'MİT, Yalçın Özbey'in Abdi İpekçi cinayetiyle ilgili ifadesini gizledi'

'MİT, Yalçın Özbey'in Abdi İpekçi cinayetiyle ilgili ifadesini gizledi'
Abdi İpekçi davasının avukatı Turgut Kazan dava sürecine ilişkin önemli bilgiler verdi: Yalçın Özbey'le görüşen MİT ifadeyi gizledi. İpekçi'nin ölümü kirli bir oyunun sonucu.

ARTI GERÇEK - Milliyet gazetesinin kurucu Genel Yayın Yönetmeni Abdi İpekçi, 1 Şubat 1979'da uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetti. İpekçi'nin katledilişinin 40. yıl dönümünde dava sürecine ilişkin konuşan Avukat Turgut Kazan, 1995'te cinayetin sanığı olarak tutuksuz yargılanan ve Almanya'da uyuşturucu suçu nedeniyle tutuklanan Yalçın Özbey'in MİT mensuplarıyla görüştüğünü, ancak o görüşmede anlattıklarının gizlendiğini belirtti. Kazan, "İpekçi cinayeti çok kirli bir olaydı" dedi.

Artı TV'de yayınlanan Gün Başlıyor programına katılan Avukat Turgut Kazan, cinayet soruşturmasına ilişkin önemli bilgiler verdi. Abdi İpekçi cinayetinin 12 Eylül'e hazırlık sürecinde gerçekleştiğini belirten Kazan, "Milliyet gazetesi satılmak isteniyordu. Abdi İpekçi etkin biriydi. O buna 'hayır' deyince, bu satış önleniyor. Abdi İpekçi'nin etkinliğini ezip geçmek için planlanmış bir cinayet olma ihtimali de yüksek" dedi.

'DAVA SÜRECİNDE İNANILMAZ ŞEYLER YAŞANDI'

İpekçi ailesinin avukatı olan ve dava sürecinde yaşananları anlatan Kazan, "Ben ailenin vekili sıfatıyla tanık oldum. İnanılmaz şeyler yaşandı dava sürecinde" dedi.

İpekçi cinayeti kapsamında 20 yıl hapis istemiyle tutuksuz olarak yargılanan ve daha sonra gittiği Almanya'da başka bir suçtan tutuklanan Yalçın Özbey'e ilişkin bazı ayrıntıları anlatan Kazan şunları söyledi:

YALÇIN ÖZBEY, 'YETKİLİLERE HER ŞEYİ ANLATTIM'  DEDİ

"Dava sürecinde Yalçın Özbey olayı çıktı. Yalçın Özbey cinayetin ortak sorumlularının başta geleni. Arabasıyla kaçıran, banka hesabına para yatıran, Mehmet Ali Ağca'yla ortak hesap açan bir adam. Onu kaçırdılar, kurtardılar. O anlı şanlı bir uyuşturucu işi yapıyor Almanya'da. Aynı zamanda Almanya hesabına çalıştığı da anlaşılıyor. O Almanya'da yatarken, 'Türkiye'deki yetkililere her şeyi anlatacağım' diyor. Cezaevi yönetimi bunu elçiliğe bildiriyor. Elçilikten gelen yetkililer de bunu dinliyor. Sonra 'çok önemli açıklamalar' diyorlar. Yalçın Özbey daha sonra serbest kalınca sanırım Belçika'ya geçiyor. Orada gazeteciler ona İpekçi cinayetini sorunca, 'Ben yetkililere her şeyi anlattım' diyor.


[Abdi İpekçi cinayeti sanıkları Mehmet Ali Ağca ve Yalçın Özbey]

'İKİ MİT GÖREVLİSİ SAVCILIKTAN GİZLİ ŞEKİLDE YALÇIN ÖZBEY'LE 4 GÜN GÖRÜŞTÜ'

Gazetelerde 'ben her şeyi anlattım' haberi çıkınca Fikri Sağlar bir soru soruyor dönemin İçişleri Bakanı'na. O dönem sanırım İçişleri Bakanı Murat Başesgioğlu. O da cevap veriyor. Anlatıyor, 'işte başvurmuş, elçilikten gelip dinlemişler, Dışişleri Bakanlığı'na bildirmişler, Dışişleri de 'gidilsin dinlensin' demiş. Yalçın Özbey tutuklu. Mehmet Ağar Emniyet Genel Müdürü. Mahkemeye, savcıya söylemeden Emniyet Genel Müdürlüğü'yle, MİT anlaşıyor, İki MİT görevlisi ve orada bulunan bir Emniyet görevlisi gidiyor. 3 Şubat, 4 Şubat, 6 Şubat, 8 Şubat 1995 tarihinde 4 gün Yalçın Özbey’le konuşuyorlar. İçişleri Bakanı söylüyor bunları. Daha sonra ifadesi gönderiliyor Türkiye'ye. Ama davanın savcısına gönderilmiyor. Bunun bir dosyası var. Savcılığı niye haberdar etmiyorsunuz, gidiyorsunuz 4 gün dinliyorsunuz."

EMNİYET 'ÖNEMLİ BİR ŞEY YOKTU İMHA ETTİK' DEDİ

İçişleri Bakanlığı'nın bu yanıtları üzerine Yalçın Özbey'in ifadelerinin mahkemeye gönderilmesini istediklerini belirten Kazan, "Mahkemeye yazı gönderen Emniyet, 'içinde önemli bir şey yoktu imha ettik' dedi. Burada soru işareti düşünmez misin? Biz de 'O zaman Yalçın Özbey'le görüşenleri dinleyelim' dedik. O görüşmeye katılan Emniyet görevlisi dinlendi. Dedi ki 'Valla MİT'çiler dinledi, ben orada oturdum görevliyle çay içtim.'

'MİT MENSUPLARI 'GÖRÜŞMEYİ HATIRLAMADIKLARINI SÖYLEDİ'

Biz de, 'O zaman MİT mensupları dinlensin' dedik. Onların dinlenmesi için Müsteşarlık'tan izin gerekiyordu. Müsteşarlık izin verdi. İki MİT mensubu dinlendi. Onlar da 'hiçbir şey hatırlamadıklarını' söyledi. 'Biz Yalçın Özbey'in Abdi İpekçi olayıyla ilgisi olduğunu bilmiyorduk' dediler. Şimdi bir MİT düşünün ki, Yalçın Özbey'i dinliyor, ifade alıyor ama 'Biz onun Abdi İpekçi'yle ilgili bir araması olduğunu bilmiyorduk' diyor."

DAHA ÖNCE TEŞHİS EDEN KİŞİ, MAHKEMEDE 'HATIRLAMIYORUM' DEDİ

Kazan, olayın faillerinden Oral Çelik'i daha önce teşhis eden bir kişinin daha sonra tanıklık yapmak istemediğini, korktuğunu belirttiğini de anlattı. Kazan, "Bu kişi 'Korkuyorum, tanıklık yapmayacağım' dedi. Ama zorla getirildi tanıklık için mahkemeye. Fakat, teşhis edemedi, daha önce etmişti ama mahkemede 'hatırlamıyorum' dedi, anlatamadı" şeklinde konuştu.

'İPEKÇİ OLAYINDA KİRLİ BİR OYUN VAR'

Dava sürecinde yaşananlara ilişkin, "Bütün bunlar kirli bir şeyler olduğunu gösterdi" diyen Kazan, "Mesela MİT’ten mahkemeye Yalçın Özbey'le yaptıkları görüşmeye ilişkin gönderilen tutanaklar var. Özbey'le 1995 yılında görüşülmüş ama mahkemeye 1994 yılının tutanakları gönderilmiş. Yalçın Özbey'in gönderilen ifadeleri uyuşturucuyla ilgili. 1995'teki görüşme metinleri yerine 1994'tekileri gönderdiler" dedi.

'EMNİYET, YALÇIN ÖZBEY İSMİ GEÇMEYEN BİR YAZI İSTEDİ'

Dava sürecinde yaşadığı önemli bir olayı da ilk defa paylaşan Kazan, "Bu tarihe nottur, ilk defa burada söyleyeceğim" diyerek şunları anlattı:

"Ankara'da emniyet müdürlüğü de yapmış avukat bir arkadaşım bir gün bana telefon etti. 'Turgut Bey, bugünlerde Ankara'ya gelecek misiniz' dedi. Ben önemli bir şey olduğunu düşünerek gittim. Bu avukat arkadaşım, Ankara Emniyet Müdürlüğü'ne telefon etti. Emniyet'ten birini bürosuna davet etti. Biri geldi, dedi ki 'Ben sizinle görüşmek istemiştim. Size diyecektim ki; Mahkemeden bir karar çıkarttırsanız ama içinde Yalçın Özbey olmasın. Bize Yalçın Özbey'in ismi olmayan bir yazı gönderilsin, biz de o yazıya göre onu göndersek. Yalçın Özbey adı geçerse işlemez. Size bunu söyleyecektim. Ama dünkü seçim sonuçlarından sonra bunu da yapamayız. Çünkü seçimlerde Bülent Bey'in partisi birinci, MHP de ikinci parti çıktı. Seçim sonuçlarına bakarak böyle bir şeyi de artık yapamayız' dedi. Bütün bunlar kirli bir oyunu gösteriyor. Ama ne yazık ki bu çözülemiyor."

 

Öne Çıkanlar