McKinsey ile ilgili ne biliyoruz?

McKinsey ile ilgili ne biliyoruz?
McKinsey'in Türkiye için ne yapacağı henüz tam olarak açıklanmamışken, Erdoğan dün bakanlıkların bu şirketten fikri danışmanlık almayacaklarını söyledi.

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, 20 Eylül 2018 tarihinde açıkladığı yeni ekonomi programında işsizlik enflasyon ve büyüme tahminlerinden bahsetmişti. Bu açıklamalar gündem olurken açıklamanın devamında kullandığı Maliyet ve Dönüşüm Ofisi çok dikkat çekici bir açıklama olarak göze çarpmadı.

Bir hafta sonra Hazine ve Maliye Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, Kamu Dönüşüm ve Maliyet Ofisi için ABD'li yönetim şirketi McKinsey ile çalışacakları açıklandı.

Hazine'den yapılan açıklamada, "Yeni program bünyesinde kurulan Maliyet ve Dönüşüm Ofisi için uluslararası yönetim şirketi McKinsey ile çalışmaya karar verdik. 16 bakanlıktan temsilcilerin bulunduğu bu ofis, tüm hedeflerimizi ve sonuçlarımızı her çeyrekte kontrol edecek" dendi.

Kamu Dönüşüm ve Maliyet Ofisi'nin görevleri Berat Albayrak'ın bu açıklamalarıyla netlik kazanırken McKinsey'in bu ofis için ne yapacağı detaylı olarak bildirilmedi.

KILIÇDAROĞLU: ÖNCE DIŞ GÜÇLER DEDİLER SONRA MCKINSEY İLE ANLAŞTILAR

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'da sert sözlerle McKinsey ile anlaşılmasını eleştiriyor. CHP lideri salı günü yaptığı grup konuşmasında, "Ekonomide kriz çıkınca dış güçler yaptı dediler, sonra Amerikan şirketi McKinsey ile anlaştılar" demişti.

CUMHURBAŞKANI: TALİMAT VERDİM FİKRİ DANIŞMANLIK ALMAYACAKSINIZ

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise partisinin Kızılcahamam kampında McKinsey eleştirilerine ilişkin açıklamalarda bulundu. İsim vermeden McKinsey ile ilgili eleştirilere yanıt veren Erdoğan, "Elbette her türlü yatırıma, her türlü desteğe, her türlü katkıya açığız. Yeter ki bunun bedelini bize, egemenliğimize ve geleceğimize göz dikerek ödetmeye çalışmasınlar. Ülkemizi kendi reçetelerimizle, kendi çözümlerimizle, kendi programlarımızla hedeflerimize ulaştıracağız. Bakan arkadaşların tamamına söyledim. ‘Bu kuruluştan fikri danışmanlık hizmeti almayacaksınız. Biz bize yeteriz’ dedim" dedi.

MEMLEKET DEĞİL PAZAR OLARAK BAKAR

Sözcü Gazetesi yazarı Çiğdem Toker ise McKinsey ile kurulan ilişkinin siyaset ve bürokrasi açısından sorunlu olduğunu söylüyor. Toker, McKinsey'in amacının Türkiye'yi uluslararası yatırımcılar tarafından cazip kılmak olduğunu tarım işçisinin yoksullaşmasının firmayı ilgilendirmediğini anlatıyor.

İşte Toker'in McKinsey'le ilgili değerlendirmesi:

"McKinsey ile siyaset ve bürokrasi arasında kurulan ilişki birçok yönden sorunludur.

Unutmamamız gereken ilk şey McKinsey’nin bir şirket olduğu. Bütün şirketler gibi onun da ilk ve son amacı kârını maksimize etmektir. Dolayısıyla McKinsey’den kamu yararı gözetmesini bekleyemeyiz.

Bir şirketin, para karşılığında bir ülke yöneticilerinin hazırladığı , politikalara tasarruf ve gelir tedbirlerine, bakıp akıl vermesinin ya da bizzat o süreçlerin içinde olmasının tek bir anlamı vardır: O ülkeyi küresel sermaye nezdinde ‘çekici’ kılmak. Bu ‘çekicilik’ köylünün, tarım işçisinin yoksullaşmasıyla ilgilenmez. McKinsey gibi şirketler, bir ülkeye memleket değil pazar olarak bakar. İşin özü budur."

BORATAV: IMF PARA VERİP TEFTİŞ EDER ŞİMDİ MCKINSEY…

İktisatçı Profesör Korkut Boratav IMF'in yıllar önce ekonomide yürüttüğü denetim görevini bu kez McKinsey'in aldığını söylüyor. RS FM'de açıklamalarda bulunan Boratav, "Türkiye şu anda IMF programını uyguluyor çünkü Cumhurbaşkanı’nın onayladığı YEP ve Merkez Bankası’nın faiz artırımı IMF’in programıdır. Tek fark IMF kredi verip teftiş eder. Şimdi teftiş görevini McKinsey aldı" demişti. 

MCKINSEY'E PARA ÖDENDİ, ÖDENDİYSE NE OLACAK?

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak da, "Bundan sonraki süreçte sorular şunlar: Bu şirkete para ödendi mi? Bu şirkete danışılmayacaksa, eğer ödendiyse paralar ne olacak, geri istenecek mi? Bu süreçte özellikle damadın vermiş olduğu beyanlar var. Karşı çıkanlar hakkında 'cehalet' ifadelerini kullandı. Bu şirkete denetleme görevi verilmesinin gündemden kalkması, şirketin Türkiye'nin ekonomiyle ilgili kozmik odalarına girmemesi nedeniyle önemli bir gelişmedir" dedi.

Öztrak, "Zaten baştan bir Amerikan şirketinin ya da yabancı bir şirketin kredibilitesinin arkasına sığınarak yabancıları Türkiye'ye çekme stratejisi yanlıştı. Burada 3 ana başlık var: Bunlardan birincisi demokrasi ve hukukun üstünlüğü, ikincisi ekonomide Türkiye'nin dünyada yarışma gücünü artıracak, istikrarı sağlayacak yapısal reformlar. Üçüncüsü de saydamlık ve hesap verilebilirlik. Bu üçünü bir araya getirip dünyanın önüne güven uyandıran bir program konulması gerekiyor" dedi.

İSTANBUL VE ANKARA’DA İKİ OFİS

Türkiye McKinsey'e yabancı değil… 1980’li yılların ortasında Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) başvuru sürecine yardımcı olduğunu söyleyen McKinsey, 1990’ların ortasında özelleştirme ve 2000’lerin başında da el konulan bankaların yeniden yapılandırılması konularında dönemin yönetimlerine danışmanlık hizmeti verdi. Firmanın İstanbul ve Ankara'da bir ofisi de bulunuyor. (EKONOMİ SERVİSİ)

Öne Çıkanlar