Suikast girişimi ile suçlanan Sönmezateş: Evet Marmaris'e gittim ama polisleri ben öldürmedim

Suikast girişimi ile suçlanan Sönmezateş: Evet Marmaris'e gittim ama polisleri ben öldürmedim
Erdoğan'a suikast girişimi davasında yargılanan eski Tuğgeneral Sönmezateş, suikast suçlamasını kabul etmedi ancak, 'Marmaris'e gittim, bu işi yaptım ama polisleri öldürmedim' dedi.

15 Temmuz darbe girişimi sırasında Genelkurmay Başkanlığı Karargahı’nda yaşananlara ilişin Ankara 17’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan 224 sanıklı davaya devam edildi. Sincan'da görülen duruşmada, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a suikast girişimini davasında hapis cezası alan eski Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş esasa ilişkin savunmasını yaptı.

Anadolu Ajansı'nın duruşmadan aktardığına göre, darbe girişiminde yer aldığını söyleyen Sönmezateş, "FETÖ üyeliği" suçlamasını reddetti. Sönmezateş, Akıncı Üssü davasının sanığı eski Binbaşı Mehmet Fatih Özkan’ın, 14 Temmuz’da toplantı yaptıklarını ve Moda Deniz Kulübü’nde düğüne katılan generallerin kaçırılması emrini kendisinden aldığı yönündeki beyanlarının ise doğru olmadığın öne sürdü.

Sönmezateş, "Benim için darbe gece 03.00’te başlıyor. Korgeneral Mehmet Şanver ile 2 yıla yakın çalıştım. Kendisine sorun, kızının düğünü gece 03.00’te de devam edecek miymiş ya da ben bir adamın kızının düğününü basar mıyım? Benim de kızlarım var, bu racona ters. Ayrıca ben Marmaris’e gittiğimi kabul ediyorum, 3 tane generali almaya gittiğimi mi kabul etmeyeceğim?" dedi.
 
‘KONSEY ORGENERALLERDEN OLUŞUYOR’

Sönmezateş, 2015’te hazırladığı raporda "FETÖ"cü olduğunu düşündüğü kişilerin isimlerini ilgili makamlara ilettiğini, bu isimlerden ikisinin de aleyhinde ifade veren kurmay albaylar Emin Mert ve Selçuk Başyiğit olduğunu söyledi. Sönmezateş, her iki ismin de Yurtta Sulh Konseyi üyesi olabileceği iddiasında bulundu.

Kendisinin de içinde olduğu 38 kişinin konsey üyesi olmadığını öne süren Sönmezateş, "Yurtta Sulh Konseyi normalde orgenerallerden oluşuyor" dedi.

Darbenin planlanmasına katıldığını ancak bunun Adil Öksüz’ün yer aldığı Ankara Çayyolu’ndaki villada yapılan toplantı olmadığını belirten Sönmezateş, "Planlamaya katıldığımı kabul ediyorum. Planlamaya karargahta katıldım. Kiminle katıldım, kime sunum yaptım? Hayaletlere mi yaptım?" diye konuştu.

‘ORTADA BİR PLAN VAR AMA HER ŞEY PLAN DIŞI’

Gökhan Şahin Sönmezateş, duruşmanın öğleden sonraki bölümünde, ilk savunmalarında verdiği ifadelerinin halen geçerli olduğunu, suikast iddiasını kabul etmediğini dile getirdi. Eski Binbaşı Şükrü Seymen’le, 14 Temmuz günü, Hava Harp Okulu’nda görüştüklerini aktaran Sönmezateş, şunları söyledi:

"Bu esnada yanımızda kimse yoktu. İstanbul’daki toplantıdan sonra görev iptal, İzmir’e gönderildim, Çiğli’ye gittim. Evet, ben emirleri verdim. Taner Berber ve Zekeriya Kuzu, yani İzmir MAK (Muharebe Arama Kurtarma) ekibi hiçbir şekilde planlamamda yoktu. Neden katıldılar, neden geldiler, çünkü gelmesi gereken tim gelmedi. İki tim vardı biri gelmedi. Seymen ve ekibi geldi, diğer ekip gelmedi. Bir taraftan görev var, diğer taraftan eksik adam var. İkinci konu ise sadece Skorsky gelecekti, Cougar gelmeyecekti. Ortada bir plan var ama her şey plan dışı. Taner Berber’e emir vererek hazırlanmalarını söyledim. Şükrü’nün ekibi Skorsky ile geldi, 3 tane de Cougar geldi."

Televizyonda Boğaziçi Köprüsü üzerindeki tankları gördüklerini belirten Sönmezateş, "Yemin ederim ki tanklarla alakalı bir bilgim yok. Böyle bir planlamadan da haberim yok. Arkasından da Ankara’daki uçuşlar. Darbe yapacağım de, önce tanklar çıksın, uçaklar uçsun, bir sürü patırtı gürültü olsun, sonra da suikast yapacağım. Mantıklı mı bu? Görev iptal yani. Yaptığım görüşmeler sonucu bana emir geldi, Okluk Koyu’na gideceğim. Cumhurbaşkanı daha önce Okluk Koyu’na hiç gitmemiş. Gittiyse de kalmamış. Ben ve adamlarım Okluk’u çalıştık 2-3 saat" ifadelerini kullandı.

    

‘ALÇAK UÇUŞ YAPMADIK, BENİ HİÇBİR RADAR DURDURMADI’

15 Temmuz akşamı yapılan planlama birden fazla değişiklik yapıldığını, bu değişikliklerden bir çoğunu olay günü beraberinde olan askerlerin de bilmediğini öne süren Sönmezateş, kendisinin tuzağa çekildiğini düşündüğünü, eski binbaşı Şükrü Seymen ile yaptıkları son değerlendirmeden sonra Marmaris’e gitmeye karar verdiğini anlattı.

Çiğli’den kalkıştan sonra helikopterlerin radarlara yakalanmaması için alçak uçuş yaptıkları iddiasının da doğru olmadığını söyleyen Sönmezateş, şöyle konuştu:

"Gecenin ilerleyen saatlerinde ‘Akıncı’ya geri dön’ kararı çıktı. Sonra tekrar Okluk emri verildi. Bunlar olurken Genelkurmay ve Akıncı’da olanlardan haberim yok, bana soran da yok sen ne yapıyorsun diye. Tam Akıncı’ya gideceğiz Şükrü geldi, ‘Görev bu’ dedi, baktım otel. Telefondan bakıyoruz otele. Bendeki düşünce şu: Bu görev başarılamaz. Bir taraftan görev var, bir taraftan ters giden bir sürü iş var. Gelen emirlere güvenmiyorum, bir taraftan tuzak kokusu alıyorum. En son kararı Şükrü ile verdim. ‘Ne diyorsun’ dedim. Gitmeye karar verdik. Kıdemli helikopter pilotu dedi ki ‘Bölgeyi ben biliyorum, önden ben gideceğim.’ Diyorlar ki radarlara yakalanmamak için alçak uçuş yaptılar, öyle bir şey yok. Beni hiçbir radar durdurmadı."

‘ALİ YAZICI’DAN HABERİM YOK, BANA BİLGİ VERMEDİ’

Olay tarihinde Cumhurbaşkanı Başyaveri olan eski Kurmay Albay Ali Yazıcı’nın Çiğli’deki misafirhaneye geldiğini bilmediğini iddia eden Sönmezateş, "Ne benim ne de Şükrü Seymen’in Ali Yazıcı’dan haberim var. Ne de daha önce kendisini gördüm. Yazıcı’nın bana bilgi vermediğini herkes biliyor" şeklinde konuştu.

Marmaris’e ulaştıktan sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kaldığı otelin yakınlarına askerlerin bir kısmını bıraktıklarını anlatan Sönmezateş, kendisinin de içinde olduğu bazı helikopterlerin yakıt ikmali için daha önceden belirlenmiş olan Milas ve Dalaman’daki hava meydanlarına yöneldiklerini ancak Dalaman’da ikmale izin verilmediğini dile getirdi. Bunun üzerine Imsık’a geçtiklerini aktaran Sönmezateş, Marmaris’ten ayrıldıktan sonra bıraktıkları timinin çatışmaya girdiğini belirtti.

‘BİZİM POLİSLERLE BİR DERDİMİZ YOK’

Suikast girişimi ve polislerin hayatını kaybetmesiyle ilgili suçlamaları bir kez daha reddeden Sönmezateş, şöyle devam etti:

"Biz Marmaris’ten ayrıldıktan sonra çatışma çıkıyor. Kamera kayıtları var, bir sivil askerlere nereye diye soruyor, oteli gösteriyor. Villalardan birinden ateş ediyorlar bizimkilere, bunun üzerine bizimkiler burada ‘bir şey var’ diyerek. İsmail Yiğit 12-13 tane polisi tek başına Şükrü’ye haber vermeden alıp havuzun başına götürüyor. Soruyorlar sorularını, cevap alamıyorlar. Bu arada polislerden birinin telefonu çalıyor, ailesiyle görüşmelerine izin veriliyor. Suikast timi deniyor ya daha sonra polislerin silahlarını uzak bir yere bırakıp polisleri de serbest bırakıyorlar. Bizim polislerle bir derdimiz yok ki."

'TAZMİNATLARI BENDEN TAHSİL EDİN'

Savunmasının sonunda kısa bir özetleme yapacağını dile getiren Sönmezateş, "Yurtta Sulh Konseyi üyesi değilim, konseyin orgenerallerden teşkil etmiş bir yapı olduğunu biliyordum. Evet Marmaris’e gittim, bu işi yaptım ama polisleri ben öldürmedim. Konsey üyesi deniliyorum tanklar, toplar, uçaklar, helikopterler nerede ne olduysa yapılan planlamadan haberim yok, tasvip de etmiyorum. Atılan bombalar var tasvip etmiyorum" şeklinde beyanda bulundu.

"Şehitler hakkında açılan tazminat davalarının yargılama yapılmadan kendisinden tahsil edilmesini kabul ettiğini" söyleyen Sönmezateş’e, izleyiciler "Senin paranı istemiyoruz. Hainsin" şeklinde tepki gösterdi. Sönmezateş ve izleyiciler arasında yaşanan sözlü tartışmanın ardından izleyiciler salondan çıkarıldı.

Sönmezateş ve avukatının sözlerini tamamlamasının ardından duruşma yarına bırakıldı. (Kaynak: AA)

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar