Suçlu Süleyman Seba!..

Beşiktaş’ın toparlanmasını, kısa sürede takım olmasını beklemek hiç akılcı olmaz. Abdullah Avcı yeterli midir? Kesinlikle hayır. Avcı gitse ne olacak? Açıkçası hiçbir şey.

Hikâyenin özetini Yılmaz Vural yapıvermişti iki gün önce katıldığı bir radyo programında. "Futbol takımı oyunu. Kulüpler her yıl 15’e yakın oyuncu alıyor. Ligde 2-3 transfer yapan takım yok. Gelen 15, giden 15 kişi. Bunu anlamak mümkün değil…"  Yılmaz Vural gibi deneyimli ve zeki bir insan elbette ki bunun nedeni hepimizden dahi iyi biliyor ancak dile getirmekten doğal olarak kaçınıyor. Yılmaz Vural özetle diyor ki "Bir yer var, biliyorum; Her şeyi söylemek mümkün; Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum; Anlatamıyorum…"

Beşiktaş’ta kusursuz maçlar oynayan İspanyol kaleci Fabricio Agosto Ramirez neden gönderildi ve yerine Liverpool’un başından savmak istediği Loris Karius transfer edildi? Ve tabii diğerleri!.. Ricardo Quaresma son anda neden takımdan gönderildi? Beşiktaş’ta tüm transferleri tek başına neden Fikret Orman yaptı? Niçin takıma uyum sağlamış yabancı futbolcular birer birer gönderildi-satıldı-küstürüldü ve onların yerine daha yüksek tutara, performansı kestirilemeyen oyuncular alındı? Dilimin ucunda ama yazamıyorum sadece içimden mırıldanıyorum! Zira açılacak olası tazminat davasını karşılayacak maddi güce sahip değilim! Sanırsın evin önünden geçerken "Eskiler alırım…" çığırtkanlığı yapan emekçiye gazoz şişesi verip karşılığında mandal alıyorsun…

Beşiktaş, Slovan Bratislava’ya 4-2 yenildi ama maçı izlemeyenler için yabana atılmayacak bir notu aktaralım, Beşiktaş 2 golden birisini penaltıdan diğerini de rakip oyuncunun ayağından buldu. Bu kısa anekdotun oldukça aydınlatıcı olduğu inancındayım! Gelelim yazının başlığına, Süleyman Seba’nın suçuna! Aslına bakansanız başlık, maçı izlerken viskiyi fazla kaçıran Süleyman Seba yönetimlerinin bir elemanına ait! Karşılaşma sonrası telefonda o dile getirdi ve ben de fazlasıyla hak verdim. Dürüst olmak gerekirse "Suçlu, Fikret Orman’ı destekleyen sizlersiniz" serzenişime verdiği yanıt "Esas suçlu Süleyman Ağabey…" oldu ve şöyle devam etti:

" Süleyman Abi kendisinden sonraki dönem için ne manevi oğlu Metin Keçeli’ye ne de Rahmi Koç’un arzu ettiği Hikmet Çetin’e destek verdi. Hasan Arat dedi onda da yaptığı konuşma nedeniyle tepki aldı ve Serdar Bilgili başkan oldu. Beşiktaş’ta sonun başlangıcı Serdar Bilgili ile başladı Yıldırım Demirören ile devam etti Fikret Orman’la da son çırpınışlar yaşanıyor. Süleyman Ağabey, Beşiktaş’ı çok iyi yerlere getirdi ancak çok da büyük kötülük yaptı…"

Gerçekçi bakış açısı, kaldı ki ben de benzerini Cumhuriyet Gazetesi’nde yaşadım yıllar önce. İlhan Ağabey (Selçuk) gazeteyi ayakta tutmak için çok çabaladı lakin kendisinden sonrasını hatalı kurguladı. Sonuç olarak da gazete kendisini bugünkü açmazın içinde buluverdi.   

Gelelim bugüne… Beşiktaş’ın toparlanmasını, kısa sürede takım olmasını beklemek hiç akılcı olmaz. Abdullah Avcı yeterli midir? Kesinlikle hayır. Ancak bu Abdullah Avcı’nın yetisiz bir teknik direktör olduğu anlamına da gelmiyor, sadece olmayınca olmuyor. Yakın gelecekte bugünden daha kaotik süreç yaşanacak hem sportif açıdan hem de yönetimsel olarak. Çözüm Fikret Orman’ın ekibiyle gitmesi mi? Hani kimsenin hesap sormayacağı netleşse Fikret Orman için bulunmaz bir fırsat da!.. Abdullah Avcı gitse ve yerine başkası gelse ne olacak? Açıkçası hiçbir şey. Fikret Orman bilmiyor muydu,  takımın tüm yapısını bozup, kendi başına transferler yaptığında olacakları. Tabii ki biliyordu...

Beşiktaşlılar da biliyorlardı Fikret Orman’ın kendisini eleştiren kongre üyesini dövdüğünde bu kulübe vereceği zararı. Sosyal medyada yönetimi yerenlerin üyeliklerini düşürdüğünde olacakları. Sessiz kaldılar ve en büyük hatayı yaptılar. Kendisi de dahil "Arsen Orman" yakıştırması yapan Mahmut Uslu’ya tepki göstermemiş, Beşiktaş kongre üyeleri de izlemekle yetinmişti. Mahmut Uslu, Fikret Orman’a neden "Arsen Orman" yakıştırmasını yaptı ki?

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi