Merkez bankaları para musluklarını tekrar açıyor

Merkez bankaları para musluklarını tekrar açıyor
Küresel kriz sonrası gelişmiş ülke merkez bankaları parasal genişlemeye gitmiş, Türkiye gibi gelişen ülkeler büyük fayda sağlamıştı. Aynı formül bu kez işleyecek mi merak ediliyor.

Geçen hafta açıklanan gelişmiş ülke merkez bankaları kararları ile küresel anlamda yeni bir parasal genişleme dönemine girildi. Her ne kadar bir faiz indirimi gelmese de bu yönde yapılan güçlü açıklamalar küresel piyasaların yönü konusunda etkili oldu.

ABD Merkez Bankası (Fed), Avrupa Merkez Bankası (ECB) ve Japonya Merkez Bankası (BoJ) geçen hafta politika faizleriyle ilgili kararlarını açıkladı. Fed ve ECB faiz indirimine dair önemli açıklamalarda bulunurken, BoJ uygulamada olan genişleyici para politikasına devam etme kararı aldı.

Analistler, küresel büyümenin yavaşladığı, risk iştahının azaldığı, jeopolitik risklerin arttığı bu dönemde gelişmiş ülke merkez bankalarının aldığı kararların gelişmekte olan ülkeler açısından pozitif olacağını tahmin ediyor.

Faiz indirimleri ve varlık alımlarıyla birlikte fonlama maliyetlerinin aşağı gelmesi beklenirken, bu durum gelişmekte olan ülke ekonomilerine daha düşük faiz ödemesi, fonlara daha hızlı ulaşma fırsatı sunarken, doğrudan yabancı yatırımların artabileceği sinyalini de veriyor.

Analistler, Fed’in son açıklamalarıyla birlikte yıl sonuna kadar üç faiz indirimine gitmesini beklerken, dördüncü faiz indiriminin masada bulunduğunu belirtiyor.

ECB Başkanı Mario Draghi, bir kez daha Euro Bölgesi'ni ekonomik durgunluktan çıkarma çabasıyla hukuksal sınırları test edecek. Draghi, geçen hafta ekonomik görünümde iyileşme olmaması durumunda parasal teşvik sözü verdiğinde, seçeneklerden birinin büyük ölçekli hazine tahvili alımına devam etmek olduğunu söylemişti. Draghi, ayrıca bir kurumun ne kadar borç alabileceğine dair yasal sınırın yükseltilebileceğini söylemişti. Bu durum potansiyel bir yasal sorun çıkarabilir, zira bu limitler, ECB'nin hükümetleri fonlamak için para basmasını yasaklayan kanunun dışına çıkmasını önlemek için getirilmişti. Avrupa Briliği’nin en üst düzey mahkemesi parasal genişlemenin yasal olduğunu söylerken, parasal genişlemenin başarısı açısından en büyük alıcılardan biri olduğu için kritik öneme sahip olan Almanya’da ise yargı henüz nihai kararını vermedi.


ABD TAHVİL FAİZLERİ YÜZDE 2’NİN ALTINA GERİLEDİ

Fed ve ECB’nin yaptığı açıklamalar sonrası gelişmiş ülke tahvil getirileri tarihi düşük seviyeleri test ederken, ABD 10 yıllık tahvil faizleri yüzde 1,97 ile 9 Kasım 2016’dan bu yana en düşük seviyesine indi.

Haziran başında 25 baz puan olan ABD 10 yıllık tahvil getirisi ile 3 aylık tahvil getirisi arasındaki fark, Fed açıklamaları sonrası 8 baz puana kadar geriledi.

Analistler, tahvil getirilerindeki bu düşüşün ve 10 yıllık ile 3 aylık tahvil getirileri arasındaki makasın daralmasının Fed’in güvercin açıklamalarıyla doğrudan ilgili olduğunu belirtiyor. ECB’nin de gerektiği takdirde varlık alım programına tekrar başlayabileceğini ifade etmesi sonrası Almanya 10 yıllık devlet tahvili faizleri yüzde eksi 0,3 seviyelerini gördü.

Fed Başkanı Jerome Powell, büyüme için gerekirse "parasal genişleme"nin kullanılabileceğini, ancak önemli olanın uzun vadeli görünüm olduğunu vurguladı. Powell, Fed'in geçici etkenlere aşırı tepki verme yerine, uzun vadeli görünüme bakması gerektiğine dikkat çekti ve ekledi: "Birçok Fed yetkilisi, daha genişlemeci, destekleyici politika için nedenin biraz daha güçlendiği yargısına vardılar. Bununla birlikte para politikasının tek bir ayrıntıya ya da güvendeki kısa vadeli dalgalanmalara aşırı tepki vermemesi gerektiğinin de bilincindeyiz. Bunu yapmak, görünüme daha fazla risk eklemek olur."


NEGATİF GETİRİLİ BORÇLANMA ARAÇLARI 12 TRİLYON DOLARI AŞTI

Azalan risk iştahıyla birlikte tahvillere olan talep artarken, negatif getirili borçlanma araçlarında yeni rekorlar da kırılmış oldu.

Analistler, 2016’da tarihi zirvesini gören negatif getirili borçlanma araçları piyasa değerinin haziranda 12 trilyon doların üzerine çıktığını ve rekor tazelediğini dile getiriyor. İlgili varlıkların piyasa değeri 2018’de 6 trilyon dolar seviyesindeydi.

ECB bankaların ellerindeki parayı ekonomiye aktarmalarını istediği için bankalarda tutulan rezervler için yüzde 0,4 vergi alıyor. Dolayısıyla bankalar bu ödeme zorunluluğundan kurtulmak için risk seviyesi düşük diğer enstrümanlara yöneliyor.

Almanya’nın 10 yıllık tahvil faizinin yüzde eksi 0,3 seviyesine gelmesinin sebeplerinden biri finansal kuruluşların bu masraflardan kurtulmak için uzun dönemli tahvillere olan talebinden ileri geliyor.

ECB’nin son toplantıda altına çizdiği varlık alımlarına devam edebileceği vurgusunun, tahvil getirileri ve ekonomi üzerinde önemli etkilere sahip olması bekleniyor. Böylece negatif bölgede olan getiri seviyelerinin daha düşük seviyelere gelmesi halinde, yatırımcıların başka yatırım araçlarına yönlenmesi bekleniyor.

PARASAL GENİŞLEME SONRASI DOĞRUDAN YABANCI YATIRIM ARTIYOR

Küresel finans krizi sonrasında gelişen ülke merkez bankalarının parasal genişlemeye gitmesiyle Türkiye’nin de aralarında olduğu gelişmekte olan ülkeler büyük fayda sağlamıştı.

Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Örgütü’nün (UNCTAD) 2019 raporuna göre küresel ekonomide gelişmekte olan ülkelere gelen doğrudan yabancı yatırımlar (DYY) 2006’da 404 milyar dolar seviyesindeyken, 2008 krizinden sonra yaşanan parasal genişleme döneminde önemli artış kaydetti.

Gelişmekte olan ülkelere yapılan doğrudan yabancı yatırımlar 2010’da 622 milyar dolara, 2014’te 677 milyar dolara ve 2015’te 729 milyar dolara ulaştı.

Parasal genişleme sürecinin sonuna gelindiği 2016 yılında gelişmekte olan ülke ekonomilerine gelen DYY tutarı 656 milyar dolara gelirken, 2018 itibarıyla 706 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. (HABER MERKEZİ)

Öne Çıkanlar