Salih Müslim: Öcalan’ın 'Türkiye’nin hassasiyetleri' dediği şeyleri saygıyla karşılıyoruz

Salih Müslim: Öcalan’ın 'Türkiye’nin hassasiyetleri' dediği şeyleri saygıyla karşılıyoruz
PYD'nin eski eş başkanı Müslim, 'Türkiye kendi içindeki Kürt sorununu çözseydi bize bu kadar düşmanlık etmezdi' dedi.

PYD’nin eski eş başkanı, TEV-DEM Dış İlişkiler Sorumlusu Salih Müslim, Abdullah Öcalan’ın "Türkiye’nin hassasiyetleri" sözünü saygıyla karşıladıklarını söyledi ve "Hiçbir zaman tehdit olmadık. Umuyoruz ki Sayın Öcalan’ın bu talebine saygı gösterirler. O zaman biraz daha kolay anlaşabiliriz" dedi.

PKK lideri Abdullah Öcalan’ın avukatlarıyla 2 Mayıs’taki görşümesinden Suriye konusunda şu mesaj çıkmıştı: "İnanıyoruz ki Suriye Demokratik Güçleri (QSD) kapsamında Suriye’deki sorunların çatışma kültüründen uzak durularak; içinde bulundukları konumun, durumun Suriye’nin bütünlüğü çerçevesinde Anayasal güvenceye kavuşturulmuş yerel demokrasi perspektifinde çözüme ulaştırılması amaçlanmalıdır. Bu bağlamda Türkiye’nin hassasiyetlerine de duyarlı olunmalıdır."

Salih Müslim, Öcalan’ın mesajı hakkında Mezopotamya Ajansı’ndan Nazım Daştan'a konuştu.

Müslim, Öcalan’ın mesajının kendilerinin doğru yolda olduğunu gösterdiğini belirterek, hassasiyetlerin de karşılıklı saygıdan geçtiğini söyledi. Öcalan’ın görüşlerinin çok derin olduğunu belirten Müslim, Öcalan’ın özellikle Ortadoğu ve Suriye’yi iyi bildiğini, bu konudaki görüşlerinin kendileri için çok değerli olduğunu belirtti. Öcalan’ın söylediklerini pratikte gerçekleştirmeye çalıştıklarını, Suriye’nin bütünlüğünü anayasal bir temelde sağlayacak bir çözümden yana olduklarını vurgulayan Müslim, kendi bölgelerinin statüsünü resmiyete kavuşturmak istediklerini kaydetti. Bu kadar büyük bedellerle elde ettikleri topraklarından kolay kolay vazgeçmeyeceklerinin altını çizen Müslim, "Sayın Öcalan’ın söylemleri doğru bir yolda olduğumuzu gösteriyor. Bu, bize moral verdi" dedi.


 
‘HASSASİYET KARŞILIKLI SAYGIDIR’
 
Hiçbir zaman Türkiye için tehdit oluşturmadıklarını ifade eden Müslim, şöyle konuştu: 

"Türkiye’nin topraklarına ya da içişlerine karışmadık. Öcalan’ın 'Türkiye’nin hassasiyetleri' dediği şeyleri biz de saygıyla karşılıyoruz. Hiçbir zaman tehdit olmadık. O da bizim için bir duyarlılık noktasıydı. Ama gerçeklerde biraz farklı bir yön de var. Bizim bölgelere saldıran çetelerin geçişi hep Türkiye üzerinden oldu. Sistemimizi oluşturduktan beri her türlü tehdide maruz kaldık. Söylemleriyle buradaki sistemi terörize etmeye çalışıyorlar. Bütün bu yaklaşımlar öbür taraftan geliyor. Umuyoruz ki onlar da Sayın Öcalan’ın bu talebine saygı gösterirler. O zaman biraz daha kolay anlaşabiliriz. Hassasiyet denilen şey karşılıklı saygıdır."


 
‘AFRİN'DEN ÇEKİLMELERİ GEREKİYOR’
 
Türkiye ile bir araya gelebileceklerini, ancak bazı durumların netliğe kavuşması gerektiğine dikkat çeken Müslim, bunun Afrin’in durumu ve kendilerine dönük tehditler olduğuna işaret etti. Bunları es geçemeyeceklerini belirten Müslim, şöyle devam etti: 

"Afrin işgal edilmiştir. Bunun üzerinden geçemeyiz. Bir taraftan hem terörize ediyor hem de işgal ediyor. Hem QSD hem de MSD’de bunu dile getirdi. Eğer gerçekten bir çözüm istiyorlarsa, Afrin'den çekilmeleri gerekiyor. Çetelerin çekilip, Afrin'in eski durumuna getirilmesi lazım. Tehditlerinden vazgeçmeliler. Kürt düşmanlığını bırakmalılar. Bu temelde birbirimize yaklaşabiliriz."


 
‘DİYALOG OLUMLU HAVA YARATIR’
 
Ortadoğu’da yaşanan Kürt sorununun birçok çevreyi ilgilendirdiğini dile getiren Müslim, şu ifadeleri kullandı: 

"Elbette Kuzey ve Doğu Suriye ile Türkiye’deki durumun birbirinden farklılıkları var. Burası Güney Kürdistan’a benzemiyor. Koşulları da farklıdır. Sultan’ın planları biraz farklı işliyor. İşte ikide bir çıkıp, ‘Biz orada yaptığımız hatayı bir daha yapmayız’ söylemini tekrarlıyorlar. Biz Güney’e benzemiyoruz, politikamız da benzemiyor. Kürt sorunu Ortadoğu’da birbiriyle ilişkilidir. Her parçada en büyük engel Türkiye’dir. Her yere müdahale etmeye çalışıyorlar. Dolayısıyla Türkiye kendi içindeki Kürt sorununu çözseydi bize bu kadar düşmanlık etmezdi. Farklı farklı ya da ayrı ayrı çözüm yolları geliştirilebilir ama sonunda aynı kapıya çıkıyor. Orada siyasi diyalog kanallarının açılması elbette burada olumlu bir hava yaratır." (HABER MERKEZİ)
 

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar