Muhalefet neden ‘omerta’da anlaştı?

Muharrem İnce, Meral Akşener, Temel Karamollaoğlu ve Kemal Kılıçdaroğlu kamuoyuna açıklama yapmak zorundalar.

Bilgisayar Mühendisleri Odası bir rapor açıkladı. Çok çarpıcı tespitlerle dolu.

24 Haziran seçimlerinin veri bütünlüğü açısından analizinin yapıldığı raporda öyle örnekler var ki, dudak uçuklatacak cinsten.

4 Ekim’de yayınlanan "24 Haziran 2018 Seçim Sonuçları Veri Analizi" başlıklı raporda, Oda’nın geliştirdiği özel bir yazılımla YSK’nın sandık sonuçları ile sayım sonuç tutanakları ve sayım döküm cetvelleri karşılaştırılmış.

Hata oranı için yüzde 60 gibi yüksek bir eşik belirlenerek 2 bin sandığın verileri karşılaştırılmış.

Yüksek bir sapma oranından hareket etmelerinin nedeni, analizi daraltarak yalnızca en vahimlerini saptamak.

Bu 2 bin sandıktan 250’sinde müthiş tutarsızlıklar, oy kaydırmaları ve çeşitli usulsüzlükler saptanmış.

Örneğin Konya Ereğli’nin Mehmet Akif Mahallesi’ndeki bir okulda 4 ayrı sandık var ve imkansız gerçek olmuş, bütün sandıklardaki oy tercihleri birebir aynı çıkmış.

Başka bir örnek; Sarıyer Kireçburnu’nda iki ayrı sandıktaki veri girişleri birbirinin aynı.

Bu örneklerde sandık numaraları da var.

Basbayağı kes-yapıştır yapılmış ikiz tutanaklar tespit edilmiş.

Çoğunda YSK’ya girilen sandık seçim tutanağı ile YSK bilgisayarından çıkan sonuç çok farklı.

Merak eden Bilgisayar Mühendisleri Odası’nın internet sitesinden tüm ayrıntıları görebilir.

İncelenen sandık sayısına bakıldığında yüzde 10’unun sonuçları hatalı demek.

Yani 14 bin seçmenin oyu…

Bu da yüzde 60 eşiğinde ortaya çıkan rakam. Yüzde 40, yüzde 30, yüzde 20 hatalı veri üzerinden inceleme yapılsa ne çıkar, tahmin etmek zor değil.

Bu kadarıyla bile tespit edilen rakam, cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki oy farkından bile fazla.

Toplam sandık sayısının yüzde 10’ununun gerçek seçmen tercihini yansıtmadığı düşünülürse ‘milli irade’nin figüran olarak kullanıldığı açık.

Yalnız AKP tarafından değil CHP tarafından da.

Bunun en çarpıcı örneği CHP İstanbul İl Başkanlığından alınan verilerle YSK tutanaklarının karşılaştırılmasında görülmüş.

Oy sayılarında ve toplamlarında öyle oynamalar olmuş ki, elle yapılan müdahalede yazıyla yazılan sayıları değiştirmek zor olduğundan gerçeği yazılı olarak kalmış ama rakamları değiştirmişler. Ve bir sandıkta CHP’nin oyu 266’dan 246’ya inmiş.

Örnek çok.

En vahimi, Mühendis Odası’na göre gözle görülecek kadar açık olan bu sapmalara ilişkin CHP’nin tek bir itirazının olmaması.

Yalnız CHP’nin değil, diğer muhalefet partilerinin de.

Ama CHP’nin farkı şu; bu hilelerin olacağına dair seçimlerden önce ellerine belgelerin bile ulaşmış oluşu.

Şimdi sıkı durun; asıl bomba CHP PM Üyesi Haluk Pekşen’den.

CHP, elinde 24 Haziran gecesi seçimlerin 2. tura kaldığına ilişkin kesin veriler olmasına rağmen yenilgiyi kabul etmiş.

