Şule Çet davası: 'Hala deliller gizleniyor'

Şule Çet davası: 'Hala deliller gizleniyor'
Av. Umur Yıldırım, Berk Akand’ın incelenmesi için mahkemeye sunduğu telefonun olay günü kullandığı telefon olmadığını belirterek, hala delilleri gizlediklerini söyledi.

Derya OKATAN


ARTI GERÇEK - Şule Çet’in bir plazanın 20. Katından atılarak öldürülmesiyle ilgili davanın 3. Duruşması bugün görülüyor. 

Ankara 31. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya tutuklu sanıklar Berkd Akand ve Çağatay Aksu katıldı. Şule Çet’in ailesi ve avukatları da duruşmada hazır bulundu. 
Daha önce hazırladığı rapor mahkemeye sunulan Mersin Üniversitesi’nden Adli Tıp uzmanı Prof. Dr. Hakan Kar, mahkemede tanık olarak dinlendi.  

Elde ettiği bulgular hakkında bilgi veren Hakan Kar, Şule Çet’in anal bölgesinde ekimoz, sıyrık ve erkek prostat sıvısı ve tükürük amilazı bulunduğunu belirtti. Ayrıca vajinal bölgede bir erkeğe ait DNA bulunduğunu ancak kime ait olduğunun tespit edilemediğini söyleyen Kar, cinsel bölgelerde tespit edilen lezyonun yüksekten düşme ile mümkün olamayacağını, anal bölgeye penis duhulü kanaatine vardığını kaydetti. 

ANAL BÖLGEYE ZORLAMA VAR

İstemli cinsel ilişkide ekimoz görülmesinin beklenmediğini belirten Prof. Kar, avukatın "zorlamaya mı işaret ediyor" sorusuna "doğrudur" yanıtını verdi.

Sanık avukatları ise anal bölgedeki ekimozun kabızlıktan kaynaklanıp kaynaklanamayacağını sordu. Kar, "Ekimoz, noktasal sıyrıklar ve noktasal kanamalar var. Kabızlıkla bu bulgular beklenemez" yanıtını verdi.

Prof. Kar, ayrıca Hyoid kemiği kırığı tespit ettiğini ve bu kırıkların hem yüksekten düşme hem de elle boğmadan kaynaklanabileceğini belirtirken, elle boğma olgularında boyun kemik kırıkları oranı yüzde 68 ila yüzde 92 arasında görüldüğünü, yüksekten düşmeye bağlı olguların ise yüzde 5’inde boyun kemik kırıkları tespit edildiğini söyledi. 

Sanık avukatının "elle boğma ise neden boyunda ekimoz yok" sorusuna Kar, "Ekimoz görülmek zorunda olmadığını ama cilt altı yumuşak dokuda etrafı ekimozlu kırık var ise hayattayken boğulduğu anlamına gelebileceğine" işaret etti. 

TOKALAŞMA İLE DNA GEÇMEZ

Şule’nin tırnak altı dokusunda Berk Akand’ın DNA’sı bulunmuştu. Sanık avukatları doku geçişinin tokalaşma ile geçip geçemeyeceği sorusuna Kar, "Tokalaşma ya da ten teması ile avuç içine nadiren DNA geçişi olabilir. Tırnak altı dokusu sert mücadele, tırmalama şeklinde olabilir. El teması ya da tokalaşma ile mümkün değil" yanıtını verdi.
Sanık avukatlarının ancak müvekkillerinin vücutlarında hiçbir iz olmadığını belirtmesi üzerine de Kar, "Yaralanma olması gerekmiyor. Derinin en üst katmanından da doku geçişi olabilir" dedi. Sanık avukatı " Yaralanmadan bahsetmiyorum kızarıklık bile yok" derken, Kar "Kızarıklık olması da gerekmiyor" yanıtını verdi. 

Ayrıca keşif sırasında olay yerinde halıflekste te dinlenme odasındaki yastıkta lekeler gördüklerini söyleyen Prof. Kar, bu lekelerin incelenmesini önerdi. 

Duruşmada Şule’nin arkadaşı tanık olarak dinlendi. Tanığın, Şule’nin herhangi bir psikolojik sorunu olmadığını söylemesi üzerine sanık Çağatay Aksu, "Twitter paylaşımları intihara meyilli olduğunu göstermiyor mu? Hiç mi mutlu şiir yokmuş? Onları niye paylaşmamış" dedi. 

Duruşmada Erciyes Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı tarafından hazırlanan düşme dinamiği ve mekaniğine dair 3D similasyon olarak hazırlanan rapor, Av. Ferhat Gebeş tarafından sunuldu. Buna göre sanıkların anlatımının doğru olmadığına işaret eden Gebeş, ayrıca fotoğrafta Şule’nin kazağının içe doğru kıvrıldığının görüldüğünü, bunun da kazağın atılmadan önce giydirildiğini gösterdiğini söyledi. 

SANIK AKSU HİÇBİR ŞEY ANLAMADI

Ardından söz alan sanık Çağatay Aksu, şunları söyledi: "Yine senaryo, şaşırdık mı hayır. Oraya bir ayakkabı fotoğrafı koymuşlar ama nasıl benim ayağımı sığdırmışlar hiç anlamadım, ifademin arkasındayım, ivmelendirip atıldı deniliyor, kendi dediğini kendisi duyuyor mu? Orada ivmelendirip nasıl atacağız zaten dar bir pencere. Çorap yok diyorlar, anlamadım efendim birine dokunmadan tecavüz etme, birine dokunmadan boğma, tutmadan atma, doğa üstü güçlerim var sanki efendim benim. Çürütülmesi çok kolay bir senaryo, yeni senaryo için başarılar."

SANIK OLAY GÜNÜ KULLANDIĞI TELEFONU SUNMADI

Av. Umur Yıldırım, Berk Akand’ın incelenmesi için mahkemeye sunduğu telefonun olay günü kullandığı telefon olmadığını belirterek, hala delilleri gizlediklerini söyledi. Yıldırım, "Şule'nin 2006'dan itibaren 200 hastanede kaydı var ve yalnızca birisi ayakta psiko tedavi. Artık bu psikoloji tartışmasının sonlanmasını istiyorum" dedi.
Yıldırım’ın "Çağatay Aksu ‘kızına sahip çıksaydın’ diyen birisi ve bu bir itiraf niteliğindedir. Dışarıdaki kadınların can ve mal güvenliği için sanıkların tutukluluğunun devamını istiyoruz" sözleri salonda büyük alkış aldı. 

Sanık avukatları, mahkemeye sunulan özel bilirkişi raporlarına itiraz etti, "raporların avukatların isteğine göre hazırlandığı" sözleri salonda tepkilere neden oldu.  
Kocaeli Baro Başkanı Bahar Gültekin Candemir, Antalya Baro Başkanı Polat Balkan, Düzce Baro Başkanı Azade Ak müdahillik talebinde bulundu. 

Sanık avukatı İskender Fatih Balkış'ın "Şule Çet'in olay gecesi plazaya gittiğini sevgilisine söylemediği" yönündeki ifadesi salonda yoğun tepki çekti. Çet ailesinin avukatları da bu ifadeye itiraz etti. Salondaki kadınlar Balkış'a "cübbeni çıkar" diye tepki gösterdi.

Balkış, genital bölgesindeki DNA'nın Şule'nin sevgilisine ait olduğunu ileri sürdü.

DURUŞMA ERTELENDİ

Mahkeme heyeti, olay gecesi çekilen videolardaki konuşmaları tespit edebilmek için dudak okuma uzmanı getirilmesine, odada bulunan lekelerin incelenmesine ve Şule Çet'in ev arkadaşı Lillia’nın tekrar dinlenmesine karar verdi.

Duruşma, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verilerek 16 Ekim’e ertelendi. 

Sanıklar duruşma salonundan çıkarılırken tüm salon 'katiller' diye bağırdı. Mahkemeyi izleyenler 'Şule için adalet istiyoruz' sloganı atarken, sanıkların aileleri de 'Hak, hukuk, adalet' sloganını attı. 

Aile ile izleyiciler arasında sözlü tartışma yaşandı. 

 

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar