McKinsey saklı gizli işler için mi seçildi?

McKinsey saklı gizli işler için mi seçildi?
Ekonomide denetimin McKinsey'e teslim edilmesine yönelik tepkiler büyüyor. Durmuş Yılmaz, ekonomide zaten olmayan şeffaflığın üzerinin iyice örtüleceğini söyledi.

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın ekonominin denetimini ABD'li McKinsey şirketine teslim etmesine tepkiler çığ gibi büyüyor. Denetimin McKinsey'e verilme gerekçesinin arka planında ekonominin gerçek durumunun hem Türk halkından hem de uluslararası finans kuruluşlarından gizleme amacının yattığından da endişe ediliyor.

İyi Parti Milletvekili ve Merkez Bankası eski Başkanı Durmuş Yılmaz, IMF yerine McKinsey'in tercih edilmesinin ekonomide zaten olmayan şeffaflığın üzerini iyice örteceğini söyledi.

Bakan Albayrak'ın yaptığı açıklamaya göre, iktidarın hedef olarak ortaya koyduğu icraatları uygulayıp uygulamadığını artık ABD'li McKinsey şirketi kontrol edecek. Albayrak'ın ‘dış göz' yoluyla uluslararası finans kuruluşları ve yabancı yatırımcılara güven verip ülkeye döviz çekmeyi hedeflediği ifade ediliyor. Ekonomi yönetiminin bu adımı atarak, dış fonlara güven veremediğini adeta itiraf etmiş olduğu da belirtiliyor.

Dün tepkiler üzerine Hazine ve Maliye Bakanlığı, "IMF programına dönüldüğü gibi akla hayale gelmeyecek değerlendirmeler yapıldı. Danışmanlığın hiçbir icra fonksiyonu ya da yetkisi olmayacaktır. Yeni Ekonomi Programı kapsamında Kamu Maliyesi Değişim ve Dönüşüm Ofisi kurulacak" açıklaması yaptı.

GERÇEK TÜM AÇIKLIĞIYLA GÖSTERİLECEK Mİ?

Merkez Bankası eski Başkanı Yılmaz, bu konudaki kuşkularını Sözcü gazetesine verdiği demete şöyle dile getirdi:

"Dışarıdan döviz ya da yatırımcı çekmek için ekonominize güven duyulmasını istiyor, bunun için de sizin dışınızda dışarıdan bir kuruma icraatlarınızı denetletmek istiyorsanız öncelikle bu kuruma herkesin kesin olarak güven duyması gerekir. IMF bu anlamda uluslararası düzeyde güven duyulan bir kurumdur. IMF'de 180'e yakın ülke var ve yaptıklarında saklı gizli işler dönmez. Board üyesi ülkeler, temsil ettikleri 20-25 ülkeye sürekli bilgi ve hesap verir. IMF, bir ülkeyi denetlediği zaman rapor yayımlar ve bu raporu o ülkenin halkıyla birlikte tüm dünyaya açıklar. IMF'de nelerin yapıldığını, nelerin yapılmadığını şeffaf olarak görürsünüz. O yüzden herkes IMF'ye güven duyar. Ancak bu işi IMF yerine bir şirkete verirseniz orada şeffaflık, açıklık olmaz. Şirket rapor yayımlamaz, gerçek durumu bütün açıklığıyla kamuoyuna da dünyaya da bildirmez."

Yılmaz, "Türkiye durup dururken kendi devlet yönetimine yabancı bir kuruluşu niye ortak ediyor? Sorulması gereken asıl soru bu" derken, iktidarın McKinsey'le anlaşma yaparak, "Ekonomiyi ben iyi yönetemedim, dışarıdan destek aldım" itirafında bulunduğunu ifade etti.

AB YUNANİSTAN'I KURTARMAK İÇİN IMF OLMADAN PARA VERMEDİ

Ekonominin düze çıkarılabilmesi için öncelikle firmaları batmaktan kurtaracak bir çözüm yolu bulunması gerektiğini, bunun için de dış kaynağa ihtiyaç olduğunu anlatan Yılmaz, "IMF ile anlaşma yapılsa, bugün acil ihtiyaç duyulan kaynak IMF fonlarından sağlanabilirdi. Ancak McKinsey'in parası yok. Sözde McKinsey Türkiye'de işlerin yolunda olduğunu, paraların doğru yerde harcandığını rapor edecek, ülkeler ve yatırımcılar da buna güvenip Türkiye'ye para gönderecek. Bu mümkün değil, çünkü Avrupa Birliği ülkeleri de, Çin de, körfez ülkeleri de Rusya da diğer ülkeler de McKinsey'in raporuna güvenip para göndermez. AB Yunanistan'ı kurtarmak için bile IMF'yi devreye sokmadan para vermedi" dedi. (EKONOMİ SERVİSİ)

Öne Çıkanlar