Pekşen o geceye ilişkin önemli ayrıntılar anlattı:

"Fikri Sağlar, Hüsnü Bozkurt, Eren Erdem ve başka bazı partililerle beraber izledik seçim sonuçlarını. Saat 00.32’de Bülent Tezcan ve ekranlara çıkıp, seçimleri Erdoğan’ın kazandığını açıkladı.

Bunun üzerine Fox TV’ye bağlanıp, YSK’dan gelen sonuçların gerçek değil bir simülasyon olduğunu ve seçimlerin 2. Tura kaldığını söyledim. Çünkü bu açıklama yapıldığı sırada 40 bin sandık henüz açılmamıştı.

Ve o saatlerde, açılmayan sandıklara rağmen elimize ulaşan veriler tam tersini gösteriyordu. Cumhurbaşkanlığı seçimleri kesinlikle 2.tura kalmıştı."

Pekşen’in Fox TV’deki tepkisinden sonra CHP’nin bir genel başkan yardımcısı arayarak, haklı olduğunu ve yeni bir açıklama yapılacağını söyler ama gelen tek açıklama "adam kazandı" olur.

Pekşen, seçimlerin 2.tura kaldığını parti yönetiminin bildiğini ama ne olduysa, gece yarımdan sonra seçim kurullarının partililer tarafından terk edildiğini söylüyor.

Önceki yazılarımda bahsettiğim CHP’nin ODTÜ’lü bilişimcilere hazırlattığı bir rapor daha vardı. Onda da sonuçlar farksız değildi.

CHP ne hukuksal bir adım atmış ne de raporu kamuoyuna açıklamıştı.

Artık gerek de kalmadı.

Bilgisayar Mühendisleri Odası’nın raporu çok daha geniş ve ayrıntılı olduğu kadar, somut örneklerle dolu.

Bu raporu da CHP görmezlikten geliyor ve asla gündeme getirmiyor.

Yalnız 24 Haziran değil, önceki seçimlerde de usulsüzlük yapıldığını bilen, tek bir tutanağa itiraz etmeyen, hepsinin ötesinde 2. tura kalmış bir seçimi AKP’ye teslim ederek, yeni rejime payanda olan bir partinin şimdi farklı davranması beklenemez elbet.

Tamam da "seçmeni uyarma" pişkinliği de fazla artık.

Kamuoyuna hesap vermek zorunda olan ta kendileri!

Meral Akşener, Muharrem İnce, Temel Karamollaoğlu ve Kemal Kılıçdaroğlu yani "Millet İttifakı" 24 Haziran gecesini ve kanıtlanmış seçim usulsüzlüklerine rağmen sessizlik yasasında buluşmalarının nedenini açıklamak zorunda.

Bilgisayar Mühendisleri Odası’nın raporu aslında Yargıtay Başsavcılığını kendiliğinden harekete geçirecek bir suç duyurusuyken, muhalefetin sessizliği suç ortaklığından başka anlam taşımaz.

Özellikle CHP ve Muharrem İnce kamuoyuna, ikinci tura kalmış seçimleri bu ‘yerli ve milli’ ittifakın hangi kanadına teslim ettiğini, ne karşılığında teslim ettiğini açıklamalı.

Açıklamazsa da kendi bilir.

Bizzat CHP’nin tarihi seçmeni figüran yerine koyan partilerin baraj altına çakılmasının örnekleriyle dolu.

Ayrıca Oda’nın raporu bir şehir efsanesini de çürüttü. Başına ne gelirse gelsin AKP’ye oy veren bir seçmen kitlesi olmadığı gibi her koşulda tıpış tıpış oy vermeye gidecek CHP seçmeni de yok.

Yerel seçimlerde yaşayacağı hezimet CHP’ye ders olur belki diyeceğim ama zaten seçmeni de ülkeyi de çoktan teslim etmişler yeni rejime.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi