'Gazeteciler Afrin haberlerinden dolayı yargılanıyor'

'Gazeteciler Afrin haberlerinden dolayı yargılanıyor'
Özgürlükçü Demokrasi gazetesi çalışanlarının duruşmasında hakimin 'Gönüllü muhabirleriniz kim?' sorusu dikkat çekerken, bir kişi hakkında tahliye kararı çıktı.

Nalin ÖZTEKİN


ARTI GERÇEK - Mart 2018’de kayyım atanan, 8 Temmuz 2018'de ise KHK ile kapatılan Özgürlükçü Demokrasi gazetesinin 6'sı tutuklu 14 çalışanının yargılandığı davanın ilk duruşması Çağlayan Adliyesi'ndeki 23. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Gazetenin Afrin operasyonu döneminde yaptığı haberler nedeniyle suçlanan gazetecilerden Pınar Tarlak'ın adli kontrol şartıyla tahliyesine, diğer 5 sanığın tutukluluk hallerinin devamına karar verildi. 

Kayyım atandıktan sonra yapılan operasyon kapsamında gazetenin İmtiyaz Sahibi İhsan Yaşar ve Yazı İşleri Müdürü İshak Yasul’un da aralarında bulunduğu 6 kişi tutuklanırken 14 kişi hakkında dava açılmıştı. 6 ay sonra ilk kez hakim karşısına çıkarılan gazetecilere, haber kaynakları ile yaptıkları görüşmeler ve Ocak ayında başlayan Afrin operasyonuna ilişkin haber ve fotoğraflar suçlama olarak yöneltildi. 14 gazeteci, 'Örgüt üyesi olmak', 'Örgüt propagandası yapmak', 'Örgüt yayınlarını basmak ve yayımlamak' suçlamalarıyla yargılanıyor. 

DURUŞMA ÖNCESİ AÇIKLAMA

Duruşma öncesi Çağlayan Adliyesi C Kapısı önünde bir açıklama yapıldı. Özgür Gazeteciler İnisiyatifi'nin çağrısıyla yapılan açıklamaya DİSK Basın-İş, TGS , Mezopotamya Kadın Gazeteciler İnisiyatifi üyeleri katıldı. Açıklamaya HDP Milletvekili Ali Kenanoğlu, Züleyha Gülüm ve Ahmet Şık da destek verdi.

'BU İDDİANAME İKTİDARIN SÖYLEMLERİ DIŞINDA HABER YAPAMAZSINIZ DİYOR'

Burada konuşan Özgür Gazeteciler İnisiyatifi Sözcüsü Hakkı Boltan, "Bu iddianamede 'iktidarın söylemleri haricinde haber yapamazsınız, gerçeği söyleyemezsiniz' diyorlar. Topyekûn gazetecilik mesleğini yargılamaya kalkıyorlar. 52 sayfasını haber ve röportajların oluşturduğu 62 sayfalık iddianamede gazetecilik suç sayıldı. Suçlamaya konu edilen haberlerin başına 'sözde' ifadesi eklendi" dedi.

'BASININ SUSTURULDUĞU ÜLKEDE ADALETTEN BAHSEDİLEMEZ'

Açıklamaya destek veren HDP Milletvekili Ali Kenanoğlu ise "Eğer basın susturuluyorsa, doğru bilgiye ulaşma, haber alma kaynakları susturuluyorsa, o ülkede haktan, hukuktan, adaletten, eşitlikten bahsetmek mümkün değildir" dedi.

'HİÇBİR SOMUT DELİL YOK'

6'sı tutuklu 14 gazetecinin yargılandığı davanın ilk duruşması kimlik tespitiyle başladı. İlk savunmayı gazetenin İmtiyaz Sahibi İhsan Yaşar yaptı.

Mahkeme heyeti sanıklara gazetede çıkan haber başlıklarını sordu. Okunan başlıkların çoğunluğunun Afrin operasyonu hakkındaki haberlerle ilgili olması dikkat çekti.

Daha sonra Sorumlu Yazı İşleri Müdürü İshak Yasul'un savunmasına geçildi. Yasul savunmasında, "Gazeteci, bir olayın, olgunun tüm yönlerini göstermek zorundadır. İddianamede 'talimat var' deniyor. Buna dair somut hiçbir delil yok" dedi. 

Mahkeme heyeti ise gazetenin haber kaynaklarını sorarak "Hep aynı kaynaktan gidiyor ve TSK'yı aşağılayan haberler yapılıyor" dedi.

Daha sonra Hicran Ürün'ün savunmasına geçildi. Ürün gazeteci olduğunu belirterek, özellikle kadın haberleri yaptığını söyledi. Ürün, gazetedeki haberlerin uluslararası basında da yer alan konular olduğunu vurguladı.

'GAZETE ÇALIŞANI OLDUĞUM İÇİN TUTUKLANDIM'

Pınar Tarlak ise savunmasında "Tutukluluk sebebim Özgürlükçü Demokrasi gazetesinin sigortalı bir çalışanı olmam. Gazetede sekreterlik, ön muhasebe işlerini yapıyorum. Personel sorumlusu değilim" dedi. 

MAHKEME BAŞKANI: GÖNÜLLÜ MUHABİRLERİNİZ KİM?

Mahkeme Başkanı'nın Tarlak'a "Sizin gazetede gönüllü muhabirlik denen bir şey var. Kimdir bunlar" diye sorması da dikkat çekti.

'BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ YOKSA, DEMOKRASİNİN AYAĞINA TAŞ BAĞLANMIŞ DEMEKTİR'

Sanık Mehmet Ali Çelebi ise savunmasında "Basın özgürlüğü çerçevesinde toplumsal hakikatleri yansıtmaya çalışıyoruz. Evrensel basın ilkelerini temel alıyoruz. Basın özgürlüğü yoksa demokrasinin ayağına taş bağlanmış demektir. Basının sesinin kısılması demokrasinin sesinin kısılması anlamına geliyor" dedi.

Tutuksuz sanıklardan Ramazan Solak ise savunmasının ardından beraatini talep etti.

'BİZİM ÜZERİMİZDEN GAZETECİLİK MESLEĞİ YARGILANIYOR'

Daha sonra savunma yapan Reyhan Hacıoğlu, kendileri üzerinden gazetecilik mesleğinin yargılandığını belirterek, hakkındaki iddialara yanıt verdi. Suçlama konusu yapılan röportajlarının PKK Lideri Abdullah Öcalan ile ilgili olduğunu belirten Reyhan, "2013'te PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın başlattığı süreçteki söylemleri ve çözümü tüm dünyada konuşuldu. Bu durumu Erdoğan da dillendirdi. Bu neden suç olsun" diye sordu.

Duruşmada sanık savunmalarının ardından avukatların savunmalarına geçildi.

'TEKZİP EDİLMEYEN HABERLER NEDENİYLE YARGILANIYORLAR'

Savunma yapan Avukat Özcan Kılıç "Afrin operasyonuna ilişkin haberler cımbızlanarak dosyaya konmuştur. Haberde bir sorun varsa buna tekzip gelir. Ama hiçbir tekzip gelmedi. Peki neden bu haberler şimdi yargılanıyor" diye sordu. 

1 GAZETECİYE TAHLİYE, 5 GAZETECİNİN TUTUKLUĞUNA DEVAM KARARI

Savunmaların ardından verilen aradan sonra kararını açıklayan mahkeme heyeti, tutuklu gazetecilerden Pınar Tarlak’ın denetimli serbestlikle tahliyesine, diğer tutuklu sanıklar Hicran Ürün, İhsan Yaşar, İshak Yasul, Mehmet Ali çelebi ve Reyhan Hacıoğlu’nun ise tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı 6 Aralık 2018 tarihine erteledi.

'GAZETECİLER AFRİN OPERASYONUNU ELEŞTİREN HABERLER NEDNEİYLE YARGILANIYOR'

Bugün görülen duruşmaya ilişkin Artı Gerçek'e konuşan Yeni Yaşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Çağdaş Kaplan, gazetecilerin Afrin operasyonuna ilişkin hükümet politikalarını eleştiren haberlere yer verdikleri için yargılandıklarını belirterek, "Böyle bir yargılama yapılamaz" dedi.

Kaplan şöyle konuştu:

"Arkadaşlarımız savunmaya başlarken bugünün 12 Eylül darbesinin yıl dönümü olduğunu hatırlattı. Karanlık bir dönemin üzerinden 38 yıl geçti. 'O dönemi kapattık' deniyor ama bugün burada gazeteciler yargılanıyor. 68 sayfalık iddianamenin 57 sayfası haberlerden oluşuyor. Mahkeme de bunu kabul ediyor. Mahkeme başkanı 50'ye yakın haber başlığı okdu. Tamamı Afrin'e operasyonuyla ilgiliydi. Bu haberlerin başlığında, spotunda operasyon kararı eleştirilmiş. Şunu duyduk mahkeme başkanından; 'TSK'yı, Türkiye Cumhuriyeti'ni eleştiren haberleri bir gazeteci olarak yayınlamaktan üzüntü duymadın mı?' Bu bir mahkeme başkanının soracağı soru olamaz. Hakim diyor ki; 'Haberler tek taraflı yapılmış.' Ama bu haberlerde TSK'nin açıklamalarına da yer verilmiş. Arkadaşlarımız, 'TSK'nin yaptığı bir operasyonu neden eleştirdiniz' denilerek yargılanıyor. Bir mahkeme bunu yargılayamaz. Bu operasyona dair görüşler alıp, bunu haberleştirmişler. Bunun suçlama konusu yapılması kabul edilebilir değil. Niyet sorgulayarak yargılama yapılmaz. Mahkeme başkanı iddianamenin dışına çıkarak sorular soruyor. Duyulmadık görülmedik şeyler var. 'Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin ilkelerini açıklar mısın' gibi sorular var. Bu iddianame gazetecilere; 'Hükümet bir operasyon kararı aldı, sadece bu operasyon kararının propagandasını yapabilirsiniz' diyor."

Kaplan iddianamede yer alan 'sözde haber' ifadesi için de şunları söyledi:

"Bu ülkede 'özde vatandaş', 'sözde vatandaş' tartışması da yapılmıştı bir zamanlar. Bu ifadeyi kullananlar 'Biz size bir tanım yapıyoruz Bizim dediğimiz gibi yaptığınız haberlere özde, buna uygun olmayana sözde haber deriz' demiş oluyorlar" yapana özde yapılmayana sözde deriz demiş oluyor."

 

 

Öne Çıkanlar