Sen kimsin be?..

Eyyy Beşiktaşlılar, Fenerliler, Galatasaraylılar ve ey futbola gönül veren milyonlarca seyirci milleti... Aşağıda son günlerin iki haberini vereceğim.

Haber no 1) Galatasaray'a ve memlekete tüm zamanlarda gelmiş yabancılar içinde ve üstelik ilk ve son sezonunda en çok golle kral olan Gomis, "Abdürrahim Albayrak paramı alamadığım için Kayseri deplasmanına gitmediğimi, yıllık 3,5 milyon euro olan ücretimin 5 milyona çıkarılmasını istediğimi söylemiş. Hakkımda yalan söylenmesine izin vermeyeceğim" demiş...

Haber no 2) Trabzonspor Asbaşkanı Hayrettin Hacısalioğlu da, "Bugüne kadar beklenmedik sonuçlar alan takımımızla aynı durumdaki Fenerbahçe pazar günü çok enteresan bir maça çıkacak" diye konuşmuş...

Pes.

Artı Gerçek okuyucuları, bugüne kadar ne dedik, hatırlayalım:

*Bu döviz darboğazında bundan sonra Avrupa'dan ikinci sınıf değil, anca 4., 5. sınıf oyuncu alabilirsiniz.

*Elinizdeki ikinci sınıfları da tutmanız mümkün olmaz.

*Trabzon'un bir-iki galibiyeti tamamen tesadüf. Üç vakte kalmaz ağlamaya başlarlar.

*Galatasaray başkanı kitaptan ayet-sure okumayı bıraksın, takımının borsada ne durumda olduğuna baksın.

(Mustabey'i Nizip'ten tanıyan bir hemşerisi geçenlerde "sıkı komünisttir" demez mi, gülmekten bayılacaktım).

Eee, kim yalancıymış?

Gomis mi, ben mi, Abdür mü, Hacı mı?..

Yahu kardeşim, bizi muktedirin yanlış politikaları yaktı desenize.

Söyleyemiyorsanız da sussanıza...

Şimdi diyeceksiniz ki, "Dediklerinin Ukrayna'yla yapılan hazırlık maçıyla ne ilgisi var?"

Valla bence çok ilgisi var.

Böylesi basiretsiz yöneticilerin güdümündeki ligden milli takım falan çıkmaz.

Şampiyon yaptığı iki takımdan ossaat kovulan ve durumu herkesten iyi bilen Lucescu da ne yapıyor?

"Öyle bir takım yapayım ki, bu pislikle uzaktan yakından ilgisi olmasın" diyor...

Çingene dediniz be adama. 

Bir "Af buyrun" eksik kaldı başında.

Hay rüyanızda sizi çingeneler kralı öpsün, e mi...

Bunları yazarken, bir Enes'in doksanıncı saniyede kaçırdığı gol, bir de iki takımın adam gibi mücadelesi dikkatimi çekti.

Gösterişsiz ama disiplinli.

Riyakâr değil, içten.

Basit ama sonuca odaklı bir ilkyarı...

İkinci yarının dördüncü dakikasında bizimkiler kaçırmadı, Ukrayna kalecisi az tanık olunan bir yöntemle; bilmem ki nasıl desem, galiba bedeninde fazladan peydah oluveren üçüncü bacağıyla kurtardı...

61'deki golün neden ofsayt diye iptal edildiğine kızmayın ha.

Atan değil, ortayı yapan ofsayttaydı.

TFF'nin sinir törpüsü hakemleri. Gördünüz mü Kosovalı meslektaşınızı? Adam tartışılacak tek eylemde bulunmadı be.

Peki neden?

Neden olacak; eyyamcı değil de ondan...

Teşekkürler Luçe, sağolasın Şevçenko.

İddiasız bir maça böylesine insancıl ve estetik bir hava kattığınız için.

Ve ey TFF...

Sırf memleketin topraklarını zapt edip rte'ye teyyare "hediye" ettiği için Katar Emiri'ni memnun edeceğim diye .aşakşehir'i parlatmaya devam edersen elimiz yakandadır; haberin olsun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi