ama ne yazık ki, yaklaşık 3 yıldır bir netice alamadım.

Ben ve benim gibi insanlara resmen bir soykırım uygulanmaktadır. Tecavüzcülerin serbest bırakıldığı bir adalet döneminde, ben ve benim gibi insanlar bir telefon programı (baylock) üzerinden 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılmaktadır. Dava dosyam yargıtayda olup, ön incelemede gözükmektedir. Yaklaşık 3 yıldır Artı TV’yi sürekli takip etmekteyim. Demokrat bir çizgide, her kesime cevap hakkı tanımaktasınız.

BU SİSTEM 3 ÇOCUĞUMU HARCIYOR LÜTFEN BİZLERE NEFES OLUN

Lütfen bizlerin de sesi, soluğu olmanızı rica ediyorum. Çünkü uluslararası arenada yazarlar programlar düzenlemekte. Söyleşilerinize Kati Piri de katılmaktadır. Türkiye’de yaşanan insan hakları ihlalleri, her kesimden insanları kapsamaktadır. Sizden ricam lütfen ama lütfen bizlerinde sesi, soluğu olmanızdır. Mahir Mete gibi gencecik, dünya şampiyonlarını harcayan sistem...! Beni ve 3 çocuğumuda harcamaktadır. (binlercesi gibi)... Lütfen bizlere nefes olun... Soluk olun...!"

Öne Çıkanlar