Name Öztürk'e 'meşru savunma'dan beraat değil 10 yıl ceza verildi

Name Öztürk'e 'meşru savunma'dan beraat değil 10 yıl ceza verildi
Meşru müdafaa hakkını kullanan Name Öztürk'ün istinaf mahkemesindedeki karar duruşması görüldü. Mahkeme, Öztürk'e verilen cezayı fazla bularak 10 yılla cezalandırılmasına karar verdi.

Evlendiği boyunca ve boşandıktan sonra şiddet uygulayan eski eşi Kazım Aydemir'i kendisini savunmak için öldürmek zorunda kalan Name Öztürk'ün karar duruşması İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi'nde görüldü. Duruşmayı SKM İl Sözcüsü Ezgi Bahçeci, ESP İl Başkanı Pınar Türk, ÖGK Merkezi Koordinasyon Üyesi İlknur Çetin, Anarşist Kadınlar ve birçok kadın izledi.

Maktul avukatı Cemal Polat, cinayetin kıskançlık cinayeti olduğunu ileri sürerek, Öztürk'ün "kasten öldürmek"ten cezalandırılması gerektiğini savundu. 

DAHA FAZLA İNDİRİM İSTEDİ

Savcı, geçen celse mütalaasını tekrarlayarak, yerel mahkemenin yaptığı indirimi az buldu ve daha fazla indirim uygulanması gerektiğini belirtti. Öztürk'ün avukatı Zeynep İnce Gürhan, olayın meşru müdafaa sınırları içeresinde olduğunu dile getirerek, "Maktulün karnının altında ateşlemeye hazır vaziyette silah bulunmuştur. Müvekkilim o silahın ateşleneceğini anladığından dolayı hayatını kurtarmaya çalışmıştır" diye belirtti. 
 
‘ÖLMEMEK İÇİN ÖLDÜRMEK ZORUNDA KALMIŞTIR’ 
 

Öztürk'ün avukatı Didem Işın Mordeniz, silahın olaydan sonra olması gerektiği koşullarda sağlanmadığını ve bilimsel bir delil olmaktan çıktığın söyleyerek, şunları söyledi:  "Tanık polislerden birinin beyanına göre olay yerine gittiklerinde maktulün elinde silah olduğunu gördüklerini söylemiştir. Çocuklar babalarının ellerinde silah olduğunu görmediklerini söylemiştir ama çocuklar annelerinin elinde bıçak da görmemişlerdir. Müvekkilimiz olaydan sonra kayınbabası aramış, kayınbabası da 'İyi yapmışsın kızım, ancak böyle kurtulursun bu adamdan' demiştir. İstanbul Üniversitesi'nin verdiği ATK raporunda ise müvekkilimizin yıllarca her türlü şiddete maruz kaldığı bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Müvekkilimiz Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları hastanesine yatmış ama buradan maktul tarafından tedavisi tamamlanmadan çıkarılmıştır. Ölmemek için öldürmek zorunda kalmıştır müvekkilimiz."
 
'ŞİDDETE RAĞMEN BOŞANMALARINA İZİN VERMİYOR’ 

Avukat Diren Cevahir Şen, ATK raporunun şiddeti belgelediğini vurgulayarak, "Müvekkilimiz daha önce darp raporu almıştır. İki kez polise gidiyor. İlki hamilelik döneminde polisler tutanak bile tutmadan 'Hamilelikte eşinin ihtiyaçlarını karşılayamıyorsundur, olur böyle şeyler' diyerek geri gönderiyorlar. İkinci kez gittiğinde de kolluk tarafından 'Kocanla biz konuşuruz' denilerek tekrar şiddet cenderesinin içine atılıyor. Müvekkilimiz ailesinden gizlice boşanıyor. Çünkü; hem kendi ailesi hem de maktulün ailesi tüm bu şiddeti bilmelerine rağmen boşanmalarına izin vermiyorlar" dedi.  Maktulün Öztürk'ü defalarca aldattığını dile getiren Şen, "Maktul müvekkilimin ablasına ve annesine tecavüz etmekle tehdit etmiştir. İstanbul Sözleşmesi gereği kolluğun kadını koruması gerekirken bunu yerine getirmemiştir. Müvekkilim haksız saldırıyı defetmek istemiş, tasarlayarak yapmış olsaydı bu şiddete yıllarca katlanmazdı" diye konuştu. 

‘BERAAT ETMESİNİ İSTİYORUM’

Avukat Sezin Uçar ise şu "Yerel mahkemenin gerekçeli kararı bile eylemin meşru müdafaa olduğunu gösteriyor. Kuvvete kuvvetle karşılık vermek hukukta var olan bir şey ve meşru müdafaadır. Meşru müdafaayı hukuk düzeni kamu düzeni için korumak zorundadır. Fiili saldırıyı maktulün başlattığı çok belli. Çocuklar babalarının annelerini defalarca öldürmeye teşebbüs ettiğini anlatmıştır. Müvekkilimin meşru müdafaadan beraat etmesini aksi takdirde 'meşru müdafaanın sınırının aşılmasından' değerlendirilmesini istiyorum" dedi. 

Mahkeme heyeti, Öztürk’e verilen cezayı fazla bularak "haksız tahrik" indiriminin daha fazla verilmesine karar verdi. Heyet, yerel mahkemesinin verdiği 12 yıl 6 aylık cezayı bozarak, 10 yıl ceza verdi.

‘TEMYİZ DİLEKÇEMİZİ VERECEĞİZ’

Kararın ardından avukatlar mahkeme önünde açıklama yaptı. Açıklamada avukatlar beraat verilmesi gerektiğini söyledi. Avukatlar, "Cezası düşürüldü ama biz buna itiraz edeceğiz. Name'yi korumadılar, Nevin, Çilem gibi kadınlar sadece hayatlarına sahip çıkıyorlar. Name ya ölecekti ya da sağ çıkacaktı. Biz kadın dayanışması ile bu davayı yürüttük. 15 gün içinde Yargıtay’a temyiz dilekçemizi vereceğiz. Erkek adalet değil, gerçek adalet demeyi sürdüreceğiz" dedi. (MA) 

Öne Çıkanlar